"koyma" - Translation from Turkish to Arabic

    • تضع
        
    • تقاوم
        
    • تقاومي
        
    • تضعي
        
    • بوضع
        
    • لوضع
        
    • هات
        
    • تضعني
        
    • تضعه
        
    • تضعيها
        
    • للمقاومة
        
    • تقاومها
        
    • لا تتعدّى حدودك
        
    • لا تراهن
        
    • تقاومني
        
    Hiçbir zaman mağara ağzına dikkatleri üzerimize çekecek birşey koyma. Open Subtitles لا تضع أبداً شيئا قرب فم المغارة لتجذب الإنتباه إلينا
    Bu genel bir problem. Kart anahtarını telefonunla asla aynı yere koyma. Open Subtitles إنها مشكلة شائعة , أبدا ً لا تضع بـطـاقـة الـدخـول مـع هـاتـفـك
    - Rahat dur, piç kurusu! Karşı koyma. Open Subtitles -قف مكانك يا إبن العاهرة، لا تتحرك ولا تقاوم
    - Karşı koyma, bebeğim. Open Subtitles - انتظر- لا تقاومي مشاعري يا عزيزتي
    Hey, bana bir iyilik yapar mısın? İç çamaşırını buzdolabıma koyma. Open Subtitles هل يمكنكِ أن تعملي لي خدمة بألا تضعي ملابسكِ الداخلية في ثلّاجتي؟
    Bana sorarsan, artık elini taşın altına koyma vaktin geldi. Open Subtitles و لو سألتني فسأنصحك بوضع حذائك الفاخر فوق بعض الرقاب
    Güneş panelleri ve yönetmeliklere vergi koyma teşebbüsünde TED لقد جندوها في هذا الجهد لوضع ضريبة على أنطمة وألواح الطاقة الشمسية.
    - Elinden geleni ardına koyma. - Mümkün değil. Epey sağlamız. Open Subtitles هات ما عندك شميث - مستحيل ، نحن حقا أقوياء -
    Yakın zamanda Y kuşağını elde tutmak amaçlı mola odasına top çukuru koyma fikrinin kabul edilmediği bir iş yeriyle konuştum. TED تحدثت إلى مؤسسة التي قررت مؤخرًا ألا تضع حفرة كرات في غرفة الاستراحة، وبذلك تحتفظ بجيل الألفية.
    O kadar tereyağ koyma! Open Subtitles انت ما هذه الزبدة الكثيرة؟ أخبرتك أن تضع القليل فقط
    Mağazadan çıkana kadar ellerini cebine koyma. Open Subtitles لا تضع يدك في جيب المعطف حتى تخرج من المحل
    Mağazadan çıkana kadar ellerini cebine koyma. Open Subtitles لا تضع يدك في جيب المعطف حتى تخرج من المحل لم لا ؟
    Tevrat'ına ulaşmada önüme engeller koyma. Open Subtitles ولا تضع في طريقي أية عقبات نحو توراتك المقدسة.
    - Karşı koyma. - Ölürüm daha iyi. Open Subtitles لا تقاوم سوف يكون ذلك هو اليوم
    Karşı koyma, savaşma. Çok almayacaklar. Open Subtitles لا تقاوم لا تقاوم،لن يستغرق هذا وقتا.
    Karşı koyma. Open Subtitles لا تقاومي لا تقاومي
    Karşı koyma. Tamam mı? Open Subtitles لا تقاومي حسناً ؟
    Havluları sıcak suya koyma. Lekelenirler. Open Subtitles لا تضعي المناشف في الماء الساخن وإلا ستتلطخ
    ...ve Bölgesel yarışmayı, Şampiyonluk maçı ile aynı geceye koyma talebimi kabul ettiler. Open Subtitles وقد قبلوا طلبي بوضع يوم المنافسات المحلية للمشجعات بنفس ليلة مباراتكِ على البطولة
    Sanırım onun işleri yoluna koyma şekli böyleydi. Open Subtitles نعم، كان طريقها لوضع الأمور في نصابها، أفترض
    - Elinden geleni ardına koyma. - Mümkün değil. Epey sağlamız. Open Subtitles هات ما عندك شميث - مستحيل ، نحن حقا أقوياء -
    - Beni onlarla aynı sınıfa koyma. - Onlarla aynı sınıfa mı koydun? Open Subtitles ـ لا تضعني في صنفهم إذًا ـ هل وضعته في صنفهم؟
    Oraya koyma. Odama koy. Open Subtitles لا تضعه هناك ، فقط ألقه فى الغرفة.
    Güzel, ama henüz poliçeyi oraya koyma. Zamanı gelince söyleyeceğim. Open Subtitles حسناً,و لكن لا تضعى البوليصة هناك الآن سأخبرك متى تضعيها
    Birlikte çalışırsak karşı koyma şansımız artar. Open Subtitles فرصنا للمقاومة الناجحة سيكون بإمكانها التقدم لو عملنا سوياً
    Karşı koyma. Open Subtitles .لا تقاومها
    Gordan'a karşı koyma. Open Subtitles (لا تتعدّى حدودك مع (جوردن سيسحقك نتيجة لذلك
    Aptallık etme. O aptal vuruşa daha fazla para koyma! Open Subtitles لا تكن أحمقاً، لا تراهن بالمال علي تلك الضربة الغبيّة.
    Problem yok, Halledebilirim. İşte böyle, bana karşı koyma. Open Subtitles لا بأس , بإمكاني مساعدتك هكذا , لا تقاومني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more