"sakin bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • هادئة في
        
    • صغيرة هادئة
        
    • السليمه
        
    • أكثر هدوءاً
        
    • منعزل
        
    • يبدو من الطراز
        
    • هادىء لطيف
        
    • مكان هادئ
        
    • عشاء هادئ
        
    • جميل وهادئ
        
    Sağ ol, Niles. Ama evde sakin bir akşam geçireceğim. Open Subtitles شكرا ولكنني ارغب بقضاء امسية هادئة في البيت
    Duydun mu, yukarıda sakin bir yer arayacakmış. Open Subtitles سمعتها هي ستجد غرفة هادئة في الطابق العلوي
    Burası sıradan olayların dışında pek bir şey yaşanmayan küçük, sakin bir dağ kasabası. Open Subtitles هذه بلدة جبلية صغيرة هادئة لا يحصل فيها أي شيئ استثنائي أبداً
    sakin bir ruh, intikam arayışının yok oluşu aramak olduğunu bilir. Open Subtitles الروح السليمه تعلم ان البحث عن العقوبه هو البحث عن المتاعب
    Temkinli anne, yavrularını kıyı şeridinin daha sakin bir bölümüne götürecek ve okyanusun donmasını bekleyecek. Open Subtitles ستقود الأم الحريصة صغيرها إلى شاطىء أكثر هدوءاً على طول الساحل بينما تنتظر تجمّد المحيط
    Burası oldukça sessiz sakin bir yer, baba. Bozulmamış bir yer. Open Subtitles المكان هنا يبدو منعزل يا أبي - انه غير ملوّث -
    Bizi kontrol altında tutan adam sakin bir tip. Open Subtitles الرجل الذى يصوب بندقيته علينا يبدو من الطراز الهادئ
    Tamam, sakin bir tahliye yapacağız, dakik ve düzenli olacağız. Open Subtitles حسنا، سنقوم بأخلاء هادىء لطيف و منظم لك هذا، هيا بنا
    Bir sandviç alıp sakin bir yerde konuşalım. Open Subtitles أنني أبحث عنك دعنا نذهب إلى مكان هادئ حيث نستطيع مناقشة بعض الأشياء
    Bu gece seninle baş başa sakin bir yemeğe çıkacağımızı sanıyordum. Open Subtitles كنت أظننا سنخرج معاً لتناول عشاء هادئ الليلة
    - Hayır, ben ciddiyim. Her şey sona erdikten sonra güzel sakin bir yere yerleşmeliyiz. Open Subtitles بعد أن ينتهي هذا، يجب أن نستقر في مكان جميل وهادئ.
    sakin bir gece geçirmemize yetecek kadar. Open Subtitles فقط بما يكفي، للحصول على ليلة هادئة في الخارج
    Kiliseye girmek istiyorum, sakin bir papaz bölgesi sonuçta. Open Subtitles أريد أن أكون في الكنيسة أبرشية هادئة في الريف
    Off tanrım, sadece birkaç elemanın birbirini haklayışını izleyebileceğim hoş ve sakin bir akşam geçirmek istemiştim. Open Subtitles ربّاه, إنما أردت قضاء أمسية هادئة في مشاهدة حفنة من الإيطاليّين يبرحون بعضهم ضرباً
    O yüzden, üçümüz evde sakin bir gece geçirdik. Open Subtitles وهكذا ثلاثتنا امضينا امسية هادئة في المنزل
    Hayır, hafta sonunu evde sakin bir şekilde geçirelim dedik. Open Subtitles لا، أعتقد بأنّنا سنحظى بعطلة نهاية أسبوع هادئة في المنزل فحسب.
    Bazen bir çitlik sahibi olmak gibi hayallere dalıyorum... küçük, sakin bir çiftlik. Open Subtitles أتخيل أحياناً أن لدي مزرعة مزرعة صغيرة هادئة
    İki beyefendi arasında sakin bir sohbet. Open Subtitles محادثة صغيرة هادئة بين سادة مهذبين
    sakin bir ruh, intikam arayışının yok oluşu aramak olduğunu bilir. Open Subtitles الروح السليمه تعلم ان البحث عن العقوبه هو البحث عن المتاعب
    sakin bir ruh, intikam almanın adaletle ilgisi olmadığını bilir. Open Subtitles ان الروح السليمه تعرف حق المعرفه انه لا توجد عداله في الانتقام
    - Memnun oldum, Bayan Walsh. Şurada sakin bir yer var. Open Subtitles سيكون أكثر هدوءاً هنا
    - sakin bir yerde. Open Subtitles -ربّما في مكان منعزل" " -كنتُ أفكّر:
    Daha sakin bir yere gidin. Open Subtitles اذهب لمكان منعزل
    Bizi kontrol altında tutan adam sakin bir tip. Open Subtitles الرجل الذى يصوب بندقيته علينا يبدو من الطراز الهادئ
    Küçük, sakin bir akşam yemeği yiyeceğimizi sanıyordum. Open Subtitles ظننت اننا سنحظى بعشاء هادىء لطيف.
    Brooklyn'de düşünmek için sakin bir yer bulmak zordur. Open Subtitles من الصعب ان تجد مكان هادئ فى بروكلين لتفكر
    Anne,sakin bir yemeğe buyurun,.. ...ailem ile tanışın dedim. Open Subtitles امي لقد قلت لهم " احضروا الي عشاء هادئ و قابلوا والداي "،
    Bu yüzden Bay Rivers onu böyle sakin bir yere getirdi. Open Subtitles (هذا هو سبب السيد (ريفيرس في أحظارها إلى مكان جميل وهادئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more