| Eğer benim odam böyle gözükseydi, annem beni üç gün odama hapsederdi. | TED | إذا كانت غرفتي في منزلي بهذا الشكل لكانت أمي حبستني ثلاثة أيام |
| Banyolarını kendim yapıyorum. Kendime ait bir karanlık odam var. | Open Subtitles | أنا أيضاً أحمض الصور بنفسي ، لدي غرفتي المظلمة الخاصة |
| Konuşmak istiyorsun ve odam çok kirli, senin odanda konuşalım. | Open Subtitles | نعم غرفتي قذرة جدا تريد كلام، دعينا نتكلّم في غرفتك |
| Gece bir şeye ihtiyacı olursa odam verandanın sonundaki. | Open Subtitles | غرفتى اخر حجره فى الممر تحسبا لأن يحتاج أى شىء أثناء الليل |
| - Ayakta duruyorum. - Benim odam solda. Senin odan sağda. | Open Subtitles | ـ يمكنني الوقوف ـ غرفة نومي عل اليسار وغرفتك عل اليمين |
| odam, beş katlı binanın en alt katıydı... o yüzden camım, yeşil yamaçla aynı seviyedeydi ve anahtara da gerek yoktu. | Open Subtitles | غرفتي كانت في الأسفل في الطابق الخامس بحيث أن نافذتي كانت على مستوى جانب التل الأخضر ولم يكن هناك داعٍ لمفتاح |
| Eminim bunu sorun etmez. Hem benim odam daha büyük. | Open Subtitles | أنا مُتأكد بأنه لن يعارض هذا، وأيضاً غرفتي أكبر بكثير |
| Burası benim odam olacak ve bu konuda hiçbir şey yapamazsın! | Open Subtitles | هذه ستكون غرفتي وليس هناك شئ يمكنك ان تفعليه حيال ذلك |
| Duvara David Copperfield posteri asarsan, al sana benim odam. | Open Subtitles | ان وضعت ملصقا لـ ديفيد كوبرفيلد و ستكون تلك غرفتي |
| Bu muhteşem, muhteşem! Tek kelime ile muhteşem! Her şey, yemek, odam, | Open Subtitles | هذا امر لا يصدق فقط لا يصدق، كل شيء، هذة الوجبة، غرفتي |
| Aslında, benim odam günde bir kere değil üç kere toplandı. | TED | في الواقع، غرفتي في هذا الفندق لم تكن ترتب مرة في اليوم، بل ثلاث مرات |
| Burası benim odam ve kimse beni buradan çıkaramaz, ...benim küstah oğlum bile. | Open Subtitles | هذه غرفتي ولن يستطيع احد ان يخرجها مني وحتي ولوكان علي رأسهم ابني الكبير |
| odam okulun diğer tarafında... Her hangi bir şey duymak imkânsız... | Open Subtitles | غرفتي عند الطرف الآخر من المنزل من المستحيل سماع أي شيءٍ من هناك |
| -Doktor sensin. -Ama o benim odam, kendi odam. | Open Subtitles | ـ أنت الطبيب ـ لكن تلك غرفتي؛ غرفتي الخاصة جداً |
| Benim odam aynalı oda, evdeki en iyi oda. | Open Subtitles | غرفتي هي غرفة المرآة, إنها الأفضل بالمنزل |
| Burası benim odam. Beni yalnız bırak. | Open Subtitles | انا لااريد التحدث مع احد هذه غرفتي واريد البقاء وحدي |
| Bu beni odam değil ve benim yatağım yanlış yerde. | Open Subtitles | هذه ليست غرفتي وسريري ليس في مكانه هذا قطعاً ليس سريري |
| odam darmadağınık ama uğraşma. Ben çıkıyorum. | Open Subtitles | إن غرفتى فى فوضى لكن لا تقلقى ، سوف أسافر |
| Yatak odam banka kasasına benzemişti, değerli şeyleri orada saklıyordum. | Open Subtitles | حولت غرفة نومي إلى خزانة أحتفظ فيها بالأشياء المميزة هل هي نائمة؟ |
| Merhaba, bakar mısın? odam biraz fazla kalabalık da acaba değiştirebilir miyim? | Open Subtitles | مهلاً ، حسناً ، اسمع لقد بدأ الجو يتوتر قليلاً داخل حجرتي |
| Başını sokacak bir yeri olmayan Belçikalı mültecilere verebilecek odam var. | Open Subtitles | لدي غرف إضافية وهؤلاء اللاجئين البلجيكيين لا يملكون سقف فوق رؤوسهم. |
| Çatı katımda fazladan bir odam var ve gelirsen çok memnun olurum. | Open Subtitles | لدي غرفه أضافيه في العليه وسأحب أن تنتقل لها |
| Özel odam olamaz deme bana. | Open Subtitles | لا تقل لي أنه لا يمكنني أن أحظى بغرفتي الخاصة |
| Ordaki odam da aynı böyle görünüyordu. | Open Subtitles | غُرفتي في ذلك المكان كانت مثل هذه تمامًا |
| Zavallı odam, tamamen kana bulandı. | Open Subtitles | إن حجرتى المسكينة قد غطت بالدماء |
| Umarım mahzuru yoktur burada motelimiz yok, ama fazladan hazır iki odam var. | Open Subtitles | ليس لدينا فندق هنا لكن لدي غرفتان اضافيتان |
| Bu sene tek kişilik odam olacaktı. | Open Subtitles | كان من المفترض ان أحصل على غرفة فردية هذه السنة. |
| Bir şeye ihtiyacın olursa odam hemen yanda. | Open Subtitles | . وغرفتي في الباب التالي , إذا تحتاجي أي شيء |
| Ve bunlar diğer ıvır zıvır burası da benim yatak odam. | Open Subtitles | وهذه بعض الأشياء الأخرى. و... هذه حجرة نومى. |
| Arabanda işler zorlaşacak olursa boş bir odam var. | Open Subtitles | أوَتعلمين، إن سُدّت الأبوابُ بوجهك... فلديّ غرفةٌ إضافيّة. |
| Evet. Burada uyumama izin verdiğin için sağ ol. odam enkaz halinde. | Open Subtitles | أشكرك على السماح لى بالنوم هنا فغرفتى حُطام كامل |