| Yani, onay almadan insanlar üstünde test yapmaya mı başladı? | Open Subtitles | تعتقد أنّه مضى قدماً بالإختبار على الإنسان من دون موافقة. |
| Sweeney'den resmi bir onay al ve biz de görevi ihmal konusunda korunalım. | Open Subtitles | احصل على موافقة خطية من سويني فحسب لتحمينا من قضايا سوء التصرف المهني |
| Washington'dan onay gelmesi ile, Kırmızı Plan uygulamaya konulacak. | Open Subtitles | الخطة الحمراء سوف يتم وضعها في حيز التنفيذ بمجرد الحصول على تأكيد من واشنطن |
| onay için uzun süre beklememeliydim. | TED | ولم يكن علي الانتظار طويلاً للحصول على التأكيد. |
| Salı günleri için onay almanın ne kadar zor olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أنت تعرف بأنه يستغرق وقت للحصول على الموافقة على الزواج؟ أليس كذلك؟ |
| Çok önemli bir şey değil ama onay alman gerekiyor. | Open Subtitles | والتي لا يجب ان يقوم احد بأفسادها اتريدين موافقة ؟ |
| Araştırmacılar, yazılı onay almalılar. | TED | فالباحثون مكلفون بالحصول على وثيقة موافقة. |
| Klinik deneylerden geçenleri bilirsiniz, bugün bizden onay alınmasının sebebi Peter'ın bu cesur hareketidir. | TED | إن علمتم عن أي أحد في دراسة سريرية تجريبية والسبب وراء وجود موافقة واعية اليوم تعود لشجاعة العمل الذي قام به بيتر |
| Bu deneyle gösterdiğimiz gibi, bilgi sahibi olarak onay vermek imkânsıza yakın. | TED | وكما أوضحنا في هذه التجربة، فإن الحصول على موافقة مبينة وواضحة على كل الشروط شبه مستحيلة. |
| Bu saat şimdi FDA tarafından da nörolojide onay alan ilk akıllı saat olarak onaylandı. | TED | وقد حصل على موافقة إدارة الغذاء والدواء كأول ساعة ذكية تحصل على موافقة في المجال العصبي. |
| Bize yardım edecek misin, yoksa onay vermek için fax mı çekeceksin? | Open Subtitles | هل ستساعدونا أو تنتظر لإرسل لك تأكيد بالفاكس؟ |
| Ayrıca batıdaki gizli ajanlarımızdan, eylemlerimizin tespit edilmediğine dair onay aldık. | Open Subtitles | إضافة لذلك,لدينا تأكيد من عميلنا المتخفي في الغرب بأن أعمالنا لهذه اللحظة غير مكشوفة |
| Bunu yapman gerekirse, onay iste. | Open Subtitles | عليك أن تحصل على التأكيد قبل أن تفعل ذلك |
| İhtiyacım olan tek şey deneylere başlamamız için onay vermen. | Open Subtitles | كل ما أريده مٌنك هو الموافقة منك للمحاولة علي البشر. |
| Bannion'ın ortadan kalkmasına onay verseydin, Larry sorun çıkarmazdı. | Open Subtitles | لو كنت وافقت على التخلص من بانيون, ما كان ليُصبح مشكلة الآن |
| -Bizi doğruca katile götürse bile ilçedekiler 10 bin dolarlık bir şey için onay vermez. | Open Subtitles | إن كان لهذا الشئ عواقب سلبية على مطلق النار فإن المقاطعة لن توافق على طلب شراء بقيمة 10,000 دولار |
| Hava trafiğini durdurmak için onay istiyorlar. | Open Subtitles | و هيئة الطيران الفدرالية تطلب موافقتك على إيقاف كل الرحلات الجوية |
| Roma'daki bölge denetçisine bir dilekçe vermeniz gerekiyor sonra da bana son onay için geleceksiniz. | Open Subtitles | يجب أن تملأ استمارة في روما وتذهب بدورها إلي المختص ثم تعود لي للموافقة النهائية |
| Ve ben de onay veriyorum. Bay Gardner'i rahat bırakmanızı öneririm, bayım. | Open Subtitles | وأنا أعطي الإذن أنا أقترح أن تترك السيد غاردنر وشأنه يا سيدي |
| Şu siktiğimin tuvaletlerini tamir ettirmek için onay bile alamıyorum. | Open Subtitles | انا حتى لا استطيع الحصول على الموافقه لإصلاح المراحيض اللعينه |
| Plânlarınıza gelince, Bay Williamson onay verdi, değil mi? | Open Subtitles | بالنسبة لتصميماتك السيد أعطاك موافقته صحيح ؟ |
| İIk EEG'si yapıIdı... ama annesi henüz onay vermedi. | Open Subtitles | لقد انتهوا من الفحوص الأولية ولكن الأم لم تعط موافقتها بعد |
| Şöyle diyelim, burada onay için bulunduğumu hissediyorum. | Open Subtitles | حسنا، لأقول فقط أنني أشعر بأني هنا لأبدي موافقتي. |
| Bu tarz cevaplar vererek... - ...onay raporu almayı nasıl bekliyorsun? | Open Subtitles | نظراً لإجاباتك هذه، كيف تتوقع منّي أن أوافق على عودتك للعمل؟ |
| Majestelerinin affına, ...ben ona onay verdim. | Open Subtitles | في ما يخص صاحب السمو الملكي أعطيتها بركتي. |