Ama bence onların tekniklerini kullanabilir ve sağlıklı yiyeceklere uygulayabiliriz. | TED | وانا اعتقد انه بالامكان استخدام تقنياتهم وتطبيقها على الطعام الصحي |
Hayattan seni bir şekilde uzaklaştıran bir şey sağlıklı olamaz, değil mi? | Open Subtitles | أيّ شيء يجعلكَ تعاني من حياتك فهو غير صحّي ، أليس كذلك؟ |
Bu sadece sağlıklı sebze diyetinin bende gösterdiği bir reaksiyon. | Open Subtitles | لا، إنها فقط ردة فعل لتلك الحمية الصحية من الخضروات |
Burayı sağlıklı ve yeşil tutmak için çok çalışmak gerekiyor. | Open Subtitles | لقد استغرقت منى مجهوداً كبيراً كى أبقيها صحية وخضراء هكذا |
Kalpleri hala hızla çarpıyordu ama bu çok daha sağlıklı bir damar profili. | TED | كانت ضربات قلوبهم مازالت سريعة، لكن هذا شكل أكثر صحة للقلب والأوعية الدموية. |
sağlıklı besleniyorum, spor yapıyorum ama 1 gram bile veremiyorum. | Open Subtitles | انا اكل طعاما صحيا واتمرن ولكني لا استطيع ان اخسر باوندا واحدا |
Doğaya bakın, büyüme harika bir şey, yaşamın sağlıklı kaynağı. | TED | نعم، انظر إلى الطبيعة والنمو شيء رائع، ومصدر صحي للحياة. |
Mary Lou Singe'la lisede beraber olduğundan beri bu kadar sağlıklı olmamıştın. | Open Subtitles | لم تكن بهذه الصحة منذ ضربت ماري لو سنجر في المدرسة الثانوية |
Daha önceki araştırmalar sağlıklı kolesterolleri doğal şekilde yüksek olan insanların kalp hastalığı oranlarının daha düşük olduğunu göstermiştir. | TED | وقد أظهر بحثٌ سابق أن الأشخاص ذوي المستويات المرتفعة طبيعيًا من الكوليسترول الصحي لديهم معدلات أقل من أمراض القلب. |
10 tane sağlıklı Seçim ürünü alırsan 500 sık seyahat mili veriyorlar. | Open Subtitles | إذا أَشتريت أي عشرة منتجات من الأختيار الصحي سيمنحونك 500 ميل طيران |
Bunu bir tatil olarak düşün. Güzel, sağlıklı kır havası. | Open Subtitles | فكّر بها كأنها إجازة لطيفة و تستمتع بالهواء الطبيعي الصحي |
Bay Gabler'ın bu evden hayatta ayrılmasını istiyorsan onu sağlıklı ve mutlu olduğuna inandırmalısın. | Open Subtitles | لو تُريدُ السّيدَ جابلر أن يتَرْك هذا البيتِ حيِّ يَجِبُ أَنْ تُقنعَه أنك صحّي وسعيد |
Şimdi Bakanlığa normal şartlara uygun, sağlıklı, tamamiyle düzgün bir polis olduğumu söyleyip beni buradan kurtarır mısın? | Open Subtitles | الآن، ساخبرة انا أنا مجرّد معدلك صحّي خرّب شرطي كليا وأخرجني هنا، رجاء؟ |
Yani bu vücuduna sağlıklı ve gerekli besinleri hızlıca vermeni sağlayan bir yol. | Open Subtitles | لذا فهي أسرع طريقة لإعطاء جسدك مصدر قوي جداً من المواد الغذائية الصحية |
Kan bankasından biraz sağlıklı insan kanı almaktan zarar gelmez. Kimseyi öldürmüş sayılmazsın. | Open Subtitles | ليست هناك علـّة فى متابعة حميتكَ الصحية على الدماء البشرية من بنوك الدمّ. |
Çünkü doktor, o fazla sağlıklı. Bu ne anlama geliyor? | Open Subtitles | إنها بحالة صحية غير عادية و ماذا يعنى ذلك ؟ |
Hart-MercerFarmasötik kendini dünyayı daha mutlu, daha sağlıklı yapmaya adadı. | Open Subtitles | صيدلية هارت ميرسر قررت أن تجعل العالم أكثر صحة وسعادة |
Eğer bana bir bardak içirebilirse birden sağlıklı ve babacan oluyor. | Open Subtitles | مثلما يحظرعلي الشراب إنه يصبح صحيا و أبويا |
Ancak sağlıklı bir yaşam tarzı obezlerde de olumlu sonuçlar getiriyor. | TED | ولكن أسلوب حياة صحي يساعد الناس الذي يعانون من السمنة ايضاً. |
Haydi, daha hızlı. Eğer birlikte yaşlanacaksak, daha sağlıklı olmalıyız. | Open Subtitles | إن أردت أن نشيخ معاً فعلينا أن نكون سليمَي الصحة |
Hayatımız boyunca bizi sağlıklı ve mutlu eden şeyler nedir? | TED | ما الذى يبقينا سعداء و بصحة جيدة ونحن نعيش حياتنا؟ |
biz, bu ödünleşmeyi yiyecek yetiştirme ve sağlıklı bir çevreye sahip olma çalışmasını daha iyiye çözmeliyiz. | TED | حيث يجب علينا البحث عن حل وسط بين الزراعة الغذائية والبيئة السليمة. |
Bence yaşamını buna adaman sağlıklı bir şey değil. | Open Subtitles | أنا أفكر فقط بأن ما تفعله ليس سليماً أن تسخر مجمل حياتك من أجل هذا الأمر |
Eh, eski bir askerden bir ipucu isterseniz, şu anda bu adanın gelinebilecek en sağlıklı yer olduğunu söyleyemem size. | Open Subtitles | اذن خذها نصيحة من بحّار عجوز قديم, ما كنت اقول ان هذه الجزيرة هى افضل مكان صحى فى هذه الأيام |
-O yüzden mi, bilimsel bir teşhis olmadan sağlıklı yumurtalığı aldınız? | Open Subtitles | هل هذا السبب قمت بإزالة المبيض السليم دون أي تشخيص العلمي؟ |
- Sakin ol, sadece sorayım dedim. Çünkü bu tepkilerin bana hiç sağlıklı gelmiyor. | Open Subtitles | حسنا، حسنا ن أنا كنت أسأل فقط لأن ردت فعلك لم تكن صحيه بالنسبه إلي |
her gün sağlıklı ciğerleri olan zihinsel özürlü çocukları okullarına götürürken, bir yandan da kızının problemine bir çözüm arıyordu. | Open Subtitles | كان يبحث عن حل لابنته حيث كان يقود كل يوم للمدرسة هناك أطفال أصحاء برئات سليمة و لكن دماغ متضرر |