sırtı yarılana ve ayakta duramayacak hale gelene kadar kırbaçlanır. | Open Subtitles | يقولون انه سيجلد حتى ينفتح ظهره ولا يستطيع الوقوف بعدها |
Deminan kısa süre sonra çılgına döndü ve sırtı öyle çok şişti ki, kardeşleri onun ölmesinden korktu. | TED | بعدها بقليل، أصبح ديمينان يهذي وكان ظهره منتفخاً جداً حتى خشي إخوته أن يموت. |
Seyirciye sırtı dönük bir şekilde poz verdirdim. | TED | لذلك جعلتها في تقف موجهة ظهرها للجمهور. |
Ve yuvarlak bir masanın etrafında Hannah Montana'nın yanına oturdum, ki çoğu zaman sırtı bana dönüktü. | TED | وجلست بجوار هانا مونتانا على طاولة عشاء مستديرة مع ظهرها نحوي معظم الوقت. |
Son aşama meme kanseri, sırtı ve bacaklarında kemik metastazı. | Open Subtitles | سرطان الثدي في نهاية المرحلة، العظام ميتس لها الظهر والساقين. |
Ruby sırtı'ndaki planın öldürmek için vurmaktı değil mi? | Open Subtitles | سياستكم كانت الرصاص للقتل في روبي ريدج اليس كذلك؟ |
Haftalar boyunca bir salda kalmış güneş onu kör etmiş, sırtı sakatlanmıştı. | Open Subtitles | وظلّ لأسابيع على قطعة من الخشب ووهج الشمس أفقده البصر, وظهره مكسور. |
Kırbaçlarınızı yedikten sonra, sırtı oldukça ağrıyor. | Open Subtitles | ظهره متقيح بسبب الضرب بالسوط الذي سببته له |
Elleri kerpiçten dolayı çatlaklar içinde olur, sırtı ustabaşının kamçısından dolayı yara içinde kalır, ancak kalbinde Tanrı'nın ruhunun ateşi yanardı. | Open Subtitles | يداه تكون كثيرة العُقد و مكسوره من تجاويف الأحجار و ظهره متقرحا من سوط الرئيس المتعسف لكن قلبه يحترق بروح الرب الرزاق |
Elleri kerpiçten dolayı çatlaklar içinde olur sırtı ustabaşının kamçısından dolayı yara içinde kalır ancak kalbinde Tanrı'nın ruhunun ateşi yanardı. | Open Subtitles | يداه تكون كثيرة العُقد و مكسوره من تجاويف الأحجار و ظهره متقرحا من سوط الرئيس المتعسف لكن قلبه يحترق بروح الرب الرزاق |
Boynu olabilir. sırtı olabilir. | Open Subtitles | تفحّص رقبته، يمكن أن تكون رقبته يمكن أن يكون ظهره |
-Tanrıya şükür, Red'in sırtı çok tüylü değil. | Open Subtitles | اتعرفين ، ريد لآ يملك شعرآ في ظهره. الحمد لله على ذلك. |
Bu Eric'in de tüysüz bir sırtı olacağı anlamına gelir. | Open Subtitles | هدآ يعني ان اريك لن ينمو له شعر في ظهره ايضاً. |
sırtı üstü uzanan bir beden, uzuvları kırık bir kukla gibi vahşice parçalanmış. | Open Subtitles | الجثة ملقاه على ظهرها , أطرافها مكسورة كالدمية المحطمة |
sırtı çıplaktı, nisan ayıydı ve titriyordu. | Open Subtitles | حينها كان ظهرها عارياً الوقت كان في شهر أبريل و قد كانت ترتعش من البرد |
Masaja falan ihtiyacı yok. Hem zaten sırtı neden ağrısın ki? | Open Subtitles | إنها ليست بحاجة لمعالجة ولمَ تعتقد أن ظهرها يوجعها بداية؟ |
sırtı kasılıyor. 2 mg lorezepam, hemen. | Open Subtitles | ظهرها كله يتشنج أريد ملليجرامين من اللورازبام بسرعة |
Sivri dişleri... dikenli sırtı. | Open Subtitles | .. هذه هي الأنياب الظهر المُسنّن المُخيف |
Bir, köpek ısırmış. İki, saldırgan. Aşırı kıllı sırtı da cabası. | Open Subtitles | لديك عضه الكلب , لديك العدوان بدون الحاجة لذكر شعر الظهر الكثيف |
"sırtı delen giriş yaralarının ikisi de küçük. | Open Subtitles | مدخل الجرحان تثقب الظهر كلاهما صغير اعتيادي |
Ruby sırtı'na asla fazla değinmiyorsun. | Open Subtitles | هو انه بنظرة واحدة الى روبي ريدج |
Yüzü çıtaya doğru atlayarak, geleneksel binme yöntemiyle her bacağı geçirmek yerine, sırtı çıtaya doğru atladı. | TED | بدلاً من أن يقفز ووجهه مواجه للحاجز، ورفع كل ساق باستعمال أسلوب الرافعة التقليدي، فإنه قفز وظهره مواجه للحاجز |
sırtı açık bir elbise. Tanrım, ne iri bir sırtı var. | Open Subtitles | رداء مكشوف الظهر و لديها ظهر كبير |