"meydana" - Translation from Turkish to Arabic

    • تحدث
        
    • حدثت
        
    • وقعت
        
    • الساحة
        
    • يحدث
        
    • وقع
        
    • الميدان
        
    • حدث
        
    • يتكون
        
    • مصنوعة
        
    • ينتج
        
    • نشأ
        
    • للساحة
        
    • للميدان
        
    • يتألف
        
    On bin ila yüz binlerce yıllık sürelerde meydana gelen Dünya'nın yörüngesindeki küçük değişimler güneş ışığının Dünya'daki dağılımını değiştiriyor. TED تغيرات بسيطة في مدار الأرض تحدث على مدى العشرات إلى مئات الآلاف من السنين تغير توزيع ضوء الشمس على الأرض.
    Böylece, parçacıklar yakınlaşır ve daha çok çarpışma meydana gelir. TED وسوف تحدث الاصطدامات اكثر وكثرة تلك الاصطدامات تعني رفع احتمالية
    Onu savaş değiştirdi meydana gelen tüm o kötü olaylar. Open Subtitles أنها الحرب التي غيرته كل تلك الاحداث الفظيعة التي حدثت
    Kavga, Len Lyle'ın suçlarını, hapisteki günlerini ve bugüne kadarki rehabilitasyonunu anlatan üç kadın oyununun sahnelenmesi sırasında meydana gelmiş. Open Subtitles وقعت المشاجرة أثناء عرض مسرحية ثلاثة نسوة التي تستند على جرائم لين لايل, وحكم السجن ,وحتى الآن, إعادة التأهيل الواضح
    Kitabı diğer taraftan döndürürsem, Pantheon'un önündeki meydana doğru bakıyoruz. TED و ان قمت بتحويل الكتاب نحو الجهة الاخرى فاننا ننظر عبر الساحة و نحو البانثيون
    Bu kadar çok kanama ancak o hayattayken meydana gelebilir. Open Subtitles هذا النزيف لا يمكن ان يحدث الا اذا كان حيا
    11:50 civarı, Songdo-Incheon'daki bir otelde büyük bir patlama meydana geldi. Open Subtitles وقبيل الساعة 11: 50 وقع انفجار آخر في الفرع الثاني للفندق
    Ana meydana giderseniz orada park edebileceğiniz pek çok yer var. Open Subtitles ولكن اذا ذهبتِ الى الميدان الرئيسي هناك الكثير من مواقف السيارات
    Kazaların yüzde 41'inin fırtınalı havalarda meydana geldiğini biliyor muydun? Open Subtitles أتعرفين أن 41 بالمئة من الحوادث تحدث بأوقات الطقس العاصف؟
    Kısaca, vergilerdeki bu küçük indirim, devlet okullarında büyük bir fark meydana getirecektir. Open Subtitles باختصار هذه الزيادة الضريبية البسيطة يمكن أن تحدث فرقا كبيرا في مدارسنا العامّة
    Acil servisler dünyanın çeşitli bölgelerinde meydana gelen depremlerden bahsediyor. Open Subtitles خدمات الطورايء تستلم تقارير متعددة عن زلازل تحدث عبر العالم
    İIginç olayların hepsi merkezde, parçacıkların çarpıştığı noktada meydana geliyor. Open Subtitles كل الأشياء الممتعة تحدث في المنتصف هنا حيث تتصادم الجسيمات
    Ölüm sırasında ya da çamaşır makinesinde meydana gelen 83 yara tespit ettim. Open Subtitles حددتُ 83 إصابة بالهيكل العظمي والتي حدثت إما وقت الوفاة، أو في الغسالة
    Seninle cuma gecesi meydana gelen olay hakkında konuşmak istiyorduk. Open Subtitles كُنت أُريد أن أُحدثكِ، لمُتابعة الواقعة التي حدثت يوم الجمعة.
    Bu doğru. Yine de burada, Oxford'daki kilisemde çok uzaklarda meydana gelen olaylardan yarı kopuk haldeyken bile inancımız zedelendi. TED هذا صحيح. مع هذا ها نحن في كنيستي في أكسفورد شبه منفصلين عن الأحداث التي حدثت بعيداً جداً, لكن إيماننا قد تأثر.
