| 2010 yılının bu konuda herhangi bir özelliği yok, çünkü, her yıl ortalama 31,5 milyon insan doğal afetler nedeniyle yerinden oluyor. | TED | الآن، مامن شيء مثير للاهتمام بشأن سنة 2010، لأن المعدل يرتفع ل 31 ونصف مليون شخص مشرد بسبب الكوارث الطبيعية كل عام. |
| Şu anda hapishane ve tutukevlerinde 2,3 milyon insan bulunuyor. | TED | حالياً، اليوم، لدينا 2.3 مليون شخص في نظاراتنا و سجوننا. |
| 1918 yılındaki grip salgını sırasında 50 milyon insan öldü. | TED | ففي عام 1918، وأثناء وباء الحمى مات 50 مليون شخص. |
| Ama şunu hayal etmenizi istiyorum, burada, bu sahnede yedi milyon insan daha var, benim arkama yığılmış yedi milyon insan. | TED | ولكن بدلًا من ذلك، أود منكم أن تتخيلوا أنكم تنظرون إلى سبعة ملايين شخص مكتظين هنا بجانبي اليوم. |
| Roma'daki 3 milyon insan arasından beni mi buldunuz kimlik soracak? | Open Subtitles | من بين 3 مليون نسمة في روما تختارني أنا للتحقق ؟ |
| Bu ülkede 300 milyon insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. | Open Subtitles | 300 مليون شخص في البلادِ بشكل مباشر تحت حدِّ الفقر. |
| Sen, ben ve Ethan gibi sağlıklı olan 12 milyon insan kaldı. | Open Subtitles | هذا يعني 12 مليون شخص على قيد الحياة مثلي ومثلك و إيثان |
| Dinle. Kesinlikle. 7 milyon insan, ve hiç ses yok. | Open Subtitles | و اسمع , سبع مليون شخص يعرفون هذا الصوت : |
| Anlaşılan sizin kadar çılgın 12 milyon insan daha var. | Open Subtitles | من الواضح، أن هنالك 12 مليون شخص آخر مجانين مثلك |
| Ama bir şekilde, 300 milyon insan bu acımasız topraklarda hayatta kalıyor. | Open Subtitles | ولكن, بطريقةما ,في هذهالارضالوحشية، بصورة ٍ مُدهِشة يعيش 300 مليون شخص فيها. |
| Kardeşin bir bağımlı ve 100 milyon insan kendini öldürmeye çalıştığını öğrendi. | Open Subtitles | ولا ينتبه أحد أخيك مدمن ومئة مليون شخص إكتشف انه حاول الإنتحار |
| Ancak 14 milyon insan hala hastalık yüzünden değil, ilaçlar yüzünden ölüyor. | Open Subtitles | فإن حوالي 14 مليون شخص مازالوا يحتضرون بسبب الدواء لا بسبب المرض |
| Yaklaşık 98 ülkede, 12 milyon insan layşmanyaz hastalığına yakalanmış durumda. | Open Subtitles | ـ12 مليون شخص مصابون الآن بداء الليشمانيات في حوالي 98 دولة. |
| Dünyada 65 yaş üstü 600 milyon insan var. | TED | هناك أكثر من 600 مليون شخص فوق سن 65 في العالم. |
| Dünya üzerinde, şu an başka bir yere temelli taşınmak istediğini söyleyen 700 milyon insan var. | TED | حول العالم هناك 700 مليون شخص يقولون انه يرغبون في الانتقال نهائيا الى مكان اخر خالا. |
| ABD'de yaklaşık 323 milyon insan var. | TED | هناك ما يقارب ال 323 مليون شخص في الولايات المتحدة. |
| Dünyanın her tarafından yedi milyon insan tütün sebebiyle hayatını kaybetti ve bu yalnızca geçen sene içinde oldu. | TED | سبعة ملايين شخص حول العالم ماتوا نتيجة تأثير التبغ في السنة الماضية فقط. |
| Şu an burada oldukça sıkışık bir durumdayız arkamdaki 7 milyon insan ile. | TED | مكتظة هنا بعض الشيء، مع سبعة ملايين شخص بجانبي اليوم. |
| Bu imkânsız bir seçim ve neredeyse her ay yedi milyon insan ilaç ve enerji arasında seçim yapıyor. | TED | إنه خيار مستحيل، وفي كل شهر تقريبًا، يختار سبعة ملايين شخص بين الطاقة والدواء. |
| O dönemde Roma şehrinde en azından bir milyon insan yaşıyordu. | Open Subtitles | كان تعداد سكان مدينة روما يزيد عن مليون نسمة على الأرجح |
| Bu kadar kısıtlı imkanlarla altı buçuk milyon insan için bir sağlık sistemi oluşturamazsınız. | TED | لا يمكنك الشروع في بناء نظام صحي لستة ملايين نسمة مع هذه الموارد المحدودة. |
| Eğer Avrupa'nın herhangi bir büyük şehrinin üzerinde patlasaydı bir milyon insan bir anda ölürdü. | Open Subtitles | ولو جاء الإنفجار في أجواء أي من مدن أوروبا العظمى لمات مليون إنسان نتيجة ذلك |
| 58 milyon insan onu gördü.Ve bütün çocuklar gibi onlarda köpeği sevdiler. | Open Subtitles | -شاهد 58 مليون شخصاً ذلك -طفلتاي، ككل الأطفال، تحبان الكلب |
| Şehirde 8 milyon insan var ve ben suçluları yakalamakta iyiyimdir. | Open Subtitles | هناك ثمانية ملايين في المدينة وأنا جيد في إمساك الناس |
| Sydney'de 3 Milyon ve Avustralya'da 17 milyon insan gelecek birkaç gün içinde Bellerophon'a ihtiyaç duyacak. | Open Subtitles | هناك ثلاثة ملايين فرد في سيدني و17 مليون فرد في أستراليا سيحتاجون البلروفون خلال بضعة أيام |
| On bin yıl önce gezegende yaklaşık iki milyon insan vardı. | Open Subtitles | ومنذ 10.000عام عاش 2 مليون نسمه على الأرض اليوم ، يحيا 5 |
| 20 milyon insan öldü ama dört yıl sonra bile devam ediyordu. | Open Subtitles | مات 20 مليوناً و بعد أربع سنوات و كانت ما تزال مستمرة |
| İki milyon insan hastaneye gelip önceden sahip olmadıkları bir hastalık kapıyorlar, birileri temel hijyen kurallarına uymadığı için. | TED | مليوني شخص يأتي إلى المستشفيات ويلتقط العدوى لم يكن لديها لأن أي شخص لم يتبع ممارسات النظافة الأساسية. |
| Bir milyon insan hayvanmışçasına ormanda yaşadı. | Open Subtitles | الملايين من الناس يعيشون في الغابة كالحيوانات |
| Tüm dünyada onu takip eden bir milyon insan var. | Open Subtitles | هناك الملايين من الأشخاص حول العالم يتجسسون عليها |