İki hafta önce, balo kraliçeliğine kabul konuşmanı planlaman için sana yardım ediyorduk. | Open Subtitles | منذ اسبوعين ساعدناك على اعداد خطابك بشأن انتخابك ملكة التخرّج |
konuşmanı izlemek için Columbiaya gitmek için her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | أنا أعمل على كل شيء لكي أتمكن أن أكون في كولومبيا لرؤية خطابك |
AnnaBeth, sonsuza kadar şu Amerikan Futbolu hakkında konuşmanı dinleyebilirim. | Open Subtitles | أنابيث أستطيع أن أستمع إليك تتحدثي عن كرة القدم الأمريكية |
Pastel boya konuşmanı birkaç kez duyduk. Harika olmadığını söylemiyoruz tabii ki. | Open Subtitles | لقد سمعنا خطاب القلم للتلوين ولكنه عظيماً بالطبع |
Yani senin ağaçlarla konuşmanı devam ettirmen için muffinleri kullanıyordu, dostum. | Open Subtitles | لذا كانت كانت تبعث لكَ الكعك لتبقيك تتحدّث إلى الشجرة، يا صاح. |
Ben psikolog değilim ama oğlunla konuşmanı öneririm. | Open Subtitles | لست معالجاً نفسياً لك أقترح أن تتكلمي مع أبنك |
Temel atma töreni için konuşmanı hazırlayacağım ve sonra sonsuza kadar hayatından çıkacağım. | Open Subtitles | وسأكتب لك خطبتك القادمه وسأخرج من حياتك للأبد |
Tamam, o zaman teslim konuşmanı yazmaya başlayalım. Bu çizgiyi aşmak olur. | Open Subtitles | حسناً , لنكتب خطابك للتنازل عن الترشيح - لن أفعل هذا - |
Molly, Geçen gece televizyonda konuşmanı dinledim. | Open Subtitles | تشبيه جيد باد مولي رايت خطابك على التلفاز تلك الليلة مثير للإعجاب |
İlk rektörlük konuşmanı okuduktan sonra midem bulandı. | Open Subtitles | شعرت بهلع في قلبي عندما قرأت خطابك بصفتك عميد للكلية |
Senin duygu dolu konuşmanı sabırsızlıkla bekliyorum. | Open Subtitles | اتطلع الى خطابك قريب من القلب ومحزن هذه الليله |
Bundan böyle bir dakika bile, şerefinle oynayıp buluşmanı, konuşmanı istemiyorum onunla. | Open Subtitles | ان تشوهي سمعتك في اي لحظة من فراغك بان تواجهي كلمات او تتحدثي مع السيد هاملت |
Onunla konuşmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تتحدثي معه عندك خبرة مع الآخرين كنتي شرطية |
Onlarla konuşmanı istiyorum. Onlara istekleri dışında götürüldüklerini bildiğimi söyle. | Open Subtitles | أريدكِ أن تتحدثي معهن، وتخبريهن أنني أتفهم بأنهن قد أذهبن رغم إرادتهن |
Bunu neden yaptığına dair psikopat zırvalarla dolu konuşmanı duymaya ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لسنا بحاجة لسماع خطاب المتخلفين عقلياً الذي يفسر قيامك بذلك |
Nobel Ödülü konuşmanı biraz fazla çalışıyorsun. | Open Subtitles | لقد كنت تتدربين على خطاب نيلك لجائزة نوبل كثيراً مؤخراً |
Okulda biri sana sataşıyorsa öğretmeninle konuşmanı öneririm. | Open Subtitles | إن كان لديك مشكلة مع متنمر، فأريدك أن تتحدّث مع مدرّس. |
- Tabii yakalanmazsan. Çünkü o zaman konuşmanı isterler. | Open Subtitles | إلا إذا امسكوا بك لأنه عنده سيريدونك أن تتكلمي. |
Andrew! Sevgili dostum, konuşmanı kaçırdım. | Open Subtitles | أندرو ,صديقى العزيز ,لقد فاتتنى خطبتك |
Arkadaşımla, önemsiz bir pislikmiş gibi konuşmanı istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد منك أن تتحدث مع صديقتي وكأنها لاشيء |
Sonuçlar geldiyse ikimizle de konuşmanı isterim. Gelmediyse bir toplantıya geç kaldım | Open Subtitles | لديك النتائج، أريدك أن تتحدث إلى كلينا إن لم تفعل فأنا متأخرة على اجتماع |
- Böyle konuşmanı istemiyorum, lütfen. - Mecburuz Tatiana. | Open Subtitles | لا أريدك أن تتكلّم هكذا, أرجوكِ - يجب علينا, تاتيانا - |
Üzgünüm, devam et. Devam et, konuşmanı yap. | Open Subtitles | .انا في منتصف حديثي .تفضل , قُم بإكمال حديثك |
- Ona bakmanı istiyor konuşmanı istiyor, ancak bunu yapmayacaksın. | Open Subtitles | يريدك أن تنظر إليه وتتحدث إليه ولكنك لن تفعل ذلك |
Sen ayağa kalkıp, konuşmanı yapmaya başlayacaksın ve odadaki herkes şöyle düşünecek: | Open Subtitles | وستقفين وتلقين خطابكِ ..وكل شخص في الغرفة سيفكّر |
Senden sorumlu kişi, bu salı üyeler ile konuşmanı istiyor. | Open Subtitles | رئيس الفرع يريدك ان تلقي خطبة على الاعضاء يوم الثلاثاء |
Baba, konuşmanı yapman lazım. | Open Subtitles | أبي عليك إلقاء كلمتك روبيرت، أخرج إلى هنا |
Bu yüzden, onunla konuşmanı istiyorum. | Open Subtitles | . لهذا السبب أريدك أن تتكلمى معها ... أعرفأنهاصديقك |