Sadece birşey kesin kaybedecek birşey yok Korkacak birşey yok | Open Subtitles | لاشيء واحد فقط واضح لا شىء نخسره لا داعى للخوف |
Bu kız gerçekten hiç kimseyse, Korkacak bir şeyi yoktur. | Open Subtitles | إذا كانت الفتاة مجهولة فعلاً، فلا يوجد ما يدفعها للخوف. |
Tanrı bağışlayıcıdır. Bunu sen de biliyorsun Joe. - Korkacak bir şey yok. | Open Subtitles | فالله يغفر للجميع، و أنت تعلم ذلك، جو لا يوجد ما تخاف منه |
Endişelerinizi anlıyorum ama Korkacak hiçbir şey yok! | Open Subtitles | ، أنا أفهم قلقك . ولكنى أعدك بأنه لا يوجد ما تخشاه |
Wendy, Henry'den Korkacak kadar yeterince zeki ve korku bir avantaj. | Open Subtitles | ويندي ذكية كفاية لتخاف من هنري والخوف هو ما سنلعب عليه |
Ama beni daha iyi tanır ve bana güvenirsen bunda Korkacak hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لكن ليس هناك شيء تخافين منة طالما تضعي ثقتك في أعطِيني وقتَ، ثقي بي |
Salıncağa binmeni istiyorum böylece Korkacak bir şey olmadığını göreceksin. | Open Subtitles | أريدكِ أن تركبي الأرجوحة. وسترين أنه لا يوجد ما يخيف فيها. |
Korkacak hiçbir şey yok. -Evet, hepsi kadın. | Open Subtitles | هناك لا شيء تخافي منة نعم، كل هؤلاء النساء. |
Korkacak bir şey yok, söz veriyorum. - Neden sürekli kaçıyorsun? | Open Subtitles | لا يوجد ما يدعو للخوف لماذا تهربي دائماً؟ |
Bir kez denesen, Korkacak bir şey olmadığını göreceksin. | Open Subtitles | بمجرد محاولة وحيدة، سترون بأن لا شيء يدعوا للخوف |
Eğer erdemli insanlarsanız Korkacak bir şey yok. | Open Subtitles | حصلت على لا شيء للخوف إذا أنت ناس مستقيمين. |
Korkularıyla kraşı karşıya kalıyor ve Korkacak hiçbirşey olmadığını anlıyor. | Open Subtitles | ليواجه كل مخاوفه و ليدرك انه ليس هناك ما يدعو للخوف. |
Daha bir mühendis bile olmayı başaramamış olan o ikisinden Korkacak ne var, Dr. Robert? | Open Subtitles | حقاً ، و ما الذي يدعونا للخوف من أشخاص لم ينالوا حتى الشهادة الملكية في العلوم ؟ |
Beni PJ'nin başkan vekili yaptılar. Korkacak bir şeyin yok. Güvendesin. | Open Subtitles | لقد أعطوني صلاحيات الرئيس أنت بمأمن, لا يجب عليك أن تخاف |
- Karım Kızılderililer'den korkar. - Korkacak bir şey yok. | Open Subtitles | أن زوجتي تخاف من الهنود- لا شئ لديك لتخاف عليه- |
Eğer siyah top masumsa Korkacak birşey yok demektir. | Open Subtitles | إذا كانت الكرات السَّوداء بريئة ليس لديها ما تخشاه |
İki türlü de Korkacak hiçbir şey yok çünkü seni öldürmeyeceğim. | Open Subtitles | بكل ألأحوال، ليس لديك ما تخشاه لأنني لن أقتلك أنا أحبك! |
Biliyorum Grace'ciğim. Yakında Korkacak bir şey kalmayacak. | Open Subtitles | أعلم هذا يا عزيزتى لكن قريباْ لن يوجد شيئاْ تخافين منه |
Eğer onlar düşman değilse Korkacak hiçbir şeyin yok demektir, değil mi? | Open Subtitles | نحن لسنا أعداء ليس هناك ما يخيف. أليس كذلك؟ |
Seninleyim ve Korkacak bir şey yok. | Open Subtitles | أَنا هنا مَعك الآن، و مفيش حاجة تخافي منها. |
Babasıyla yaptığımız anlaşmalara uyarsak Korkacak bir şey yok demektir. | Open Subtitles | أعتقد أن لو إلتزمنا ، بالميثاق الذي قطعناه مع والده فليس لدينا ما نخشاه |
Korkacak bir şey yok, Tanrı hariç. | Open Subtitles | لا يوجد شيء نخاف منه سوى الإله |
Gurukant Desai cezanızdan Korkacak değil... o çok şey söyledi. | Open Subtitles | .. جوروكانت دزي لا يخاف من العقاب حسنا، يقال الكثير |
Öğrendiğinde de, Korkacak hiçbir şeyin kalmayacak. | Open Subtitles | وعندما تنجحين بهذا لن يكون هناك ما تخشينه |
Eğer şimdi ona vurursanız size karşı doğruları söylemeye her zaman Korkacak. | Open Subtitles | فاذا ضربته سيخاف من اخبارك الحقيقة طوال حياته |
O zaman bizi ziyaret ederse, Korkacak bir şeyin yok. | Open Subtitles | هكذا لن يكون هناك داع لتخافي . إذا جاء لزيارتنا |
Ailenle berabersin, Korkacak hiçbir şey yok insanların için dışına çıkartan şu duman. | Open Subtitles | عدت مع عائلتك الآن ، حيث لا يوجد ما يفزع عدى ذلك الضباب الذي يقلب جلود الناس |
Buraya gel. Korkma. Korkacak birşey yok. | Open Subtitles | تعال هنا، لا تخف ليس هناك داعيا لأن تخاف |