"oranı" - Translation from Turkish to Arabic

    • نسبة
        
    • معدل
        
    • معدّل
        
    • معدلات
        
    • بمعدل
        
    • بنسبة
        
    • النسبة
        
    • نسب
        
    • ومعدل
        
    • مُعدّل
        
    • ومعدّل
        
    • ونسبة
        
    • احتمالات
        
    • الإحتمالات
        
    • ارتفعت
        
    Tarımın devlet desteğine muhtaç kalması ve başarı oranı düşük okullar kırsaldaki yoksulluğun şehirdekinden kat kat yüksek olması. TED إنها الاتكالية على إعانات المزارع و المدارس ذات الأداء الضعيف و نسبة الفقر العالية في المناطق الريفية عن الحضرية.
    Bahçecilikle uğraşanlarınızın bilebileceği gibi kök-gövde oranı diye bir şey vardır. Ve bitkiler kök ağırlığını yaprak ağırlıkları ile kabaca bir dengede tutarlar. TED أي منكم يعمل في البستنة يعلم أن هناك شيئا يدعى نسبة الجذر والنبات يجب أن يبقي جرم الجذر بتوازن مع الأوراق ليكون سعيدا
    Çünkü bal arılarının tüy - kanat genişliği oranı uçmaları için fazla büyüktür. TED لأن نسبة الطنين الى الفراء جناحيها أكبر بكثير مما قد يمكنها من الطيران.
    BS: Aslında vahşi suç oranı görece olarak sabit kaldı. TED ب.س. : حسناً إن معدل جرائم العنف لايزال هو نفسه.
    Sadece sıtmadan kurtulduğunuzda bu saydığım diğer her şeyden ölme oranı da bir hayli düşüyor. TED ولكن بمجرّد التخلص من الملاريا انخفض معدّل الوفيات العائدة إلى الأسباب الأخرى
    Sonra test sonuçlarıyla karşılaştık, sonuçlarda işlem sonucunda naqahdah'ya karşı naquadria oranı gösteriliyordu. Open Subtitles ثمّ بلغنا نتائج الإختبارِ التي ترينا نسبة النكوادا المحولة إلى نكوادريا في العملية.
    Kanındaki alkol oranı yüksek ama onu kendinden geçirecek kadar değil. Open Subtitles نسبة الكحول بدماءها كانت مرتفعة لكن ليس بما يكفى لجعلها عاجزة
    Bugün Bosna'daki suç oranı İsveç'tekinden daha düşük. TED واليوم نسبة الجريمة في البوسنة هي أقل من تلك الموجودة في السويد
    200 yıl önce, ABD de şehirleşme oranı çok düşüktü. TED فقبل 200 عام ، في الولايات المتحدة كانت المدن تشكل نسبة ضئيلة
    Burada, Almanya'da, doğum kontrolü kullanan insanların oranı yaklaşık yüzde 66'dır. TED هنا في المنيا ,نسبة السكان المستخدمين لوسائل منع الحمل تكون حوالي 66 في مائة
    Batılı ülkelerde boşanma oranı yaklaşık yüzde 40. TED في العالم الغربي، تصل نسبة الطلاق إلى 40 في المائة تقريباً.
    Liseyi bitiren bireylerin oranı baz alındığında, 1960'lı yıllarda dünyanın nasıl göründüğüne bakın. TED انظروا كيف كان شكل العالم بالستينات من حيث نسبة السكان الذين أكملوا المرحلة الثانوية.
    Şimdi Trump sayısı diye birşey tanımlayalım. Trump sayısı, bu adamın davranış kalıbı sayısının beynindeki nöronlara oranı olsun. TED لذا أقترح أن يكون لدينا عدد ترامب وعدد ترامب يمثل نسبة سلوك هذا الرجل مقارنة بعدد الخلايا العصبية في دماغه
    Örneğin bu ülkede hapsedilme oranı, hapishane nüfusu 1980'den beri dörde katladı. TED مثالاً، معدل الحبس، فعدد سكان السجون في هذا البلد تربع منذ ١٩٨٠
    Sonra Roma Dünyasının bozulma oranı haftada iki katına çıktı. Open Subtitles ثم إرتفع معدل الأعطال في العالم الروماني وتضاعف خلال أسبوع
    Biliyorsun, biz intihar oranı en yüksek olan meslek dalıyız. Open Subtitles هل تعرف أن لدينا أعلى معدل انتحار بين كافة المهن؟
    Neden bütün bu ülkelelerde doğum oranı düşüyor? TED لماذا ينخفض معدّل الولادات في هذه البلدان؟
    Yine aynı toplulukta, beyaz kadınların ölüm oranı sıfıra yakındır. TED فى نفس هذه المجتمعات، معدلات النساء البيض تقترب من الصفر.
    Bire bir oranı oldukça harika bir şey. TED فالطريق المثالي وهو بمعدل إرتفاع وعرض 1:1
    Işın tedavisi ile bu tip kanserlerde iyileşme oranı % 95'lerdedir. Open Subtitles هذا النوع من السرطان قابلٌ للعلاج بالأشعّة بنسبة 95 في المائة.
    Ve çok hızlı bir şekilde beynim bunun dünyada negatifin pozitife olan doğruluk oranı olduğunu düşünüyor. Bunun yaptığı şey tıp okulu sendromu TED وبسرعة فائقة, يبدأ عقلي في التفكير أن تلك هي النسبة الدقيقة للسلبي إلى الايجابي في العالم والذي يفعله ذلك هو عمل شيئ
    İntihar oranı ise 1999'dan beri %30 arttı. TED وازدادت نسب الانتحار بنسبة ثلاثين بالمئة منذ 1999.
    İzdiham problemini çözebilmemiz için üç şeyi bilmemiz gerekiyordu: gelen insan sayısı, yer ve dakika başına düşen insan geçiş oranı. TED الآن، قمنا بإيجاد حل لعلاج مشكلة التدافع، أردنا معرفة ثلاثة أمور فقط: أعداد الناس، والموقع، ومعدل تدفق الناس في كل دقيقة.
    Toprak sıvılaşma oranı bir gecede üç kat artmış anlaşılan. Open Subtitles يبدو أن مُعدّل تموُّع التربة تضاعف ثلاث مرّات أثناء الليل.
    Burada sağlamlıktan, kuraklığa dayanıklılıktan ve mısır tanesi-koçan oranı diğer tüm mısırları kıskandıran şeyden söz ediyorum. Open Subtitles أقصد قدرتها على الجلد وتحمُّل الجفاف ومعدّل الحبّ المرتفع في حطبة الذرة الذي تحسدها عليه باقي أصناف الذرة.
    Sinir transferinin başarı oranı oldukça yüksek. TED ونسبة نجاح عمليات نقل الأعصاب مرتفعةٌ جداً.
    Bundan sonra kayıp insanları bulma oranı sıfıra düşüyor değil mi? Open Subtitles بعدها، فإن احتمالات إيجاد شخص مفقود تنخفض للصفر، صحيح؟
    Bu riskli manevraların oranı başarılı fakat ikinci kez kullanınca son derece düşük. Open Subtitles الإحتمالات لهذه المخاطرة البهلوانية أن تنجح للمرة الثانية منخفضة للغاية
    Araştırmacılar odalara daha yumuşak mobilyalar koyduklarında katılım oranı %42 artmış. TED عندما وضع الباحثون أثاثاً أكثر ليونة في الفصول الدراسية، ارتفعت معدلات المشاركة بنسبه 42 في المائة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more