Eve gidip kardeşlerini kurtarmamız gerek, kendilerini yok etmeden önce. | Open Subtitles | لا يوجد هنا وقت . يجب علينا أن نعود إلى المنزل و ننقذ شقيقاتك قبل أن يدمّروا بعضهم |
Seçecegim lütfen git şimdi, işimizi kurtarmamız gerekiyor. | Open Subtitles | .. سأفعل .. أرجوك غادري الآن . يجب أن ننقذ عملنا |
Hani insanları kurtarmamız gerekiyordu? | Open Subtitles | ماذا حصل لأن نبذل مافي وسعنا كي ننقذ الناس ؟ |
Ama babasının hayatı pahasına da olmaz. Onu kurtarmamız lazım. | Open Subtitles | ولكن ليس بإنقاذه على حساب والده فنحن يجب أن ننقذه |
Bu gezide 13 kişinin ruhunu kurtarmamız gerekiyor ve ilki sen olacaksın. | Open Subtitles | يجب علينا انقاذ 13 روحًا في هذه الرحلة. وأنت ستكون الرقم واحد. |
Millet, en son kontrol ettiğimde yok etmemiz gereken bir iblis ve kurtarmamız gereken bir masum vardı. | Open Subtitles | يا فتيات، هنالك شيطان علينا هزيمته وبريءٌ علينا إنقاذه |
Onları kurtarmamız ve o alçağı yakalamamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن بحاجة لإنقاذهم وأيضا القبض على ذلك الوغد |
O zamandan beri, kendimizi bizim kurtarmamız gerektiğine inanırım ve yapabiliyorken yaşamamız gerekiyor. | Open Subtitles | منذ ذلك الوقت لقد عرفت يجب علينا أن ننقذ أنفسنا ويجب علينا أن نعيش عندما نستطيع |
Kemerleri kesip kaldırın yataktan! Kardeşlerimizi kurtarmamız lazım. | Open Subtitles | فكوا القيود وحرّروهم من تلك الأسرة علينا أن ننقذ أشقاءنا وشقيقاتنا |
Bunun için zamanımız yok. O çocuğu kurtarmamız gerek. | Open Subtitles | ليس لدينا وقت لفعل هذا علينا أن ننقذ ذلك الطفل |
Mars'la ilgili söylediğin şey, evet, insanlığı kurtarmamız ve yedek bir plana sahip olmamız lazım, ama aynı zamanda insanlığa ilham olmamız lazım ve ilham olma yolu bu. | TED | وبخصوص المريخ، يبدو أن ما تحاول قوله هو: أجل، نريد أن ننقذ البشرية وأن نملك خطة بديلة، لكننا أيضًا نريد أن نلهم البشرية، وهذه هي إحدى طرق الإلهام. |
Phoebe, herkesin babasını kurtarmamız lazım. | Open Subtitles | فيبي، إننا يجب أن ننقذ آباء الجميع |
Önce o çocukları kurtarmamız gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يجب أن ننقذ هؤلاء الأطفال أولا؟ |
Hizmet ettiğimiz Başkan kadar güçlüyüz. Onu kurtarmamız gerek. | Open Subtitles | نحن نستمد قوتنا من قوة الرئيس الذي نخدمه، علينا أن ننقذه. |
Tamam bir şeyin kontrolü altında olduğunu anladık. Sadece onu kurtarmamız gerek. | Open Subtitles | حسنا, لذا هو يمتلك شيء ما يجب أن ننقذه |
Dediğiniz gibi, babasını kurtarmamız gerekiyor. | Open Subtitles | إلى أين تسرعين؟ كما قلت , علينا انقاذ أبيها |
Şu anda hayatını kurtarmamız gerek. | Open Subtitles | والآن, نحن بحاجة الى انقاذ حياته. |
Pekala, sence kurtarmamız gereken doktorun oğlu mu? | Open Subtitles | إذاً, تعتقدين أن إبن الدكتور هو من يجب علينا إنقاذه |
Hadi millet. kurtarmamız gereken bir timsah var. | Open Subtitles | هيا يا قوم , لدينا تمساح علينا إنقاذه |
Ailem hâlâ orada! Onları kurtarmamız gerek. | Open Subtitles | عائلتي مازالت هناك يجب أن نذهب لإنقاذهم |
Onu kurtarmamız gerek. Anlıyor musun? Kralı karıştırma şimdi. | Open Subtitles | نحن يجب ان ننقذها اتعرفون مااقول ونقتل الملك |
Bütün dünyayı bu büyücülerden kurtarmamız lazım ve kayıtlar onlarda olursa bunu başaramayız. | Open Subtitles | يجب أن نُنقذ العالم بأكمله من هؤلاء المشعوذين و نحن لا نستطيع فعل هذا إن حصلوا على الأحداث |
Frenchie bacağını kurtarmamız imkansız. | Open Subtitles | اسمع يا فرانسيس لا يوجد مجال لإنقاذها |
kurtarmamız gereken bir oda dolusu rehine var. | Open Subtitles | لدينا غرفة كاملة بالرهائن لانقاذها |
Zoom kızımı kaçırdı bizim de Barry'mizi. İkisini de kurtarmamız lazım. | Open Subtitles | (زوم) لديه ابنتي و(باري) الآخر ويجب أن ننقذهما |
- Peki, peki. - Hayatımızı kurtarmamız için o bilgisayar çubuğu şeysini almalıyız. | Open Subtitles | حسنا يجب ان نستعيد الشئ الذي يُلصق بالكومبيوتر لننقذ حياتنا |
Görünen o ki, kurtarmamız gereken suikastçiler var. | Open Subtitles | . كما يبدو ، لدينا قاتلين علينا أن ننقذهم |