| Görebildiğimiz en düşük frekanslı ışık kırmızı ve en yüksek frekanslısı ise mor. | TED | أدنى تردد للضوء يمكن أن نراه هو اللون الأحمر أعلى تردد هو البنفسجي. |
| onların da büyük bölümü karanlık maddeden oluşur. Buradaki mavimsi mor renkte gördüğünüz şey budur. | TED | إنّها متكوّنة في معظمها من المادة المظلمة وهو ما ترونه باللّون البنفسجي المائل للزرقة. |
| Ama sonra, ya mor olsaydı, ne olurdu diye düşündüm. | Open Subtitles | لكن بعدها كنت أفكر ماذا لو كان أرجواني اللون ؟ |
| O ve bir de kanepe yastıklarımda bulduğum şu mor haplar. | Open Subtitles | ذلك وهذه العلبة الصغيرة من الحبوب البنفسجية التي وجدتها على أريكتي |
| Bunun içinde mor bir şey var. mor renk bir meyvedir. | Open Subtitles | يوجد هلام بنفسجي بداخلها أتوقع أنها فاكهة |
| Acaba sarı saçlı, mor pijamalı, ve uyku vakti gelen kim olabilir? | Open Subtitles | من هو ذو الشعر الأشقر ويرتدي ثياب نوم أرجوانية وفاته موعد نومه؟ |
| Nesiller boyu insanları mor yapraklı bezelye ve yeşilliklerle ve sevgiyle besledi. | TED | لقد غذت الحب لجيل من الناس مع البزلاء الخضراء و الأرجوانية. |
| Nükleer enerjiden kişi başına 16 ampul elde etmek için haritadaki mor noktaların her birinden 2 gigavat gerekir. | TED | الطاقة النووية، للحصول على 16 مصباح كهربائي للفرد ستحتاج 2 غيغاواط لكل نقطة بنفسجية على الخريطة |
| Küçük bir kız, mor düğmeyi çekmeyi denedi sonra da itmeyi. Olmayınca arkasına yasladı ve titreyen alt dudağıyla kutuya baktı. | TED | حاولت فتاة صغيرة أن تسحب الزر البنفسجي وأن تضغطه، ومن ثم استلقت وحدقت بالصندوق وشفتها السفلى ترتعش. |
| Koralin alg bir tür mor boya çıkarır. | TED | تضع الطحالب المرجانية نوعًا من الطلاء البنفسجي. |
| mor süngerler hava gibi su teneffüs eder. | TED | يتنفس الإسفنج البنفسجي الماء كما لو كان هواء. |
| Üstünde mor bir resim var ve ipi de pembe. -Evet. | Open Subtitles | الحقيبة بيضاء و بها لون أرجواني ، وكتابة وردية |
| Biliyor musun Wisconsin'de bir kıza kocaman mor bir gergedan kazansan anında kucağında! | Open Subtitles | أنت تعلم ، في ويسكنسن إن تمكنت أن تفوز لفتاة بــ وحيد قرن أرجواني كبير تمارس معك الجنس |
| mor ve yeşil boyayıcılar, perdedeki pikseli kimin boyayacağı üzerine kavga mı ediyor? | TED | الطلاءات البنفسجية و الطلاءات الخضراء قاتل بشدة , من سيطلى هذا الجزء خلف الستارة ؟ لا |
| Finli bir orkestra şefimiz vardı. Kadın mor bikiniyle dolaşırdı. | Open Subtitles | هنا كان هذا القائد الرائع في مايوه بنفسجي |
| Çok geç. Greg'in annesi çoktan seni geçti. mor bi tane onda var. | Open Subtitles | تأخرتِ أم غريغ أحضرت لكِ قبعة أرجوانية قبيحة |
| mor olanlara dokunmayın. | Open Subtitles | لا تلمسوا الزهور الأرجوانية إنهم يقذفون أشواكاً سامة |
| Elde etmeye çalıştığımız 1 mavi, 0 mor ve 0 kırmızı yumurta veya tek, çift, çift. | TED | نريد أن يكون لدينا واحدة زرقاء ولا بنفسجية أو حمراء أو أحادية واثنتان ثنائيتي العدد. |
| Saat 12:15 ve senin saçın mor olmuş. | Open Subtitles | إنها الساعة 12 و 15 دقيقة لون شعركما ارجواني |
| Lilly, Lola, Lulu, bari adın mor Kafa olsaymış. | Open Subtitles | ليلي، لولا، لولو انتي بإمكانك الذهاب بشعرك الارجواني |
| Çünkü bu senin için çok zor. Senin mor kitaba ihtiyacın var. | Open Subtitles | لأنه صعب جدا عليك أنت تحتاج الكتاب الإرجواني |
| Kenarında mor mürekkep var, sanki bir kütüphaneden alınmış gibi. | Open Subtitles | له حبر إرجواني على الحافة مثل طابع تعريف المكتبة. |
| ... ...aptal, büyük, mor bir dinazor mu? | Open Subtitles | مثل مثل ديناصور ضخم, قرمزي, غبي |
| mor Kalp, Bronz Yıldız... bütün bu şeref madalyaları, hiçbir anlamı olmayan... süprüntüler. | Open Subtitles | القلب القرمزي النجمة البرونزية كل الاوسمة الشرفية كل باقي القمامة |
| Bahse girerim, Gotham'daki her pislik, mor bir takım giymiyordur. | Open Subtitles | أنا أُراهن. ان كل متذحلق في جوثام يرتدى بدلة إرجوانية |
| - Evet. Boğanotu mor renkli çiçekli bir bitkidir. | Open Subtitles | مونكس هود إنها نوع من انواع زهرة البنفسج |