Zengin olacağımız Sözünü veremem ama birbirimize sahip olacağız. | Open Subtitles | لا أستطيع وعدك أننا سنصبح أغنياء، ولكن أعدك، سيكون لدينا بعضنا البعض. |
Sadece Sözünü unutmamaya bak. İşte sana bir pezâo daha. | Open Subtitles | للتأكد من أنك لن تنسى وعدك تفضل بيزو آخر |
Rick Sözünü çiğneme. Samimi ol. Güçlü ol. | Open Subtitles | لا ترجع فى كلامك , ريك كن صادقا , كن قويا |
Ama ne zamanki işine gelmemeye başladı hemen Sözünü unuttun. | Open Subtitles | ولكنكِ لم تفي بوعدك باقرب فرصه لم يؤاتك بها الوضع |
En sonunda, Sözünü yerine getirmiş oluyor... yani Deccal' ı defetmek için tekrar gelecek. | Open Subtitles | و هكذا يتحقق وعده فى أنه فى نهاية ذلك الزمان سوف يبعث ثانيه ليخلص العالم من المسيخ الدجال |
Sözünü tutacağına dair bir teminat isterim. | Open Subtitles | أحتاج بعض التأمين بأنك يمكن أن يسلّم على ذلك الوعد. |
Kimse Sözünü tutmayan bir adam olduğumu söylemesin. | Open Subtitles | حتى لا يقال عني أنني لست رجلاً عند كلمته.. |
Kazanırsam Sözünü tutacak, adamlarını çekecek misin? | Open Subtitles | اذا ربحت تبقى على وعدك ؟ ستنسحب مع رجالك ؟ |
Bana hayatta kalacağım Sözünü vermiştiniz ama yalanmış. | Open Subtitles | لقد وعدتني أن تُخلص لي طوال العمر، والآن تُخلف وعدك.. |
Sözünü tutarsan ikiniz de serbest kalacaksınız. | Open Subtitles | حافظي على وعدك وستنالين حريتك انتِ أيضاً |
Sözünü dinleyeceğim sıkı ders çalışacağım yalan söylemeyeceğim kavga etmeyeceğim ve günün birinde işe yarar biri olacağım. | Open Subtitles | سوف أسمع كلامك وسأذاكر دروسي بجد ولن أكذب مرة أخرى |
Sözünü geri al ve benden özür dile. | Open Subtitles | أفترض أنك ستسحبين كلامك أفترض أن تقولي آسفة |
Benim için uzun bir zaman. Ama sonunda Sözünü tutup bana yemek pişirebildiğine sevindim. | Open Subtitles | بالنسبة لي، مدة طويلة جدًا و لكنني سعيد أنك في النهاية قمت بالوفاء بوعدك |
Sözünü tuttun ama ateş nöbetini yerine getirmedin! | Open Subtitles | لم تخلف بوعدك لكن اخلفت في ابقاء النار مشتعله |
Vali Wallace'ın kapıyı kapatma Sözünü yerine getirmesinden kısa süre sonra | Open Subtitles | بعد فترة قليلة قرر الحاكم تنفيذ وعده بإغلاق أبواب الجامعة |
Bu ne Sözünü tutmakla ilgili... ne de yüreğinin sesini dinlemekle... bu güvenceyle ilgili. | Open Subtitles | هذا ليس حول حفظ الوعد الخاص بك ، وليس حول التالية قلبك ، فهو يقع في حوالي الأمن. |
Hem, nerden biliyoruz onun mumla ilgili Sözünü tutacağını? | Open Subtitles | لقد اعتاد أن يقول أنه لم يحفظ كلمته بشأن الابحار |
Buradaki çocuklar Sözünü tutmakta çok da iyi olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | أيها المأمور ، إن الصبية هنا يقولون أنك غير ملتزم بكلمتك |
Her şeyin Sözünü verebilirdi ama sonuçta bir suçluydu, hâlâ suçlu gerçi. | Open Subtitles | ،بوسعه أن يقطع ما شاء من وعود .لكنه مجرم، وما يزال مجرمًا |
Sözünü tutmadığında Baumfree güvenliği için kaçtı. | TED | وعندما لم يلتزم بوعده هربت بومفري بحثًا عن أمنها. |
Size büyük sırrın Sözünü vermiştim ve sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım. | Open Subtitles | أنا أعدكم بأنّ السرّ العظيم وأنا لن نقوم بتخييب ظنّكم |
İnsanların Sözünü ettiği büyük bir fırsat hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أحدثك عن فرصة مثيرة كل الناس تتحدث عنها |
Bana yardım etme Sözünü onurlandırırken ülkene büyük bir bedele neden olacak olsa bile. | Open Subtitles | تكرمين وعدكِ في حمايتي حتى وأن هذا يكلف بلدكِ الكثير. |
Kendisinden üst düzeyde biriyle evlendiğini düşünmüştü ve babam da ona imkansızı vaat etmiş, ama Sözünü tutmamıştı. | Open Subtitles | كانت تعتقد انها تزوجت من طبقة غنية لقد وعدها بالكثير ولكنه لم يستطع الوفاء بوعوده |
Tanrı bir kapıyı kapatırsa, bir pencereyi açar Sözünü duymuşsundur. | Open Subtitles | لقد سمعتي مقولة "عندما يغلق الله باب يقوم بفتح نافذة"؟ |
Ama tanrı, anlaşılır olması adına, Sözünü insan aracılığıyla konuştu. | Open Subtitles | لكن الله قد تحدث عن طريق رجل لجعل كلامه واضح |