olanları senden dinleyeceğim sonra aslında ne olduğunu kontrol edeceğim. | Open Subtitles | أريد أن أسمع منك ما حدث ثم سنتحقق فيما حدث |
Oğlunuza olanları unutturmak için hep beraber elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | و سرعان ما سنساعد ابنكم الصغير على نسيان ما حدث |
Çok erkeğin yanında gergindir. Uzun zaman önce olanları duymuşsundur. | Open Subtitles | انها عصبية حول أكثر الرجال أعتقد بأنك سمعت ما حدث |
Seni neşelendireceğini düşündük. Sen ve Jane' e olanları duyduk. | Open Subtitles | نرجو أن يبهجك ذلك فلقد سمعنا ما حصل مع جين |
Bana, ona olanları hak etmiş gibi geldi ve buna inanmadım. | Open Subtitles | حسنا، انها يبدو وكأنها تستحق ماحدث لها وانا لا أؤمن بذلك |
Pekala, Bayan Choate, mahkemeye 4 Temmuz günü.., ...olanları anlatabilir misiniz? | Open Subtitles | سيدة تشوت، هلا أخبرت المحكمة بما حدث مساء الرابع من يناير؟ |
Hayır, gerçekten olanları bulana kadar biraz uzak durmanı istiyorum. | Open Subtitles | لا ،أريدك أن تهدأ لفترة حتى نعرف ماذا حدث بالفعل |
Annene ve sana olanları biliyoruz, artık güvendesin tamam mı? | Open Subtitles | نعلم ما حدث لكِ و لأمك لكنك بأمان الآن, حسناً؟ |
Spor muhabirleri bu yüzden biraz güler ve ardından olanları unutur. | Open Subtitles | المراسلون يسخرون بعض الشيء و في الثلاثاء سينسى الجميع ما حدث |
Ben burdayım, Tanrının evinde, önceki gün tam olarak olanları size anlatmak için | Open Subtitles | أنا هنا في بيت الله لأشرح لكم الحقيقة عما حدث بالضبط يوم أمس |
Bir tarafa sabahları o gün olacaklar hakkındaki düşüncelerimizi, ve öbür tarafa da gece, o gün gerçekte olanları yazacaktık. | Open Subtitles | جانب منها جعلنا نكتبها في الصباح عن توقعاتنا لأحداث اليوم و في الليل نكتب في الجانب الآخر ماذا حدث بالفعل |
Walter, davulu al. Zainab'e olanları anlat ama gelmesine izin verme. | Open Subtitles | خذ الطبل ، قل لزينب ما حدث ولكن لا تدعها تأتي |
Önceden olanları unutup yeniden başla ya da kendini öldür. | Open Subtitles | أنسي عما حدث سابقا وابدأي من جديد أو اقتلي نفسك |
Az önce olanları anladım, peki, reklam filmine ne oldu? | Open Subtitles | فهمت مالذي قد حدث للتوّ, مالذي حدث في تصوير الدعاية؟ |
Tüm bunlar olduğunda, olanları açığa çıkarmamıza sadece 1 hafta kalmıştı. | Open Subtitles | كنا بعد اسبوع سنكشف عن التورط بين البلدين عندما حدث هذا |
Ama eğer ona karaoke gözetimini anlatacak olursan ben de maymunla olanları anlatırım. | Open Subtitles | ولكن إذا أخبرته عن مراقبة مركز الغناء الفردي سأخبره بما حدث مع القرد |
Ama sana hâlâ güveniyorum Lynne, ve bana bütün olanları anlatacağına inanıyorum. | Open Subtitles | ولكنى ما زلت اثق بك يا لين وثق انك ستخبريني بما حصل |
Geç kalıyoruz. olanları geri döndüğümüzde anlatırsın. | Open Subtitles | لقد تأخرنا، بعد ذلك عودي وأخبرينا بكل ماحدث |
Bu yüzden vücuduna geri dönmen gerekli ve burada olanları herkese söylemelisin. | Open Subtitles | لهذا أريدك أن تعود لجسدك وأن تذيع للجميع نبأ ما جرى هنا. |
Bu olaylar bu mahkemede olanları değiştiremez ama ancak etkileyebilir. | Open Subtitles | وهذه الأحداث لن تساعد إلا على التأثير بما يحدث بقاعة المحكمة |
Kamyonunda Bayan Huber'ın günlüğünü bulmuştum, .Ve-- okuyamadan duramazdım,okudum da ve şantaj hakkında olanları öğrendim. | Open Subtitles | و لم أستطع منع نفسي من قراءتها لذا فقرأتها أعرف بأمر الابتزاز لذا فاتصل بي لنتحدث |
Tüm o gece olanları tekrarlamak bizim birkaç dakikamızı aldı. | Open Subtitles | والآن لقد أخذ منا عدة دقائق لمراجعة أحداث تلك الليلة |
O zaman sonrasında bir şeyler içerken bana olanları anlatırsın. | Open Subtitles | حسن، ربّما يمكننا اللقاء لاحقًا لاحتساء الشراب وإبلاغي بما جرى |
Bize uzayla ilgilenen inekler diyebilirsiniz fakat sadece orada olanları değil burada olanları da umursuyoruz. | TED | يمكنكم القول بأننا مهوسون بالفضاء لكن لسنا مهتمين بما يجري في الأعلى فقط بل بما يجري هنا أيضا |
Basın bu olayın üzerine deliler gibi gidiyor, o yüzden sıkıca oturup olanları izleyelim. | Open Subtitles | الإعلام , يقوم بجعل كل هذه الأشياء مجنونه لذا دعونا فقط نجلس متماسكين ونرى مايحدث |
Bütün bunları çok büyük bir özenle hazırladık bütün olanları. | Open Subtitles | لقد ركزنا على هذا للتضحية الكبرى كل ما يحدث هنا |
İnsanları uyuşturucuyla uçurmakta çok meşgul olmasaydın, adam o asansörden çıkıp olanları görmemiş olacaktı. | Open Subtitles | لو لم تكن منهمكاً بإطلاق النار على الناس في الردهة لمّا خرج من المصعد لرؤية ما يحصل |
Boğulmak üzere olanları kurtaracağım, der, ilk arkadaş, şelaleden düşmek üzere olanları. | TED | سيقول الصديق الأول: “سأقوم بإنقاذ أولئك “الذين هم على وشك الغرق” الذين هم في خطر السقوط من الشلال |
Sanırım Kurt'ün dün gece olanları hatırlayamamasının sebebini buldum. | Open Subtitles | أعتقد أَعْرفُ لِماذا كورت فرانسيز لا يَستطيعُ أَنْ يَتذكّرَ الذي حَدثَ ليلة أمس. |
Şekerli şeyleri kastediyorum. Ve şu yarısı çikolatalı olanları çok severim. | Open Subtitles | أقصد تلك التي عليها طبقة سكّروأريد رذاذ الشوكولا على نصفها وإن لم تجدي واحدة لديها رذاذ على نصفها |