| O gece okuma yoktu Cheech. prova yoktu. | Open Subtitles | لم تكن هناك معاينة فى تلك الليلة ، لم تكن هناك بروفة |
| prova bahanesiyle seninle takılmam aslında cinsel ilişkiye hazır olduğumun bir sinyali. | Open Subtitles | هل تدرك أن إعادة التدريب معك هو وسيلة لأخبرك أني متوفرة جنسيا |
| Şimdi, herkes meyhaneye. Bu gece sadece son prova, unutmayın! | Open Subtitles | والآن الجميع للحانة اليوم تدريب الملابس فقط |
| Tuvalete gidiyorum, çişimi yapacağım, geri geldiğimde mükemmel olana kadar prova yapacağız. | Open Subtitles | سأذهب للدورة المياه لاقضي حاجتي وعندما اعود سنعاود التمرين الى ان اتقنها. |
| Cunku, bu prova benim icin buyuk bir asamaydi. | TED | لأن البروفة بحد ذاتها كانت تحدي كبير بالنسبة لي. |
| Pardon ama çok az vaktimiz kaldı, prova bile yapamayacağız. | Open Subtitles | عزيزتي أنا آسف، وقتنا ضيق ولايمكننا حتى التدرب على المشاهد |
| prova yemeği hakkındaki konuşmalarınız bana mükemmel bir fikir verdi. | Open Subtitles | و كل ذلك الكلام عن العشاء التجريبي أعطاني فكرة مُذهلة |
| Tamam, bak, bu akşam saat 18:00'de prova yemeğinde olmalısın. | Open Subtitles | حسنا، انظر، أنا بحاجة لكم في بروفة الليلة العشاء في الساعة 1800. |
| Bu yalnız olduğum için değil, bizim prova yemeğimiz olduğu için de değil. | Open Subtitles | هذا لا يعود سببه لأنني وحيد أو لإنه بروفة لحفل العشاء |
| Damadın prova yemeğinde veya gittiği barlarda sarıldığı biri de olabilir. | Open Subtitles | أو أي شخص احتضن العريس في بروفة العشاء، أو الملاهي الليلية زار قبل مقتله، |
| Çoğunlukla, prova kıyafeti giymiş kızlara bakışlarından. | Open Subtitles | غالبا بالطريقة التي ينظرون بها إلى الفتيات المرتديات ملابس التدريب |
| Eğer bu gece biraz prova yapmazsam, mahvolurum! | Open Subtitles | إذاً, إذا لم أحصل على بعض التدريب الليلة, انا منتهية. |
| Sabah prova edilip, yarın akşam açılışa hazır hale gelecek. | Open Subtitles | سيتم التدريب عليها في الصباح إستعدوا للإفتتاح ليلة الغد |
| Bayanlar, bu özel bir prova. Yabancıların seyretmesi yasak. | Open Subtitles | سيداتى ,هذا تدريب خاص , ممنوع دخول الغرباء |
| Bunun bir prova olduğunu unut, sadece Maya'ya odaklan. | Open Subtitles | إنسَي بأنّ الموسيقى تشتغل. إنسي بأنّ هذا تدريب. |
| Özür dilerim, prova işini ciddiye almadığım için de özür dilerim. | Open Subtitles | رجل، أنا آسف. أنا آسف لانني لم اخذ امر التمرين بجدية. |
| Bagis yoluyla edindigimiz 50 nota sehbamiz vardi prova esnasinda 100 erkek cocugunun kullanmasi icin. | TED | كُنت قد مُنحت 50 حامل نوتة موسيقية كي يُستخدموا من قبل 100 صبي في هذه البروفة. |
| Müzikal heyecanları harekete geçirmek için iyi bir prova gibisi yoktur. | Open Subtitles | لا شيء هناك كما التدرب على عمل جديد لكي تحصل على عصارة الموسيقى. |
| Grant ve ben prova yemeğimizi vereceğiz... ve yarın büyük gün. | Open Subtitles | أنا وغرانت يجب أن نتخطي العشاء التجريبي واليوم التالي لة هو اليوم الكبير |
| 2 gün daha prova yapacağız ve galamız pazartesi günü. | Open Subtitles | ،ما زال لدينا يومان للتدريب والعرض ما قبل الأولي الاثنين |
| Kral prova veya egzersiz yapmadığı zamanlarda 3 tv birden seyrederek yorgunluğunu atmayı severdi. | Open Subtitles | عندما كان الملك بعيد عن التدريبات والبروفات، كان يحب الاستجمام عن طريق مشاهدة ثلاث أجهزة تلفاز في آن واحد. |
| Aslında bu güzel bir şey, çünkü benimle zorla prova yapıyordu. | Open Subtitles | ذلك جيد، لأنه تعود على ان يجعلني أتدرب عليه معه |
| Şey, bugün, böyle bir şey istemiyorum. Yorgunum. prova çok zor geçti. | Open Subtitles | حسناً ، إننى اليوم غير مستعدة إننى منهكة ، إن البروفات شاقة |
| Neil Gershenfeld: Bu harika. Dün gece prova yaparken, filleri izleyerek eğlendi. | TED | نيل: هذا رائع. عندما كنا نتمرن الليلة الماضية، كان مستمتع برؤية الفيلة. |
| Ama prova yapmadım, hazır değilim. | Open Subtitles | لكنني لم أتمرن على أغنية أو أي شيء أنا ببساطة غير مستعدة |
| Tüm gün çevrede dolaşır, prova yapardı. | Open Subtitles | كانت تمشي طوال اليوم وهي تتدرب على ذلك الدور .. |
| Babamın ve benim plajda prova yaptığımız zamanları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكرين عندما كنا أنا وأبي نتدرب على الشاطئ ؟ |