Bu odaların hepsine baktım. Diğerlerinde ciddi şeyler yapan çiftler var. | Open Subtitles | لقد تفحصت كل واحدة من الغرف هناك, أقصد, أزواج جديون هناك |
Çok yavaş ilerliyoruz. Zeminin güçlendirilmesi lazım. odaların yaşanacak hâle getirilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | عملنا بطيء، عليّنا أن نؤمن الطوابق مزيداً من الغرف الخالية للعيش بها |
odaların çoğu kullanılmayacak, bu nedenle yalnızca bir süre temizlemeniz gerekecek. | Open Subtitles | حسناً,معظم الغرف لم يتم استخدامها لذا عليك تنظيفهم مرة كل فترة |
Diğer odaların aksine bunlar dışarıdan panjurlar aracılığıyla gelen havanın bulunduğu sürdürülebilir bir pasif tasarım stratejisi kullanılarak yapıldı. | TED | اكتشف ان الغرف كانت مصممة بأستعمال طريقة تصميم متحملة الهواء أتى من الخارج من خلال |
Umarım, odaların yeni dekorasyonunu onaylarsınız, hanımefendi. | Open Subtitles | أتمنى أن تعجبكِ التغييرات الجديدة فى هذة الغرف |
Umarım, odaların yeni dekorasyonunu onaylarsınız, hanımefendi. | Open Subtitles | أتمنى أن تعجبكِ التغييرات الجديدة فى هذة الغرف |
odaların verildiğini, bir şey yapamayacağınızı söyleyin. | Open Subtitles | يمكنك أن تقول أن الغرف محجوزه وليس بأستطاعتك أن تفعل شيء |
Jun, niçin sadece kaldığımız odaların resimlerini çekiyorsun da; | Open Subtitles | جون، لماذا تصور الغرف التى نقيم بها سوياً |
Tamam, referans noktaları olarak yan odaların numaralarına ihtiyacım var. | Open Subtitles | حسناً ، أحتاج أرقام الغرف التي حولنا كنقاط مرجعية |
Giza Piramitleri'ndeki araştırmalar bu geçit ve iç odaların çökmesini önleyen karmaşık tasarımların sahibi tarih mimarlarının ihtişamını gösterdi. | Open Subtitles | البحث داخل أهرامات الجيزة كشف عن التصميم المعماري البديع الذي منع الغرف الداخلية والممرات |
Ülkenin kötü ekonomisi yüzünden de odaların çoğu boştu. | Open Subtitles | لكن أيضا بسبب الحالة السيئة للإقتصاد فالكثير من الغرف كانت فارغة |
odaların nasıl olduğunu veya eşyaları nereye koyduğumu hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | و لا أذكر كيف كانت تبدو الغرف ولا أين أضع أشيائي |
odaların nasıl olduğunu veya eşyaları nereye koyduğumu hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | و لا أذكر كيف كانت تبدو الغرف ولا أين أضع أشيائي |
Gittiğimizde özellikle söylediler odaların hepsini birden ısıtamazsınız diye. | Open Subtitles | قيل لنا بلهجة صارمة؟ إن الغرف لا يمكن تدفئتها جميعاً في وقت واحد. |
odaların birinde bir sorun var, ben de onu kontrol edeceğim. | Open Subtitles | هناك بعض المشاكل في أحدى الغرف سوف أقوم بالتحقق منها |
1337, 3342 3363, 2381 numaralı odaların ameliyat sonrası kontrolleri yapılacak. | Open Subtitles | مرور على الغرف رقم , 1337 و 3342 و 3363 و 2381 |
Evet, normal kattaki odaların kendi müzik sistemleri var böylece hastalar istedikleri şeyi dinleyebiliyorlar. | Open Subtitles | نعم, حسنا, الغرف في الطوابق العادية لديها انظمة ستيريو ليستمع المرضى لم يحبون. |
Ve odaların birinde birinin olduğunu fark etmemene inanmakta zorluk çekiyorum. | Open Subtitles | ووجدت من الصعوبة تصديقها لم تلاحظ ذلك ؟ كان هناك شخصا ما في واحدة من الغرف |
812, 315, 1401 no'lu odaların uyuşturucuları. | Open Subtitles | المخدرات التي كنت ستركينها للغرف 812 و 315 و 1401 |
Bu odaların hazırlanması neden bu kadar uzun sürüyor yahu? | Open Subtitles | ولكن حقاً ما الذي يؤخر تسليم تلك الغُرف ؟ |
Bazı odaların kayıp olma ihtimalini de söylemeliyim. | Open Subtitles | بل وأظنُّ أيضًا أنه ربما تكون بعض الحجرات مفقودة. |
Şey, sanırım, hala iç odaların yapılması gerekli, bu da ufak bir iş değil. | Open Subtitles | حسناً، أرى أنه لازال أمامنا الفجوات الداخلية و الأعمدة لنثبتها و هذا ليس بالعمل السهل |
Kriz dosyasını tıkla. Boş odaların listesini göreceksin. | Open Subtitles | حسناً، ادخلي في ملف الطواريء ستجدين قائمة بالغرف الخالية |
Pekala, bu odaların her birinde bir onarım bölümü var. | Open Subtitles | هناك مخزن للصيانة في كُلّ واحدة مِنْ هذه الغُرَفِ. سوف اجده. |