| Bu hayhuy içinde rahatsız etmek istemedim. Hâlâ yerleşemediniz mi? | Open Subtitles | لا أريد إزعاجك ولكنني أعلم أن منزلك مازال طور الإنشاء. |
| rahatsız etmek istemezdim ama ben kimseye saygısızlık etmeyen bir adamım. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون مصدر إزعاج لكني رجل لا ينبغي إهانته |
| Sizi daha fazla rahatsız etmek istemem ama bir iyilik daha istesem telefonunuzu kullanabilir miyim? | Open Subtitles | أنا أكره أن أزعجك ، ولكن هل يمكن أن أطلب معروف آخر .. هل يمكن لي أستخدام الهاتف ؟ |
| Sizi rahatsız etmek istemedim. Uh, özel bir yere mi gidiyorsunuz? | Open Subtitles | لم أقصد مضايقتك هل أنت ذاهب لمكان محدد ؟ |
| Başka öğretmeni rahatsız etmek istemiyorum, Bayan Vaughn. Sizi rahatsız etmek istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أزعج آنسة أخرى يا آنسة (فون) أريد ازعاجك أنتي |
| Bayan Tucker, sizi rahatsız etmek istemiyoruz. Adım Poirot. | Open Subtitles | نحن لانريد ازعاجك يا سيدة تاكر, انا اسمى بوارو |
| Sizi rahatsız etmek istememiştim. İsterseniz sizi yalnız bırakayım. | Open Subtitles | .حسنا لا أريد أن ازعجك .سأتركك لوحدك أن كنت تفضل ذلك |
| Jerry üzgünüm. Seni rahatsız etmek istemedim. - Sadece tavsiyene ihtiyacım var. | Open Subtitles | جيرى , أنا اسف لا أود إزعاجك ولكنى أريد التحدث معك لدقيقة |
| Özür dilerim, rahatsız etmek istemem ama arkadaşım hasta ve zamanımız çok dar. | Open Subtitles | عذراً, لا أقصد إزعاجك لكن صديقي مريض و نحن نسير بخطه زمنيه دقيقه |
| - Sizi rahatsız etmek istememiştim. - Kocam ve ben yeni taşındık. | Open Subtitles | حسن، أنا لم أقصد إزعاجك وقد إنتقلنا تواً أنا وزوجي إلى هنا |
| Anneni de rahatsız etmek istemedim belki de bir biranı içerim. | Open Subtitles | لم أستطع النوم ولم أرد إزعاج والدتك ربما سآخذك تلك البيرة |
| 2 saattir dans eden bir adamı rahatsız etmek! | Open Subtitles | إزعاج شخص ما خلف الكواليس قد رقص للتو لمدة ساعتين |
| rahatsız etmek istemem bebeğim ama, sen bağlayabilir misin? | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أزعجك يا حبيبتي هلَا ربطتنا؟ |
| Dinle Dick, seni böyle rahatsız etmek istemezdim... ama arabanın yeri değişmeli. | Open Subtitles | اسمع يا ديك، أنا آسف أن أزعجك على هذا النحو. لكن سيارتك عليك نقلها. |
| Şey, konukların olduğunu gördüm. rahatsız etmek istemedim. Oh. | Open Subtitles | حسناً رأيت لديك ضيوف ولم أرغب في مضايقتك والآن بما أنك فعلت |
| Cazibeli insanları rahatsız etmek kabalıktır. | Open Subtitles | غير أخلاقي أن أزعج أناسا جذابين. |
| Sizi rahatsız etmek istemezdim ama başka bir vakada daha tanık olduğunu hatırladım. | Open Subtitles | لا أريد ازعاجك يا سيدي لكن أذكر أنها شاهدة في قضية أخرى |
| Sizi rahatsız etmek istemem ama Bayan Hudson'un güverteden düşen belgeleriyle ilgili ufak bir problem var. | Open Subtitles | انا اكره ان ازعجك ، ولكن هناك مشكلة بسيطة بخصوص السيدة هدسون و اوراقها التى طارت فى البحر |
| Yüzbaşı Tietjens görevde olduğu sürece onu rahatsız etmek istemiyorum. | Open Subtitles | , أنا لا أريد أن أقاطع النقيب تيجنز عندما هو في الواجب طالما هو بخير |
| rahatsız etmek zorunda kaldım. Bu gece ayrılıyorum. | Open Subtitles | آسف على إزعاجكِ لكن علي الرحيل هذه الليلة |
| Sonra bu kapıları indirdiler, böylece kimse onları rahatsız etmek için içeri giremedi. | Open Subtitles | ثم يقوموا بانزال البوابات لكي لا يزعجهم أحد |
| Claire, seni rahatsız etmek için burada değilim o'nun en iyi adamı olmak için geldim. | Open Subtitles | (كلير) أنا لستُ هنا لأزعجك أنا هنا فقط لأكون الإشبين لا تقلقي بشأني تظاهري أنني لست موجوداً |
| Herkesin sinirli olduğunu biliyorum ama Dr. Kelso'yu rahatsız etmek için bir neden göremiyorum. | Open Subtitles | اسمعوا، أعرف أن الجميع منزعجون لكن لا داعي لإزعاج الدكتور (كيلسو) |
| rahatsız etmek istemem. | Open Subtitles | لا أريد إزعاجكما |
| Zavallı kocası bu sabah oradaydı ama rahatsız etmek istemedim. | Open Subtitles | زوجها المسكين كان هنا هذا الصباح لكنني لم أكن أريد إزعاجه |
| Bana kızsa bile, bunu onu rahatsız etmek istemediğim için yaptığımı söylerim. | Open Subtitles | حتى وإن فكرت, سأقول لها أنني لم أرد إزعاجها |