Ondan nefret ediyorum, çünkü siz onu biraz fazla abartıyorsunuz. | Open Subtitles | أكرهه بشدة لأنكم أيها الأولاد تعتقدونه مهماً وهو لايساوي شيئاً |
Ama onunla çıkarsan Ondan nefret etmem daha zor olacak. | Open Subtitles | لكن إذا خرجت معه, سيكون من الصعب علي أن أكرهه. |
Baban senden utandı. Ondan nefret ettin, Baban da senden. | Open Subtitles | انت عار لأبيك وهو عار عليك انت تكرهه وهو يكرهك |
Soluk yüzlü, yapmacık sersem. Ondan nefret ediyorum. Ashley öyle düşünmüyor ama. | Open Subtitles | ذات الوجه الشاحب و اللسان المعسول، كم أكرهها |
Tanrıların sevdiği tüm savaş beyleri arasında, en çok Ondan nefret ediyorum. | Open Subtitles | بالرغم انه محبوب من الناس ومن الهة الحرب الا اننى اكرهه بشدة |
Ve bir gün, umarım bu olduğu zaman, orada olurum, Ondan nefret edeceksin. | Open Subtitles | فى يوم من الايام,وأدعوا الله أن أكون هناك عندما يحدث ذلك اليوم, سوف تكرهينه. |
Ve hâlâ senin yanında senin Ondan nefret ettiğini bilmesine rağmen. | Open Subtitles | و ما زالت متمسكة بك حتى و هي تعرف بأنك تكرهها |
Ondan nefret ederdim ve birinin onu öldürmesine sevindim. | Open Subtitles | لقد كرهته وفيما إذا أحدهم ذهب وقتله، فأنا مسرورة |
Hayır, ben, Ondan nefret ederim.. Sadece çabuk bitirmek istedim. | Open Subtitles | لا ، أني أكرهه لذلك أسرع بأكله كي أتخلص منه |
Tüm gün Ondan nefret ediyorum sarhoş olduğumda ise tek yaptığım, onu düşünmek. | Open Subtitles | أكرهه طوال اليوم وعندما أكون ثملة كل ما أفعله هو أن أفكر به |
Yemin ederim değilim. - Ama Ondan nefret ediyorum. Nefret ediyorum! | Open Subtitles | -اننى أعدك أننى لست كذلك و لكنى أكرهه ، اننى أكرهه |
Onun doğmuş olması bana bunları yaptıysa sevgini öldürdüyse, sahip olduğum tek iyi şeyi seni benden aldıysa annesi olmama rağmen ben de Ondan nefret ediyorum. | Open Subtitles | حسنا ، اذا فعل مجيئه هذا لى يقتل حبك و يأخذك منى الشئ الوحيد الرائع الذى حصلت عليه فاننى أكرهه ايضا حتى ولو كنت والدته |
"Babamı sevmiyorum. Bazen Ondan nefret ettiğimi hayal ediyorum." | Open Subtitles | أنا لا أحب والدي وأتساءل في بعض الأحيان إذا أنا لا أكرهه |
"Babamı sevmiyorum. Bazen Ondan nefret ettiğimi hayal ediyorum." | Open Subtitles | أنا لا أحب والدي وأتساءل في بعض الأحيان إذا أنا لا أكرهه |
Evlatlık edindiği bütün çocukları dövüyor ama en çok Ondan nefret ediyor. | Open Subtitles | هي تضرب كل الأطفال الذين تتبناهم لكن يبدو أنها تكرهه كرها جما |
Suçlu olduğunu düşünüyorsun çünkü Ondan nefret ediyorsun. | Open Subtitles | إتك تفترض أنه مذنب لأنك تكرهه جداً، صحيح؟ |
Ondan nefret etmemi istersen, ederim. | Open Subtitles | إذا كنت تريدين مني أن أكرهها فسوف أفعل ذلك |
Ondan nefret ederim! Fakat şu anda onunla ilgili yapacak birşeyim yok. | Open Subtitles | انى اكرهه لكن لا يوجد شىء يمكن أن أفعله الآن |
Bir dakika, ben senin Ondan nefret ettiğini sanıyordum. | Open Subtitles | , إنتظري لحظة, حسبتكِ تكرهينه أنا لا أكرهه. |
- Evet Yuri... Xania hala hayatta. Ama Ondan nefret ediyordun. | Open Subtitles | زانيا لا زالت حية و لكنك تكرهها و لهذا حاولت قتلها |
İlk gördüğüm andan beri Ondan nefret ediyorum. | Open Subtitles | لقد كرهته من اللحظه الأولى التى رأيته فيها |
Ondan nefret ediyorum, ama babamla evli ve onun için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | انا اكرهها منذ ان تزوجت ابى, وهى تعنى له كل شئ |
Altı yaşımdayken Noel için bir bebek almıştı ve Ondan nefret ediyordum. | Open Subtitles | عندما كنت في السادسه، إشترى لي تلك الدمية لعيد الميلاد وقد كرهتها |
Baban da, Sue da, Brick de ediyor, hepimiz Ondan nefret ediyoruz. | Open Subtitles | أبوك يكرها وكذلك سو وبريك أيضًا وكلنا نكرهها |
Onunla çalışanları, Ondan nefret edenleri bulup görüşün. | Open Subtitles | و اتصلي بكل رجل عمل معه ايا كان احبه.. او كرهه |
Ama sonra fark ettim ki yaşamımız boyunca Ondan nefret edebilir ya da onu affedebilirdik. | Open Subtitles | لكن إني أدركة أن كما تعلمين يمكن أن نكرهه لطوال حياتنا أو أننا نسامحه |
İçinde olduğu bir şeyler vardı içine girdiği ve senin bu yüzden Ondan nefret edeceğini düşündüğü şeyler. | Open Subtitles | صدقيني، كانت متورطة في أمور ما أشياء سمحت بأن تتورط فيها، أشياء ظنت أنها ستجعلك تكرهينها |
50 papeline girerim ki, herkesin Ondan nefret ettiğini anladığında bu okuldan gider. | Open Subtitles | على 50 دولار، أقول غريب الاطوار هذا فور إدراكه سيغادر أن كل يكرهه |
Dünyada düşmanının olmamasının sebebi işte bu sadece dostları Ondan nefret ediyor. | Open Subtitles | لهذا ، ليس له عدو فى الدنيا إن أصدقاؤه فقط يكرهونه |