"sırf" - Translation from Turkish to Arabic

    • لمجرد
        
    • فقط لأنك
        
    • بمجرد
        
    • فقط بسبب
        
    • وحدها
        
    • فقط لأنه
        
    • فقط من
        
    • فقط لأنني
        
    • لمجرّد
        
    • وحده
        
    • بدافع
        
    • فقط لأننا
        
    • لوحدها
        
    • فقط لأني
        
    • فقط لأنها
        
    Sırf paraları var diye... yüzünü görmeye katlanamadığın insanlara yaltaklanmak nasıldır bilemezsin. Open Subtitles انت لا تعرف شعور أن تلتصق بأناس لمجرد أن تحصل على نقود
    Sırf paraları var diye... yüzünü görmeye katlanamadığın insanlara yaltaklanmak nasıldır bilemezsin. Open Subtitles انت لا تعرف شعور أن تلتصق بأناس لمجرد أن تحصل على نقود
    Sırf güzelce sordun diye sinyal sistemini açacaklar mı? Başka her şeyi denedik. Open Subtitles هل تعتقدين أنهم سيقومون بتشغيل نظام المرشد اللاسلكي فقط لأنك طلبت ذلك بلطف؟
    Sırf bahçıvan aletleri taşıyor diye bir Meksikalı'yı eve soktuğumuzun farkında mısın? Open Subtitles اليس من الغريب دخول مكسيكي الى المنزل بمجرد انه البستاني الجديد ؟
    Sırf kâğıt üzerinde evliyim diye, iç dünyamda evli olacağım anlamına gelmez. Open Subtitles فقط بسبب أنّي متزوّج من الخارج، لا يعني إنّي متزوّج من الداخل.
    En son saydığımda Sırf bu semtte doksan dokuz yetenekli arkadaşım vardı. Open Subtitles .. آخر مرة أحصيت لدي 99 صديق بقدرات في هذه البلدة وحدها
    Bakın, Sırf oğlunuza iyi davranmış diye bir katilin kaçmasına göz yumamayız. Open Subtitles اسمعى, لا يمكننا ان نترك قاتلا طليقا,فقط لأنه كان عطوفا على ولدك
    Sırf pardan tasarruf etmek için bu şeytani evde oturmayacağım. Open Subtitles لن أعيش في هذا المنزل الشرير لمجرد توفير بضعة دولارات
    Sırf boks yaptığını sanıyorsun diye Muhammed Ali'yle ringe çıkamazsın. Open Subtitles لا يمكنك أن تتحدى محمد على لمجرد أنك تجيد الملاكمة
    Kesinlikle, Sırf vajinam var diye kendimi zora sokmayı düşünmüyorum. Open Subtitles لا أعتقد أنه يجب على ذلك لمجرد أن لدي مهبل
    Bir keresinde Sırf ölürken izlemek için bir adamı vurdum. Open Subtitles إحدى المرات أطلقت النار على رجل لمجرد مشاهدته وهو يموت
    Pekala, bazen Sırf bizi deneme amacıyla geldiğin saçma fikirler var ya? Open Subtitles حسنا، تعرف أحيانا عندما تأت بفكرة حمقاء كأنك تقصد ذلك لمجرد إختبارنا؟
    Sırf popüler olmaya başladın diye her şeyi biliyormuş gibi davranmayı bırak. Open Subtitles توقّف عن التصرّف كما يعرف كل الناس، فقط لأنك اصبحت أكثر شعبية.
    Sırf bahçıvan aletleri taşıyor diye bir Meksikalı'yı eve soktuğumuzun farkında mısın? Open Subtitles اليس من الغريب دخول مكسيكي الى المنزل بمجرد انه البستاني الجديد ؟
    O bayanın lafına göre bir terslik olursa bunu kırmamız gerekiyormuş ama tuhaf şeyler olduğunu biliyorum ama Sırf onun lafı için de kırılacak bir şey değil. Open Subtitles على حسب تلك الانسة ان حدث شيء فعلينا تحطيمها حتى و ان كانت الامور غريبة لكنه ليس شيء يمكننا تحطيمه فقط بسبب ما قالته
    Bir anlaşmazlığı belirleyebilme adına yardım için mahkemeye gitmek zorunda kalırsanız Allah yardımcınız olsun. Çünkü Sırf bu iş 465 gününüzü alacaktır. TED وإذا اضطررتم ،لا سمح الله، الذهاب إلى المحكمة للحصول على المساعدة في تسوية نزاع تنفيذ العقد لأن العملية وحدها ستستغرق 465 يومًا.
    Sırf senin için, şu süslerden birini eve götürmek istiyorum. Open Subtitles أود أن أحصل على ذلك الطبق الرئيسي فقط من أجلك.
    Sırf 'Çok yaşa Stalin' diye bağırdığım için mi hapsedildim? Open Subtitles أنني سجنت فقط لأنني صرخت يحيا ستالين وتحيا الثورة العالمية؟
    Ölmek üzere olan bir anne, Sırf acıyacak diye ilik testini reddetmez. Open Subtitles الأم التي على وشك الموت لا ترفض فحص التوافق لمجرّد أنّه يؤلم
    Güneşte yürüdüler. Sırf bu bile Lycan tezgahına delil sayılır. Open Subtitles ساروا في الشمس وهذا وحده دليل على تواطئهم مع المستذئب
    Sizin gibi sorumluluk sahibi bir güvenlik subayının Raymond gibi değerli bir mekanizmayı Sırf heyecan olsun diye riske atması kanımı dondurdu. Open Subtitles أنا مصدوم أن ضابط أمن لديه مسئولياتك يخاطر بآلية ثمينة كريموند .. فقط بدافع من العصبية
    Sırf beraber zaman geçirmeyi seviyor olmamız, bağımsızlığımızı kaybettiğimiz anlamına gelmez. Open Subtitles فقط لأننا نحب قضاء الوقت مع بعضنا لايعني ذلك أننا معقدين
    Bu liste Sırf Amerika'nın milyarlarına tek başına kafa tutar. Open Subtitles القائمة يمكن أن تكون تساوي البلايين إلى الولايات المتّحدة لوحدها
    Sırf seni sevmem kızların odama girmeye izni olduğu anlamına gelmez. Open Subtitles فقط لأني أحبك، هذا لا يعني أن الفتيات مسموح تواجدهم بغرفتي.
    Sırf ömrünün kalanını tekerlekli sandalyede geçirecek diye ölmek istediğine inanmak çok zor. Open Subtitles صعب تصديق أنها أرادت الموت فقط لأنها كانت ستقضي حياتها في كرسي متحرك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more