Bunun gibi yapacak milyon tane pislik olduğunu bilmiyor musun etrafta? | Open Subtitles | ألا تعرفين أن هناك دائما عشرات الخرقى الذين يودون تحمل مسؤولية سرقة كهذه؟ |
Zengin bir adamın güzel bir kız gibi olduğunu bilmiyor musunuz? Onunla sırf güzel diye evlenmezsiniz. | Open Subtitles | ألا تعرف أن الرجل الغني مثل الفتاة الجميلة؟ |
İçki içmenin Coolidge yasalarına göre günah olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | رجلي الطيب، ألا تعلم أن الشرب ليس فقط خطيئة لكنها ضد مبادئ الرئيس كوليدج؟ |
Devlet çulsuz biraz ama kimse senin burada olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | الحكومة مفلسة ولكن لا أحد يعرف أنك هنا أنت آمن |
Denek, sağladığımız verinin gerçek zamanlı borsa verisi olduğunu bilmiyor, aslında hisse alıp satma kararı veriyor. | TED | هو لا يعرف أن ما نغذيه من بيانات هي بيانات فورية من سوق الأسهم، لكنه يتخذ قرارات بيع وشراء. |
- Ama iyileşemeyecek kadar hasta olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | ولكن لا تعلم بأن نسبياً لا أمل فى علاجها. |
"Kızlara okulun yasak olduğunu bilmiyor musun? | TED | ألا تعلمين أن المدارس محظورة على الفتيات؟ |
Binada deli birinin serbest olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تعرفين أن هناك مجنوناً هنا في المبنى؟ |
Mariuhana içmenin yasa dışı olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | انت تعرفين أن حيازة الماريجوانا غير قانوني؟ |
Buralarda köpek balığı olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | أل تعرف أن هناك قرشاً يسبح في هذه المياه؟ |
Bu kamp otobüsünden önceki günlerimizin sayılı olduğunu bilmiyor mu? | Open Subtitles | لا تعرف أن أيامنا أصبحت أرقاما معدودة قبل تلك الحافلة الخاصة بالتخييم؟ |
Dilini mi yuttun? Babanın bu ilçedeki en iyi nişancı olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألم تعلم أن والدك أفضل الرماة فى هذة البلدة ؟ |
Tahmin etmek zor değil çünkü kimse nerede olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | وهذا ليس صعباً، لأن لا أحد يعرف أنك هنا. |
En azından, artık burada yaşamanın imkansız olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | لذا، فهو لا يعرف أن الحياة هنا أصبحت الآن مستحيلة |
Akşama bir şeyin olduğunu bilmiyor olman lazım. | Open Subtitles | ليس من المفترض عليك، أن تعلم بأن لديك شيئاً الليلة |
Onun, inkar ettiğin İsa'nın bedeni olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تعلمين أن ما ترفضينه هو جسد المسيح ؟ |
Arab'ın Eddie Nash olduğunu bilmiyor muydun? | Open Subtitles | كل ذلك ولم تعرف ان العربي هو ايدي ناش ؟ لا.. |
O çocuğun hasta olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تعرف بأن ذلك الفتى مريض للغاية؟ أنت تؤلم أذني المصابة أيها الوغد المتكاسل |
Silah sıkıIdığında arabanın yakınlarında bile değildi. Vuranların da kim olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | ولم يكن موجوداً خلال عملية إطلاق النار في الواقع، هو يجهل هوية مطلقي النار |
Baban senin hayatta olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | أبوكِ لا يعلم أنكِ على قيد الحياة |
NCIS ajanı olduğunu bilmiyor mu? | Open Subtitles | لا يعرف أنه عميل خاص بمركز التحقيقات البحري؟ |
Doktorlar onun Sultan'ın bebeği olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | الطبيب لا يعلم أنه ابن سلطان |
Ama dizimin sakat olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | لكن ما لا يعرفه هو أن لدي مشكلة بالركبة |
Altıncı katta neler olduğunu... bilmiyor olabilirim... ama ne zaman bir çalışan zam istese... bu talep İK'dan geçiyor. | Open Subtitles | ربما لا أعرف ما يجري في الطابق السادس لكن هل كنت تعلم أنه كلما طلب موظف زيادة في الراتب |