"pek bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • الكثير
        
    • ليس كثيراً
        
    • كثيراً عن
        
    • أجيد التزلج
        
    Böyle adamların kaçıp kurtulmak için pek bir şansları yok değil mi? Open Subtitles ، هذا الرجل لا يملك الكثير من الحظ للهروب أليس كذلك ؟
    Ama zavallı annemin arzuları senin için pek bir şey ifade etmiyor herhalde. Open Subtitles بالرغم من أنني لا أفترض ان رغبات ماما المسكينة كانت تعني لك الكثير
    Bu harika. Gerçi, bir çocuk üç ayda pek bir şey öğrenemez. Open Subtitles يبدو عظيماً، برغم أن الطفل لا يتعلم الكثير في ثلاثة أشهر فقط
    Cep telefonunu ya da bilgisayarını kullanmayacaksan pek bir şey sayılmaz. Open Subtitles ليس كثيراً عدا لو كنتِ تريدين إستخدام حاسوب أو هاتف خليوي
    Ayrıca, bir sürü vidyo kaseti kiraladım. Başka da pek bir şey yapmadım. Open Subtitles أستأجرت أيضا الكثير من الأفلام ليس كثيراً جداً
    Ama benim o katillerden pek bir farkım yok. Open Subtitles ولكنني لا أختلف كثيراً عن هؤلاء الذين جاءوا لقتلنا لقد رأيتِ ذلك بنفسكِ
    pek bir şey yok. Open Subtitles -لا أجيد التزلج
    Ve Şerif Galt da pek bir şey yapamıyor değil mi? Open Subtitles ومدير الشرطة غالت لا يستطيع أن يعمل الكثير بشأنه، أليس كذلك؟
    - Kafam çok dolu. - Kafanın pek bir şey aldığı söylenemez. Open Subtitles ـ في حين يوجد الكثير مما يشغلني ـ عقلك لا ينشغل بالكثير
    - pek bir şeyi kontrol ediyor gibi değildi zaten. Open Subtitles لم يكن يبدو انها تسيطر على الكثير على أي حال.
    Burada pek bir şey yok. Sadece buhar odaları ve jeneratörler olmalı. Open Subtitles لا يوجد الكثير هنا في الأسفل قد توجد غرف التدفئة و المولدات
    pek bir şey bilmiyorum ama ettiği yardım sonrası ona güveniyorum. Open Subtitles ليس الكثير ولكن بعد ما فعلته اليوم , اطمئننت اليها كثيرا
    Görecek pek bir şey yok ama yapısal olarak sağlam. Open Subtitles ليس هناك الكثير لنرى, ولكن يبدو سليما من الناحية الهيكلية.
    Ondan sonra pek bir şey almadım ama çok fazla testosteron salgılamaya başladım... Open Subtitles ولم أنل الكثير من خارج المقاطعة بعد ذلك، لذا قمتُ بتطور هرمون الذكورة،
    pek bir şey hatırlamıyor ve 5 dakika içinde ameliyata girecek. Open Subtitles انها لا تذكر الكثير ويجب ان تدخل العمليات بعد 5 دقائق
    20 yıldan fazla süredir terk edilmiş durumda. pek bir şey kalmadı. Open Subtitles فهي مهجورة منذ ما يربو على 20 عامًا، لم يبقَ منها الكثير
    pek bir şey yok. Bankanın içinde duman vardı. Kapı kilitliydi. Open Subtitles ليس كثيراً كنت بجانب البنك و كان الباب مقفلاً و حاولت أن ألقي نظرة إلى الداخل
    Baºar_BAR_s_BAR_zI_BAR_ktan, ögrenirsin. Baºar_BAR_dan, pek bir ºey ögrenmezsin. Open Subtitles من الفشل , أنت تتعلم من النجاح , ليس كثيراً
    Senden pek bir nane olmaz ama seninle yapacak kadar çaresiz biri vardır mutlaka. Open Subtitles ما هو ليس كثيراً عليك ولكن أتعلم ماذا ، لا بد ان تكون واحدة تعاني من اليأس بشكل كامل
    Hatıra defterleri ve kişisel tazelik hakkında pek bir şey bilmiyorum. Open Subtitles اننى لا اعلم كثيراً عن كتاب العائلة او النضارة الشخصية
    Youkai'nin diğer okullardan pek bir farkı yok. Open Subtitles اكاديمية يوكاي ليست مختلفة كثيراً عن مدارس البشر العادية
    pek bir şey yok. Open Subtitles -لا أجيد التزلج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more