müvekkiliniz, birkaç terörist şebekeyle bağı bulunan bir suçlunun kaçmasına yardım etti. | Open Subtitles | موكلك قد ساعد وحرض عملية هروب مجرم مرتبط بالعديد من المنظمات الإرهابية |
Eğer müvekkiliniz yapması gerekeni yapsaydı, burada, bu şartlar altında olmazdık. | Open Subtitles | لم نكن لنكون هنا كلنا لو أن موكلك قد قام بما كان يفترض به عمله |
Müvekkilinizin yaklaşık bir milyar doları var, ve müvekkiliniz oğlumu öldürdü. | Open Subtitles | نعم,موكلك لديه ملياراً من الدولارات و موكلك قتل إبني |
müvekkiliniz, devam etmekte olan bir cinayet soruşturmasını engellediği için burada. | Open Subtitles | موكلتك قامت بإخفاء معلومات ذات صلة وثيقة بتحقيق عن جريمة قتل |
Eğer müvekkiliniz reddederse, ...buna uyması için mahkeme emri çıkarttırabiliriz. | Open Subtitles | إذا رفض عميلك ، نتمكن من الحصول على امر لإجباره |
Ama bu arada İslamiyet'in Peygamberin resmedilmesini yasakladığını müvekkiliniz biliyordu. | Open Subtitles | في حين أن موكلكِ يدرك تماماً أن دين الإسلام يُحَرّمُ |
müvekkiliniz, bugün Birleşik Devletler Başkanı'na saldıran insanlara yardım ve destekde bulundu. | Open Subtitles | موكلك ساعد اشخاصاً قاموا بالهجوم على الرئيس الأمريكي اليوم |
Demek hastayı bu duruma müvekkiliniz getirdi ve mahkeme kararıyla o durumda tutmak istiyor. | Open Subtitles | إذاً، موكلك أجبر المرييض على وضعه هذا و الآن يريد أمر من المحكمة لإجبار المريض على البقاء هكذا |
Dışarı çıkacağım.Eminim siz ve müvekkiliniz mahremiyet istersiniz. | Open Subtitles | حسن ، سأخرج ، أنا متأكدة أنك تحتاج بعض الخصوصية مع موكلك |
Cinayet sırasında, müvekkiliniz, seferber olacak 10 numaralı yedekler listesindeydi. | Open Subtitles | وقت إرتكاب الجريمة موكلك كان جندى إحتياطىء تحت التعبئة تحت عنوان 10 أوامر |
Belki müvekkiliniz golf kulübü üyeliklerini gözden geçirmeli. | Open Subtitles | ربما على موكلك إجراء تعديلاً على عضويته بنادي الغولف |
Avukat bey, bakıyorum müvekkiliniz jargona iyi çalışmış. | Open Subtitles | ايها المستشار ، ارى ان موكلك قد درس مصطلحاته |
müvekkiliniz ölüleri parçalayıp organlarını et gibi satıyordu. | Open Subtitles | موكلتك كانت تذبح الموتى و تبيعهم كأجزاء مثل اللحم |
müvekkiliniz intihar etti ve sen de suçu üstüne atacak birini arıyorsun. | Open Subtitles | لقد إنتحرت موكلتك و أنت تبحث عن شخص لتلقي عليه اللوم |
- müvekkiliniz az önce cinayeti itiraf etti. - Evet, itiraf ediyorum. | Open Subtitles | لقد اعترفت موكلتك للتو بجريمة القتل نعم, أعترف |
Eğer müvekkiliniz sızlanmayı bitirdiyse, ona şunu söyler misiniz bir kadın otomatik olarak eve sahip olamaz. | Open Subtitles | إن توقف عميلك عن الثرثره يجب أن تشرح لها أن الزوجه لاتحصل على المنزل تلقائيا |
müvekkiliniz bu rahibe yorumu için onay almış mıydı? | Open Subtitles | هل عميلك يؤكد على رواية الراهبه للاحداث؟ |
müvekkiliniz Peygamber Muhammet'i küçük düşürülürken resmeden bir karikatür yayınladı. | Open Subtitles | نشر موكلكِ رسوماً افتتاحيةً للصحيفة فيها إساءةُ للمسلمين |
müvekkiliniz gerçeği fanteziden ayıracak yeterlikte değil. | Open Subtitles | أنّ موكلتكِ تفتقر للقدرة على فصل الخيال عن الواقع |
Kesinlikle müvekkiliniz uyuşturucu ticareti ile ilgili olarak çok yardımcı oldu. | Open Subtitles | وبخصوص مسألة الاتجار بالمخدّرات كان موكّلك متعاوناً معنا |
Çünkü müvekkiliniz için tam dokuz yılımı harcadım ve daha az vasıflı erkekler emrinde terfi üstüne terfi bekledim. | Open Subtitles | لانني قضيت تسع سنوات لإرضاء عملائك ولم احصل على ترقيه وغيري يحصل على ترقيه تلو الترقيه في صالح اشخاص اقل خبره مني |
müvekkiliniz, şu anki durumuyla ülke güvenliğini tehlikeye atıyormuş. | Open Subtitles | عميلتك, في حالتها العقلية الأن تمثل تهديدا على الأمن القومي |
Ve o sizin gerçeğe alerjisi olan tek müvekkiliniz değil. | Open Subtitles | وهو ليس عميلكِ الوحيد الذى يعانى من حساسية الحقيقة. |
müvekkiliniz Sırp arkadaşlarının eroine çok para ödediklerini biliyordu ve ihtiyaçlarını karşılamak için her yola başvuruyordu. | Open Subtitles | عرف زبونك أن شركاءه الصربيون سيدفون كل دولار بحوزتهم من أجل الهرويين، وذهب مسافة فظيعة |
müvekkiliniz uzun zamandır kurbanla yaşadığı zorlu yasal anlaşmazlıklarla boğuşuyormuş. | Open Subtitles | كان مُوكّلك في نزاعٍ قانوني مرير مع الضحيّة بفترة طويلة من الزمن. |
Bayan Winterbottom, ...anladığım kadarıyla müvekkiliniz uzlaşmak istiyormuş. | Open Subtitles | السيدة ينتربوتوم، أنا أفهم العميل الخاص بك هو ترغب في التوصل الى اتفاق نداء؟ |
Bir kez daha tekrar ediyorum, orada bir çit vardı ve müvekkiliniz çocuk değil. | Open Subtitles | أعيد مرة أخرى أن السور كان مُقامًا، وأن موكلتكم ليست طفلة |
Hayır, Bayan Cooke ile ilişkim, müvekkiliniz bizi bodrumda öldürmeye çalıştığında başladı ve bu bilinen bir şey. | Open Subtitles | لا، علاقتي بالانسة (كوك) بدأت بعد أن حاول موكلكَ قتلنا في قبوِ منزله و كان الامر علنياً |
En büyük müvekkiliniz, Patric Edelstein'i kontrol ettiniz mi? | Open Subtitles | هل كلمتوا أهم موكليكما ! (باتريك إديلستين) |