çok sıradışı ve zekice planlanmış, bir cinayet olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | فهذا يعني أنها جريمة قتل غير عادية تم التخطيط لها بذكاء |
O doğru olduğunu düşünüyor diye doğru olduğu anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | فقط لأنّه يعتقد أنّ ذلك، صحيح لا يعني أنّه كذلك |
Kızın biri senden daha farklı bir hayat yaşamayı seçtiyse bu otomatikman fakir ve hamile olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | ليس لأن الفتات أختارت أن تعيش حياتها بختلاف أكثر منك لا يعني انها تلقائياً وقحه وحبلاً |
Yardım almış olması masum olduğu anlamına gelmez Avukat Bey. | Open Subtitles | لمجرد أنه حصل على مساعدة لا يعني انه الأبرياء، مستشار. |
Bu, bir şeyin olduğu anlamına gelmez. Hemen sonuca varma. | Open Subtitles | ذلك لا يعني بأن لديك أي شيء لا تستبق الأحداث |
Bunun kötü bir sevgili olduğu anlamına geldiğini düşünmüş. | Open Subtitles | لقد شعر بأنه مهدد، وبأن هذا يعني بأنه سيء في الفراش |
Sırf daha önce duymuş olman kötü bir tavsiye olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | لمجرّد أنّكِ قد سمعتِها من قبل لا يعني أنّها ليست نصيحة جيّدة |
Bu, bilgi akışının kesin olarak okuyucunun ellerinde olduğu anlamına gelir. | TED | هذا يعني أن نسبة انتقال المعلومات تقع تمامًا في يدي القارئ. |
Çirkin olduğu anlamına gelir ve o, insanların ayaklarını dikizlemesini istiyor. | Open Subtitles | ..هذا يعني أنها قبيحة وهي تود أن ينظر الناس لأرجلها فقط |
Bir insanın bir şey üretirken emek sarfetmesi , o kişinin tüm hayatının o işten ibaret olduğu anlamına gelmez. | TED | لمجرد ان الشخص يقضي وقته في صنع قطعة من شيء لا يعني أنها تصبح ذلك، قطعة من شيء. |
Bu da, meydana gelebilecek hatalara karşı veya bir takım kasıtlı saldırılara karşı savunmasız olduğu anlamına geliyor. Fakat hatalar bile kötü olabilir. | TED | وهذا يعني أنها عرضة لأنواع معينة من الأخطاء التي يمكن أن تحدث، أو أنواع معينة من الهجمات المتعمّدة، ولكن ستكون أخطاء سيئة للغاية. |
Bedava yazdığını biliyorum. Bu sadece mevcut olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | أعلم أنّه يقول انترنت مجّاني، لكنّه يعني أنّه مُتاح فقط. |
Maske takıp pelerin giymesi, onun tehlikeli bir akıl hastası olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنّ الرجل يرتدي قناعا وعباءة فهذا لا يعني أنّه خطير |
Bu yanlış ve garip olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | الآن , هذا لا يعني انها ليست خاطئة أو غريبة |
Bu onunla konuşmanın zor olduğu anlamına da geliyor olabilir. İnsanlar benim hakkımda da hep öyle şeyler söylerler. | Open Subtitles | يمكن أن يعني انه كان من الصعب الحديث معه يقول الناس اشياء من هذا القبيل عني في كل الأوقات |
Yagami Light hapsedilmek istiyor gibiydi. Bu da Yagami Light'ın Kira olduğu anlamına geliyordu. | Open Subtitles | يبدو ذلك وكأن ياغامي لايت ألقى بنفسه في الحبس لكن ذلك يعني بأن ياغامي لايت هو كيرا |
Yani bu düğün için, hala umut olduğu anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | إذا هدا يعني... بأنه يوجد أمل دائما كي نعقد قراننا ؟ |
Biseksüel, bu arada bu da hazineyi bulmak için haritaya ihtiyacı olmayan partnerlere alışık olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنها ثنائيّةُ الرغبة، وبالمناسبة وهذا يعني أنّها معتادةٌ على شركاءَ لا يحتاجون خرائط كي يجدوا الكنز |
Fakat bu hormonların üzerimizde sınırsız gücü olduğu anlamına gelmez. | TED | لكن هذا لا يعني أن للهرمونات سلطة غير محدودة علينا. |
Ben turtayı da çekici bulurum. Turtayla çıkma ihtiyacım olduğu anlamına gelmez bu. | Open Subtitles | أنا أنجذب إلى الفطيرة وهذا لا يعني أنني أشعر أنني بحاجة إلى مواعدة الفطيرة |
Sayın Yargıç, birşeyin saçma görünmesi, onun öyle olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | سيادة القاضي ليس لأن الشيء يبدو سخيفاً يعني أنه ليس حقيقياً |
Bu da NOB'un yetki sınırlarının dışında olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | ما يعني أنَّ هذه القضية لا تقعُ ضِمنَ نطاقِ صلاحياتنا. |
Aşikar olarak, O Tanrı ise, o halde bu sorunun Onun değil, sizin yararınıza olduğu anlamına gelir. | TED | من الواضح، إذا كان هو الخالق، فان ذلك يعني إنه حينما سألك سؤالاً، فإنه لمصلحتك وليس مصلحته. |
Herkesi anladığını düşünebilirsin,... ama şu an neye ihtiyacım olduğu hakkında bir fikrin olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | أنت قَدْ تُفكّرُ بأنّك تَتجاوزُ بالرتبة كُلّ شخصَ، لكن الذي لا يَعْني بأنّك عِنْدَكَ أيّ فكرة الذي أَحتاجُ الآن. |
Bu bunu yapmış olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يعنى انه قام بها. لم تعنى انه لم يقم بها. |
Yani bu bütün böbreklerimin hâlâ bende olduğu anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | مهلا, هل هذا يعني انني ما زلت احتفظ بكلتا كليّتيّ |