"olduğundan daha" - Translation from Turkish to Arabic

    • مما كنت
        
    • مما كانت عليه
        
    • أكثر مما هو عليه
        
    • أكثر مما هي
        
    • اكثر مما هي
        
    • أكثر مما كان
        
    • مما كان عليه
        
    • مما أنت عليه
        
    • مما كنتي
        
    • مما هي عليه
        
    • ممّا هو
        
    • أسوء مما هو
        
    Cambridge'de, evimden binlerce mil uzakta, dizüstü bilgisayarımla herhangi bir insanla olduğundan daha fazla zaman geçirdiğimi fark ettim. TED وفي كامبريدج بعيدا عن منزلي بآلاف الأميال، أدركت أني أقضي وقتا أكبر أمام حاسوبي مما كنت أفعل مع الناس.
    Hasta iyiye gidiyor, Saat 6.30'da olduğundan daha iyi bir cerrah olduğuna şüphe yok. TED المريض سيكون على ما يرام، وبلا أدنى شك هي جراحة أفضل مما كانت عليه في الساعة 6:30.
    Bu günlerde olduğundan daha yüksek gösteriyor göğüslerini. Open Subtitles انس حمالة الصدر التي ترفع صدرها أكثر مما هو عليه هذه الأيام
    3 çocuk yetiştirmek, tam gün işte çalışmak ve zamparalık sahip olduğundan daha fazla enerji gerektirir. Open Subtitles تربية ثلاثة أطفال، الدوام الكامل و مطاردة النساء تتطلب طاقة كبيرة أكثر مما هي عندك
    Lütfen durumu olduğundan daha garip hale sokma. Open Subtitles ارجوك لا تجعل الامور محرجة اكثر مما هي عليه
    Biliyorsunuz ki kesinlikle SARS'ta olduğundan daha fazla sayıda ölüm var. TED وكما تعلمون، هناك بالتأكيد عدد كبير من حالات الوفيات أكثر مما كان مع ظهور فيروس سارس.
    Karmaşık bir şeydi, ben de olduğundan daha basitmiş gibi davranmak istemiyorum. TED كان أمرا معقدا، و لا أدعي أنه كان أبسط مما كان عليه.
    Benim için olduğundan daha önemliymiş gibi davranamam. Open Subtitles لست مضطراً للتظاهر بأنه يعني لي أكثر مما كنت أعني له
    Ben, senin olduğundan daha istekliydim. Open Subtitles حسنا, لقد كنت متحمسا للفرصة أكثر مما كنت انت
    O, biz evlendim zaman olduğundan daha yaşlı. Open Subtitles وهو الأكبر سنا مما كنت عليه عندما وصلنا متزوج. تعرف ذلك؟
    Kasaba biz gelmeden olduğundan daha kötü olmaz. Open Subtitles لقد حان وقت الذهاب ، فالقرية لن تكون أسوأ مما كانت عليه قبل مجيئنا
    Cuma günü olduğundan daha mı karışık? Open Subtitles أوه، ل نرى. أكثر تعقيدا مما كانت عليه يوم الجمعة؟
    Galiba hepimiz olayları olduğundan daha iyi görmeye çalıştık. Open Subtitles أظننا جميعاً نتظاهر أن أحوالنا أفضل مما كانت عليه
    Ama şimdi olduğundan daha büyük olması gerekmez. Open Subtitles ولاضرورة لئن يكبر الأمر أكثر مما هو عليه الآن
    İşleri olduğundan daha zor hale getirmeyin. Open Subtitles دعونا لا نزيد من صعوبة الأمر أكثر مما هو عليه
    3 çocuk yetiştirmek, tam gün işte çalışmak ve zamparalık sahip olduğundan daha fazla enerji gerektirir. Open Subtitles تربية ثلاثة أطفال، الدوام الكامل و مطاردة النساء تتطلب طاقة كبيرة أكثر مما هي عندك
    Hayatını, olduğundan daha acı hale getirme. Open Subtitles فقط لا تجعلي حياته مؤلمه أكثر مما هي الأن
    Bu işi olduğundan daha da zorlaştırmak istemiyorum. Open Subtitles لا اريد ان اجعل منها مواجهة اكثر مما هي عليه
    Seyirciler takım sahadayken olduğundan daha coşkulu. Open Subtitles تباً, الجمهور مُتَحمِس أكثر مما كان عندما كان الفريق في الملعب
    Bu hareket, kolluk kuvvetleri tarafından bir kaç yıl önce olduğundan daha fazla benimsenmiş durumda. TED وهذا يتم تبنيه أكثر من قبل منفذي القانون مما كان عليه قبل سنوات.
    Kendini olduğundan daha güçlüymüşsün gibi hissettirmesine izin verme. Open Subtitles لا تتركه يجعلك تعتقد انك أقسى مما أنت عليه
    olduğundan daha iyi olmaya çalışmaktan asla utanmamalısın. Open Subtitles لا تخجلي من محاولتك أن تكوني أفضل مما كنتي
    Bugün olduğundan daha kapsayıcı bir şekilde yeniden kabul edilmesi gerekiyor. TED ويجب أن يتم إصلاحها على أساس أكثر شمولاً مما هي عليه اليوم.
    Eğer mangala gitmezsek bu işi olduğundan daha fazla büyütmüş oluruz. Open Subtitles إذا لم نذهب،سيجعل ذلك الوضع أكثر سوءاً ممّا هو عليه.
    Neden her şeyi olduğundan daha da zorlaştırıyorsun ki? Open Subtitles اللعنه ، لماذا تجعل كل شىء أسوء مما هو عليه ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more