Janie jones, bana kalırsa bu adam, hâlâ sana aşık. | Open Subtitles | جايني جونز , انا أعتقد أن الرجل لا يزال يحبك |
sana aşık olmayan bir adamın peşinden mi koşuyorsun hem de bir sürü talibin varken? | Open Subtitles | هل جعلتِ من نفسك أضحوكة بملاحقتك لرجل لا يحبك ؟ |
sana aşık olmadığını garanti ederim. Ve asla da olmayacak. | Open Subtitles | حسناً، أنا أضمن لك أنها لا تحبك ولن تحبك أبداً |
Örneğin, diyelim ki ben, bana aşık oldun ve bende sana aşık oldum. | Open Subtitles | لماذا شخص ما؟ يقولك عاشق انا وأنا عاشق لك أيضا |
Bekle, bu farklıydı. Bunları sana aşık olduğum için yaptım. | Open Subtitles | مهلاً , كان الأمر مختلفاً, لقد فعلت هذا لأنني كنت مغرمة بك |
Bilmem ki, sana aşık ama belki seninle bir bardak kahve içmek isteyebilir. | Open Subtitles | بدلالة انه واقع في الحب معك بشدة لن يمانع بتناول كوب من القهوة |
Seanslarınızdan birinin ardından beni aradığını ve sana aşık olduğunu itiraf ettiğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر أنه اتصل بي بعد إحدى جلساتك ..و اعترف لي أنه أنه مغرم بك, لا في الحقيقة لقد ذهب إلى أبعد من ذلك |
İyi haber... sana aşık. | Open Subtitles | اخبار جيدة, انه يحبكِ |
Adına hoş bir şarkı bestelemiş. sana aşık olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | .لقد كتب لك أغنية جميلة أخبرتك أنه وقع في حبك |
Tanrı aşkına Laurie, adam sana aşık ama yine de dersini geçemiyorsun! | Open Subtitles | بحق السماء , لوري , الرجل يحبك و مع ذلكَ لم تستطيعي ان تنجحي ؟ |
Gecenin sonunda bütün erkekler sana aşık olmazsa, ben güzellikten anlamıyorum. | Open Subtitles | إن لم تنتهي الليلة و كل رجل في هذا المكان يحبك فأنا لا أعرف شيئاً عن الجمال |
Gecenin sonunda bütün erkekler sana aşık olmazsa, ben güzellikten anlamıyorum. | Open Subtitles | أشعر أنه انخلع أحد أصابع قدمي إن لم تنتهي الليلة و كل رجل في هذا المكان يحبك |
Çünkü yeni romanını okumuştum ve bitirdiğimde, hala sana aşık olduğunu şak diye anladım. | Open Subtitles | لانني فقط قد قرات روايته وعندما قراتها اقتنعت تماما انه ما زال يحبك |
Benim gibi, sana aşık bir kadın bulmak gerçekten zor. | Open Subtitles | ان تجد إمرأة في هذا العالم تحبك اكثر مني فهذا امر مستحيل |
sana aşık olan kadını kullanarak kendine aşık ettiğin kadını öldürtmeye kalkıyorsun. | Open Subtitles | جعلت المرأة التي لا زالت تحبك تذهب لتعبث بقناع أوكسجين المرأة التي أحبتك |
Örneğin, diyelim ki ben, bana aşık oldun ve bende sana aşık oldum. | Open Subtitles | لماذا شخص ما؟ تخيلي أنك تحبينني وأنا عاشق لك أيضا |
Lois bana, sana aşık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لويس اخبرتنى انها كانت مغرمة بك |
Beni istisna yapan şey sana aşık olmam. | Open Subtitles | الذىيجعلنىأستثنىأنه .. حدث أننى واقع فى الحب معك |
Anne, rahatla. Sorun değil. Belli ki sana aşık. | Open Subtitles | استرخي أمي، لا بأس من الواضح أنه مغرم بك |
Çünkü, hala sana aşık. | Open Subtitles | لأنه لايزال يحبكِ |
Ama tören esnasında, o yemini duyunca anladım ki ben sana aşık olmuşum. | Open Subtitles | و لكن خلال المراسم و سماعي لعهود الزواج ادركت بأنني وقعت في حبك |
Gio'nun seninle öyle konuşmasının tek sebebi, sana aşık olması. | Open Subtitles | إن السبب الوحيد الذي يجعل جيو يتحدث إليك بتلك الطريقة هو أنه مغرم بكِ لا إنه ليس كذلك |
Kim bu kadının sana gerçekten uzun zamandır sana aşık olduğunu söyler? | Open Subtitles | لما لا تقول أن هذه المرأة وقعت فى حبك منذ مدة طويلة |
Bu o mücadele. İlk gördüğüm anda beni sana aşık eden mücadele. | Open Subtitles | هذا هو القتال الذي جعلني أقع بحبك منذ البداية |
Prense büyüyü o yapmışken nasıl sana aşık olduğunu merak ediyorduk hani? | Open Subtitles | تذكري كيف كنا نتساءل كيف استطاعت أن تطلق عليه تعويذة لكنه أغرم بك ؟ |
Çünkü birisi ona bakıp hala sana aşık olduğunu söyleyebilir | Open Subtitles | لأن كل من يراه يدرك بأنه لا زال مغرماً بكِ |
Hayır, hiç de değil. sana aşık olmuş. | Open Subtitles | ,كلّا, ليس هذا السبب بل لأنه واقع في غرامك |
sana aşık olduğu çok açık ya da hâlâ âşık. | Open Subtitles | من الواضح أنها كانت واقعة في غرامك أو لا تزال |