| Ve şu anda herkesin yalan söylemeyi bırakıp gerçekleri konuşması gerekir. | Open Subtitles | و حان الوقت للكل أن يتوقفوا عن الكذب و قول الحقيقة |
| Ve şu anda herkesin yalan söylemeyi bırakıp gerçekleri konuşması gerekir. | Open Subtitles | و حان الوقت للكل أن يتوقفوا عن الكذب و قول الحقيقة |
| Lanet olsun, o haklı. Kız arkadaşıma şarkılarının berbat olduğunu söylemeyi kes! | Open Subtitles | اللعنة , أنه محق توقف عن قول لخليلتي بأن أغنيتها سيئة جداً |
| Uzun zaman önce çıkmıştım. Bunu söylemeyi unutmuş muydum? Özür dilerim. | Open Subtitles | توقّفت عن العمل منذ مدّة طويلة هل نسيت أن أخبرك هذا؟ |
| Evet, belki de part-time iş imkanını bana söylemeyi unuttun | Open Subtitles | نعم , نسيتِ إخباري ان هناك وظيفة بدوام جزئي متاحة |
| Ve Carlotta Adams'a 10,000 sterlin önerdiğinizi söylemeyi ihmal ettiniz. | Open Subtitles | وانت قد أهملت ذكر ال 10,000 جنيه التى عرضتها على شارلوتا ادامز |
| Sana söylemeyi istemedim çünkü beni ben olduğum için sevmeni istedim. | Open Subtitles | لم أرغب في إخبارك بذلك لأنني أريد منك أن تحبيني لذاتي |
| Acıyı azaltmak için bile olsa, yalan söylemeyi haklı görmem. | Open Subtitles | حتى لتخفيف المعاناة. لا يمكنني أبداً تبرير قول الكذب الصريح |
| Teskin edici bir kaç söz söylemeyi ...ve onun için Tanrı'ya dua etmeyi reddedemem. | Open Subtitles | لا يمكنني رفض قول بعض الكلمات المطمئنة والصلاة للرب من أجلها |
| Televizyondakilere burada 2 homoseksüel olduğunu söylemeyi kesmelerini söyle. | Open Subtitles | أخبر التليفزيون بأن يتوقف عن قول أنه يوجد هنا اثنان من الشواذ |
| Televizyondakilere burada 2 homeseksüel olduğunu söylemeyi kesmelerini söyle. | Open Subtitles | أخبر التليفزيون بأن يتوقف عن قول أنه يوجد هنا اثنان من الشواذ |
| Hayır, olacak, lütfen böyle söylemeyi keser misin? | Open Subtitles | حسناً, إنه لن يكون, و هل يمكنك التوقف عن قول ذلك؟ |
| Baba, şunu söylemeyi bırakacak mısın lütfen? | Open Subtitles | الأَبّ، رجاءً، سَأنت فقط قول توقّفِ ذلك؟ |
| Bunu onlara söyle Steve Dave. Şunu söylemeyi keser misin? | Open Subtitles | اخبرهم بهذا , ستيف داف ايمكنك ان تقف عن قول هذا ؟ |
| Sana hoşça kal demeyi ve senden hep nefret ettiğimi söylemeyi istedim. | Open Subtitles | حسناً, كنت أريد فقط أن أودعك و أن أخبرك بأني لطالما كرهتك |
| Sana söylemeyi unuttum. | Open Subtitles | لقد نسيت أن أخبرك هل تعرف الرجل من وراء البحار |
| Sana söylemeyi unuttum. | Open Subtitles | نسيت أن أخبرك بأن الأمور تسير بصالح جوزيف |
| Bu konuda nasıl düşünmem gerektiğini bana söylemeyi kesersen minnettar olurum. | Open Subtitles | وسأقدر لو توقفت عن إخباري كيف يجب أن أشعر تجاه الأمر |
| Öyleyse son konuşmamızda bana söylemeyi unuttu herhalde. | Open Subtitles | لو كان هذا صحيح فهي غفلت عن ذكر الأمر أثناء محادثتنا الأخيرة |
| söylemeyi unuttum, haftaya iş için iki yeni kız geliyor. Öyle mi? | Open Subtitles | أوه نسيت إخبارك ، هناك فتاتان جديداتان يبدأن في العمل الإسبوع القادم |
| Sana söylemeyi unuttuğum bir şey daha söylemişti... karışmaya devam edersem boynumu kıracakmış. | Open Subtitles | لقد اخبرنى شيئاً آخر لم اخبرك به أننى لو تدخلت كما تسميها فسيكسر عنقى |
| Pardon. Arabuluculukta jüri olmadığını söylemeyi unuttum. | Open Subtitles | عذراً، نسيت أن أذكر بأنه ما من هيئة محلفين في التحكيم المُلزم |
| Bu arada, söylemeyi unuttum: Bunu üretmenin toplam maliyeti sadece 20 sent. | TED | نسيت أن أخبركم بأمر، وهو أن كل ذلك كلفني 20 سنت لصنعه. |
| Size her türlü şey söyleyebilirdim. Size gerçeği söylemeyi tercih ettim. | Open Subtitles | كان من الممكن أن أخبركِ بأي شيء لكني فضلتُ إخباركِ الحقيقة |
| söylemeyi unuttuğun ufak bir şey kalmış bir polis olduğun. | Open Subtitles | كان هناك شىء واحد صغير نسيت ذكره أنك شرطى |
| Kafanın küçüklüğünü büyüklüğünü söylemeyi bırak artık. | Open Subtitles | ياقتك ، وجهك أو رأسك لا علاقة لي بهذا توقف عن اخباري سواء اكانت كبيرة أو صغيرة |
| Sana okul bittikten sonra söylemeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت اتمني اخبارك عنه عندما انتهت المدرسه |
| -Ne yaptığını bize de söylemeyi düşünüyor musun? | Open Subtitles | أمُهتم لتقول لنا ما الذي تفعله؟ انتظر للحظة. |
| - Yeni temizlikçiye mobilyalara dokunmamasını söylemeyi unuttuk. | Open Subtitles | لدينا خدمة تنظيف جديدة ونسيت إخباره بإن لا يلمس الاثاث |
| Ama dün bize söylemeyi unuttuğun bir şey varsa, sorun olmaz. | Open Subtitles | لكن لو أن شيئاَ ربما نسيت إخبارنا عنه بالأمس فهذا متفهم |