Bu sabah bir çoğunuz ekmek ve şarap ayinini reddetti. | Open Subtitles | في قداس هذا الصباح ، رفضت الكثير منكن العشاء الإلهي |
Hükümetten oğluna karşı ne kanıtı varsa paylaşmasını talep etti. Hükümet reddetti. | Open Subtitles | طالب بأن تقدم الحكومة أي دليل لديها ضد ابنه، لكن الحكومة رفضت. |
Ve Dalton Akademisi yandığında eşcinsel Blaine ve Bülbül'lerin Glee Kulübü'ne katılmasını reddetti. | Open Subtitles | و عندما أحترقت أكاديمية دالتون رفضت أنضمام المثلي بلاين و الوالبرز لنادي جلي |
Hirodes adamı mahkum etmeyi reddetti. Geri getiriyorlar. | Open Subtitles | هيرودس يرفض أن يحاكم الرجل أنهم يعيدونه إلى هنا |
O pezevenge karşı ifade vermen gerekiyor dediğimde de her türlü yardımımı reddetti. | Open Subtitles | وهي ترفض أي نوع من المساعدة. لأنني حثثتها على أن تشهد ضد المقامر |
Dick Cheney ve Donald Rumsfeld görüşülmeyi reddetti. | Open Subtitles | ديك تشيني ودونالد رامسفيلد رفضوا إجراء مقابلات معهم. |
Kadın kendisini reddetti ya da dalga geçti ve intikam alıyor. | Open Subtitles | إذا سخرت أو رفضت تقرّبه جنسياً منها، قد يكون هذا انتقاماً |
Washington yetkilileri ilk önce bu planı reddetti. Sonraysa yürüyüşü ara sokaklara hapsetmeye çalıştı. | TED | في البداية رفضت سُلطات واشنطن اقتراحها ولاحقًا حاولت تغيير أماكن التجمهر للشوارع الجانبية. |
Ben bir saldırı emrettim Birlikleriniz saldırmayı reddetti. | Open Subtitles | لقد أصدرت الامر بالهجوم لكن قواتك رفضت التنفيذ |
İnanabiliyor musunuz ki, reddetti benim karım olmayı. | Open Subtitles | هل تصدق ذلك لقد رفضت أن تكون زوجتي؟ أنا ، إبن أخ أغنى الرعاة |
Dur bakalım. CIA reddetti mi dedin? | Open Subtitles | دقيقة واحدة.دقيقة واحدة وكالة المخابرات المركزية رفضت |
Yüksek Mahkeme reddetti ablamin iradesini kabul edin oglumun adinin özelligi hangi yaninda iradesi vardi onun | Open Subtitles | لقد رفضت المحكمة وصية زوجة أخي و التي أوصت فيها بنصف ممتلكاتها لولدي |
Bir yemek şirketi, dana eti vermeyi reddetti. | Open Subtitles | . لدى متعهد تجهيز أطعمة يرفض تقديم لحم البقر |
Cesurca davrandı ve durup istikameti sormayı reddetti yoksa çoktan gideceğimiz yere ulaşmış olurduk. | Open Subtitles | وكونه رجل ، يرفض التوقف ويسأل عن الاتجاهات أو ربما حقاً وصلنا لوجهتنا |
Orman evcilleştirilmeyi reddetti ve kendi kurallarına göre yaşamayanları cezalandırdı. | Open Subtitles | ترفض الغابة أن تُروَّض وتُعاقب الذين لا يعيشون حسب قوانينها. |
C.I.A ve beyaz saray bu iddiaları reddetti. | Open Subtitles | مسؤولو وكالة الإستخبارات المركزية و البيت الأبيض رفضوا الردّ على تلك الإتهامات |
Ama o kabul etmedi. Güney Afrika'yı ırkçılıktan gerçekten arındırana kadar bunu yapmayı reddetti. | TED | لكنه لم يفعل. ورفض ذلك إلى أن حقق هدفه بتحرير جنوب أفريقيا من الفصل العنصري. |
Daduji evladı için verilen tazminatı reddetti bir halk harekatı başlatmak için. | Open Subtitles | لقد رفض دادوجى أن يأخذ تعويض عن وفاة نجله كى يبدأ ثورة |
Suçlamaların hepsini reddetti ama ceset bulunduktan sonra suçlu bulundu. | Open Subtitles | هو أنكر كل شيء، لكن حوكم بعد العثور على الجثة. |
Yalanları ve geçmişi yüzünden onu reddetti, evden attı. | Open Subtitles | رفضها لأكاذيبها ولماضيها بعد ذلك نفاها من مقاطعته |
Son birkeç yılda onu kendim için işe almaya çalıştım ama reddetti. | Open Subtitles | حاولت أن أوظفها بنفسي في السنتين الأخيرتين لكنها ، رفضتني .. |
İnsanların doğayı kontrol etmesi gerektiği ve kontrol edebileceği inancını reddetti. | TED | ورفضت الاعتقاد السائد أنّ البشر يفترض بهم ويمكنهم أن يسيطروا على الطبيعة. |
Bir erkeği en fazla güçsüz kılan şekilde reddetti seni Frasier. | Open Subtitles | فريزر " لقد رفضتك بأكثر طريقة واهنة " يمكن الرفض بها |
Bilim bu hastalıktan kurtulmama yardım eder zannettim ama vücudum tedaviyi reddetti. | Open Subtitles | ظننت أن العلم سيساعدني في التخلص من هذا المرض ولكن جسمي رفضه |
Oswald'ın katil olduğunu reddetti, ona hiçbir zaman suçlu teşhisi yaptırılmadı. | Open Subtitles | نفى أن يكون أوزوالد هو القاتل لم يؤخذ به كشاهد |
Kız hemen o tanımadığı adamı reddetti. | Open Subtitles | إنها لم تقابل الرجل من قبل طبيعياً ، رفضته |
Ailesi de Violet'i reddetti ve onu sokağa attı. | Open Subtitles | وقد تبرأت عائلتها منها و ألقت بها فى الشارع |