| Merak ettim, bu anlaşmamız gereği mi yoksa benden kurtulmaya mı çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | بدافع الفضول هل هذا بسبب إتفاقيتنا أم أنك ببساطة تحاول التخلص مني؟ |
| Benden kurtulmaya çalışıyor. Ve sen bir ahmak olmasaydın bunu gayet iyi anlayabilirdin. | Open Subtitles | أنه يحاول التخلص مني، ولو لم تكن بمثل هذا الغباء كنت فهمت ذلك |
| Eğer benden kurtulmaya çalışıyorsan bunu olabildiğince zor ve korkunç hale getireceğim! | Open Subtitles | إن كنتِ تحاولين التخلص مني فسأجعل هذا الأمر صعباً وبشعاً قدر إستطاعتي |
| Kötü kokuyor, bir şeyden kurtulmaya çalışıyor, izini kaybediyor, | Open Subtitles | رائحته نتنة، ويريد التخلّص من شيء لتغطية آثاره |
| Fırtınadan kurtulmaya çalışıyorum. Yemeğimi aldım. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول الخروج من العاصفة أنتِ تعرفين, أجلب غدائي |
| Bütün paramı, kendini kâr amacı gütmeyen vakıflardan kurtulmaya adamış kâr amacı gütmeyen bir vakfa bağışladım. | Open Subtitles | كل المال الذي املكه سوف يتم التبرع به الى منظمة غير ربحيه مكرسه للتخلص من المنظمات الغير ربحيه |
| Ve hamam böceklerinden kurtulmaya çalışan herkesin bildiği gibi, hamam böcekleri kullandığımız zehirlere karşı bağışıklık kazanmışlardır. | TED | والصراصير، كما يعرف كل من حاول التخلص منهم، أصبح لديهم مناعة بالفعل من السموم التي نستخدمها. |
| Bazı ülkeler mayınlardan kurtulmaya çalışırken diğerleri bunların kullanımını artıryor. | TED | بينما تحاول بعض البلدان التخلص من الألغام الأرضية، يسعى البعض الآخر إلى زيادة استخدامها. |
| O kadar da güzel değil. Ondan kurtulmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | ليس هذا القدر الكبير من الجمال نحن نريد التخلص منه |
| Geçtiğimiz cumaya kadar ondan kurtulmaya çalıştım. | Open Subtitles | حاولت التخلص منه بالآونة الأخيرة بيوم الجمعة |
| Beni nasıl kaçırdığını, odaya kilitlediğini ve bana saldırdıktan sonra da benden kurtulmaya çalıştığını. | Open Subtitles | حبستنى في الحجره وبعد مهاجمتى تحاول. التخلص مني |
| Ondan kurtulmaya karar vermişler. Hikaye bu. Cuma gecesi. | Open Subtitles | القصة إنهم حاولو التخلص منه ليلة الجمعة، في شيكاغو |
| Göz önüne aldığımız Mr Brimmer'in davranışları, bu gece buraya gelmesi, bu şeyden kurtulmaya çalışması ve bütün bunları tanıkların önünde yapması. | Open Subtitles | المهم هو تصرفاته المجيء هن الليلة محاولة التخلص منه وفعل هذا كله أمام شهود |
| Hayatım bu yanlış. Ondan kurtulmaya çalıştığını göstermeliyiz. | Open Subtitles | نحن بحاجة لاظهار أنك كانوا يحاولون التخلص منه. |
| Önce Manticore'daki başarılı bilim adamlarından kurtulmaya çalıştılar. | Open Subtitles | في البداية كانوا متخوفين من التخلص من عقول مانتيكور المخلصة |
| Ayrıca bu, kurtulmaya çalıştığınız mal tutkusundan arınmak için iyi bir yol olmalı. | Open Subtitles | و بتلك الحالة , تستطيعون التخلّص من أمتعتكم القديمة |
| Adadan kurtulmaya o kadar odaklanmıştınız ki etrafınızda olanları açık şekilde görmüyordunuz. | Open Subtitles | لقد كنت تركز على الخروج من الجزيرة مما جعلم لا تنتبه للأمور جيداً. |
| Hayır. Aslında, senden kibarca kurtulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | رقم في الواقع، أنا أحاول فقط للتخلص من أنت لطيف. |
| ...oldukça ısınmaktaydı bu yüzden de bir katmanından kurtulmaya karar verdi. | Open Subtitles | و الجو كان ساخناً بالداخل لذا قرر ان يتخلص من طبقة |
| Benden kurtulmaya çalıştın. | Open Subtitles | من أول لحظة وصلت لهنا حاولت أن تتخلص مني |
| Senden kurtulmaya çalışmıyorum, ama kızmazsın değil mi? | Open Subtitles | لا أريد فعلا الابتعاد عنك لكنك لا تمانعى أليس كذلك |
| Sadece park cezasından kurtulmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أنظري لقد كنت أحاول أن أتخلص من ورقة مخالفة |
| Ama önce şu gülünç ten renginden kurtulmaya ne dersin? | Open Subtitles | ولكن أولا,ما رأيك فى أن نتخلص من لون البشرة السخيف؟ |
| Hala jürimden kurtulmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | أما زلت تحاول التهرب من الخدمة؟ أهذا هو الأمر؟ |
| Bir saniye.70 yıldır buradan kurtulmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | انتظر لحظة، لقد كنت عالقاً هنا تحاول الخروج لمدة 70 عاماً؟ |
| Cidden bu kadar domuz pastırmasından, sosisten falan kurtulmaya bak. | Open Subtitles | جدياً ، فكري بالتخلص من اللحم والنقانق وكل شئ |
| Seni azat etmeye, böylece ben de bu evlilikten kurtulmaya karar verdim. | Open Subtitles | لذا قررت أن أخلص نفسي من هذا الزواج |
| Şimdi Saddam'dan kurtulmaya çalışıyoruz. Bush bizi yalnız bıraktı. | Open Subtitles | الآن نُحاولُ التَخَلُّص مِنْ صدام، بوش تركنا لتتقاذفنا الرياح. |
| Onlardan kurtulmaya çalışıyordum ama Doğu Flatbush Karayip Cemiyeti tarafından soyulduk. | Open Subtitles | . كنتُ أحاول التخلصَ منهم ولكن ، تم سرقتنا بواسطة رجالِ جامعة "فلاتبوش" الكاريبيّة |