"koyun" - Translation from Turkish to Arabic

    • ضعوا
        
    • خروف
        
    • الخراف
        
    • الأغنام
        
    • الخروف
        
    • ضعي
        
    • ضعه
        
    • ضعها
        
    • وضع
        
    • الضأن
        
    • ضعوه
        
    • ضعوها
        
    • ضعا
        
    • الغنم
        
    • تضع
        
    Bahislerinizi koyun beyler. Bahislerinizi koyun. Yeni biri zar atıyor! Open Subtitles ضعوا الرهن أيها السادة ضعوا الرهن، لدينا رامي نرد جديد
    Bu bizim yediğimiz inek, domuz yada koyun gibi birkaç çeşit memeli türünden daha fazla kesinlikle. TED وهذا عدد لا بأس به وهناك عدد قليل من الثديات التي نأكلها، مثل البقرة أو الخنزير أو حتى خروف.
    Orada birkaç koyun da var. Büyük ihtimalle onları götürmeye çalıştılar. Open Subtitles هنالك بعض الخراف أيضاً، من المُحتمل أنهم حاولوا أن يستولوا عليها
    Babam buraya gelebilmek için koyun çalmanın tüm belasını başına aldı. Open Subtitles كان على أبي القيام بسرقة الأغنام للحصول على رحلة إلى هنا
    koyun, mekanik olarak işlenmiş yan ürünlerle yetiştirilen ilk hayvandı, üretim özellikleri için de seçici olarak ilk yetiştirilen, ayrıca klonlanan ilk hayvandı. TED الخروف هو الحيوان الأول والذي انشأ من منتوجات معالجة ميكانيكيا، أول من تم التحكم في صفات ولادته، وأول حيوان يستنسخ.
    - Pekâlâ, çürüğünüzün üzerine bir parça buz koyun ve ben de kocanızı bulmaya gideceğim. Open Subtitles ضعي بعض الثلج على كدماتك، وانا سأذهب للبحث عن زوجك
    duşa koyun, hiç olmadı dolaba koyun, ama antreye koymayın. TED ضعه فى الحمام، أو فى الخزانه، لكن ليس فى البهو.
    Bay Laszlo'nun valizlerini bulup uçağa koyun. Open Subtitles ابحث عن امتعة مستر لازلو و ضعها بالطائرة , حاضر سيدى
    Sihirli ekranınıza koyun ve silme eldiveniyle bu şekilde ovun. TED ضعوا الشاشة السحرية و أفركوا بقفازات الماسح عليها هكذا.
    Tüfeklerinizi şu sandığa koyun. Open Subtitles أيها الساده ، ضعوا بنادقكم مع تلك المجموعة.
    Millet, çantalarınızı bu arabaya koyun. Open Subtitles حسناً أيها الناس ، ضعوا حقائبكم هنا فى العربة
    Yani, normal bir koyun, muflon hücresi ile gebe bırakıldı. Aslında bu durum ilginç bir biyolojik problem ortaya çıkartıyor. TED تم تحميلها في جسد خروف عادي، والذي يثير في الواقع مشكلة حيوية مثيرة للاهتمام.
    İnsanlardan sola bakan bir koyun çizmelerini istedim. TED طلبت من الناس ان ترسم خروف متجه للشمال.
    koyun saydım, uykulu şeyler düşündüm hatta Uykum Perisi'ni bile çağırdım. Open Subtitles عد الخراف التفكير في افكار تجلب النوم حتى انني استأجرت المنوم
    Hatırlat da bir daha onun çiftliğinden koyun çalmayayım. O dilsiz, sağır değil. Open Subtitles لا أذكر خشخشة أكثر من الأغنام مزرعته اه، قال انه صامت لا اصم
    Yeşim İmparator nehre baktı ve koyun, maymun ve horozun bir sal üzerinde, otların arasından geçmesi için salı ittiklerini gördü. TED نظر الإمبراطور جايد صوب النهر ورصد الخروف والقرد والديك على متن طوافة، يعملون معا لدفعها عبر الطحالب.
    sadece benim basima elinizi koyun bu sekildede beni korursun Open Subtitles فقط ضعي يدك على رأسي دوماً ! و امنحيني بركاتك
    Bu yüzden, ön kapıya koymayın, başka yere koyun. Çok hoş bir cam parçası. TED لذلك لا تضعه فى الباب الأمامى، ضعه فى أى مكان أخر. إنه لوح زجاجى جميل.
    Şu yana koyun. Alması kolay olur. Open Subtitles ضعها فوق، بجانبِ الفرن هكذا يسهل الوصول إليها
    Kalıba yerleştirin dikkatlice hamuru yanlara doğru birer de badem koyun ve sonra fazla kaçmasın, ölçüyü kısın ihtimamla. Open Subtitles وضع فطيرتك المحلاة بلا عجل في طبق الكعك المحلى وحركها بعناية من الجوانب وصبّ من قشدتك ببطء بوسط الفطيرة
    Şöyle güzel ve yağsız bir koyun eti, veolgun bir domates. Open Subtitles و حيث لحم الضأن جميل بلا دهون و الطماطم ناضجه.. شئ شهى جدا..
    Bunun sonucunun böyle sıkıcı olmaması gerekiyordu. Onu kafesine koyun. Open Subtitles لا يفترض لهذا أن يصبح مملاً، ضعوه بعيداً في قفصه
    Bunları alın, cüzdanınıza koyun bununla ne yapacağınıza dair bir saniye düşünün. TED خذوها، ضعوها في محفظتكم وفكروا لثوان فيما ستفعلوا بها.
    Şimdi ellerinizi başınızın üstüne koyun ve arabadan çıkın. Open Subtitles الآن ضعا أيديكم وراء رأسيكما وأخرجا من السيارة
    Tarımın yükselişi, dönemdeki çiftçilerin süt ihtiyacını karşılaması adına evcil koyun ve keçilerin oluşmasını sağladı. TED أدى ظهور الزراعة إلى ظهور تربية الغنم والماعز الداجنة، والتي اتخذها المزارعون القدماء كمصدرٍ للحليب.
    Bir fotoğraf makinesi koyun, başınızın fotoğrafını her açıdan çeksin. TED يمكن أن تضع كاميرا مثلاً وتحصل على صور لرأسك من جميع الزوايا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more