    Suç kayıtları halka açıklanmıyor çünkü iddia edilen suçun meydana dönemde reşit değilmiş. Open Subtitles سجلها غير متاح للعامة، لأن الجريمة المزعومة وقعت عندما كنت تحت السن القانوني.
    Bu ürkütücü görünüm orada meydana gelen ölümcül olayları anlatır gibi. Open Subtitles هذا المظهر المثير للقلق أكثر من مناسب للاحداث التي وقعت هناك
    fakat Santa Maria della Pace önündeki meydana doğru giderken mütemadiyen futbol oynanan o yerde, bir futbol topu bize çarpıyor. TED ولكن في الساحة أمام سانتا ماريا ديلا بيس، حيث تجري دائما ودون تغير لعبة كرة القدم، حيث نضرب بكرة القدم.
    Sonrasında Dreyfus'u meydana götürdüler, ritualistik olarak üniformasından rütbelerini söktüler ve kılıcını ikiye ayırdılar. TED بعد ذلك، قاموا بأخذه إلى الساحة العامة ورمزيًا قاموا بنزع شارته من بذلته العسكرية وكسروا سيفه إلى نصفين.
    meydana gelen her şeyin... hayat gayen içinde olduğuna inanıyorsun. Open Subtitles أنت تُؤمن بأن كُل شيء.. يحدث في حياتك لديه مغزى
    Evet, burada birçok değişikliğin meydana geldiğini görebiliyorsunuz. TED ما تنظرون إليه في الواقع هوالتغيير الكبير الذي وقع.
    Hükümet Binasının doğu kıyısının doğusundaki meydana iniyor. Open Subtitles ستهبط في الميدان شرق الجانب الشرقي من الكابيتول
    Hayatımdaki en önemli şey de bu sırada meydana geldi. TED وهو أهم شيء في حياتي حدث أيضاً في ذلك الوقت.
    Beyinde meydana gelen milyarlarca yüksek bağlantılı sinirler gibi, sinir ağının basit bir çalışma birimine "nöron benzeri" düğümü deniyor. TED تمامًا كما أن الدماغ يتكون من مليارات الأعصاب المتصلة بقوة فإن الوحدة التشغيلية الأساسية في الشبكة العصبية هي العقدة العصبية
    Yani, şu anda, nöronlardan meydana gelmiş canlı bilgisayar devrelerine sahibiz. TED وبالتالي لدينا الآن رقاقات كمبيوتر عضوية مصنوعة من خلايا عصبية حية ذاتية التجميع.
    Buna karşılık, karmaşık bir sistem birbirine benzeyen birçok küçük parçadan meydana gelir ve çevreyle uyumlu davranışı ortaya çıkaran bu parçaların birbiriyle etkileşimidir. TED و على النقيض، إن الجهاز المركب مكون من العديد، العديد من الأجزاء المتشابهة، و تفاعلها هو ما ينتج سلوك متجانس ككل.
    Bu eski bir yoldur ... ... çünkü uzun yıllar önce meydana geldi ... ... tüm bu hayvanlarla hala çalışılması gibi. TED إذاً هو ممر قديم, لأنه لا بد ان يكون قد نشأ منذ وقت طويل في تطور بحيث انه ما زال يعمل في كل تلك الحيوانات
    Cesetleri de kamuya açık bir meydana götürülmüş ve baş aşağı bir şekilde asılmış. Open Subtitles جثتهما أخذت للساحة العامة. و علقا هناك من أقدامهما.
    Tek ihtiyacım meydana dönüp isyancı kanı dökmek! Open Subtitles فقط أريد العودة للميدان وأحظى بدم الثوار على وجهي
    O kötü sihirden meydana gelmiştir... ve onun ölümcül arzularıyla harap olmuş... kara boyutta hüküm sürer. Open Subtitles إنه يتألف من سحر فاسد، ويسكن في البعد المظلم، يستهلك العالم بواسطة شهيته الوحشية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more