"savundu" - Translation from Turkish to Arabic

    • دافع
        
    • يدافع عن
        
    • تدافع
        
    • دافعت
        
    • دافعوا
        
    Sözlerini geri alması veya açıklaması istendiğinde de aynı görüşü savundu. TED بل دافع عن رأيه عندما طلب منه مرة أخرى توضيح موقفه أو التراجع عنه.
    "Herkes kendini savundu, sonuna kadar savundu." Open Subtitles ، كلّ شخص دافع عن نفسه دافع عن نفسه حتى النهاية
    Arkadaşın onu vurdu, adam kendini savundu ve sen öylece durdun öyle mi? Open Subtitles اذن صديقك أطلق النار عليه الرجل دافع عن نفسه
    Babam haksız bir tutuklamaya karşı kendini savundu. Open Subtitles كان والدي يدافع عن نفسه حتى لا يعتقله الأعداء
    Ama Oswald Danes, küresel boyuttaki bu acil durumun acil önlemler alınmasını gerektireceğini belirten bir bildiri yayınladı ve kategori sistemine acilen geri dönülmesi gerektiğini savundu. Open Subtitles لكن " آزولد " أدلى تصريحاَ ومما قاله بأن تلك الطوارئ العالمية تسمى طوارئ تأمين وهي تدافع سريع لسياسات الفئات أنا مقيد
    Suçlu, masumiyetini savundu, fakat bu yetersizdi. TED دافعت المتهمة عن براءتها، ولكن لم يكن ذلك كافيًا.
    Onbaşı Krüger ve grubu Wolf Köprüsü'nü savundu ve Demir Haç'a layık görüldü. Open Subtitles ستورمان كروجار ومجموعته دافعوا عن جسر ولف وقد تقلد الصليب الحديدي من الدرجة الثانية
    Üvey baban davasını savundu. Geri adım atmadı, kaçmadı da. Open Subtitles دافع زوج والدتك عن قضية، لم ينسحب أو يهرب.
    Üvey baban davasını savundu. Geri adım atmadı, kaçmadı da. Open Subtitles دافع زوج والدتك عن قضية، لم ينسحب أو يهرب.
    Patronuma aşık olmamalıyım biliyorum ve zaten değilim ama beni nişanlısına karşı savundu! Open Subtitles وانا اعلم انه لم يجب علي فعلها مع رئيسي ولكنه دافع عني امام خطيبته
    Hak ettiğimden beni savundu ve edeple yaşıyor. Open Subtitles لقد دافع عني لأنني استحققت ذلك وهو ملتزم أخلافياً.
    Kötülerin kötüsünü savundu. Open Subtitles أعنى , أنه قد دافع عن أسوأ الأسوأ
    Onu savundu, onun için hayatını tehlikeye attı. Open Subtitles لقد دافع عنه، وخاطر .بحياته من أجله
    Ari'yi duydum Briggs. Dinliyordum. - Seni 10 saniye savundu. Open Subtitles سمعت (آري) يا (بريغز)، كنتُ أستمع، دافع عنك لعشر ثوانٍ.
    Fakat o beni savundu. Gerçekten çok şekerdi. Open Subtitles لكنّه دافع عنّي، كان لطيفًا حقًا
    Bir iş arkadaşım, telefonunda oyun oynamasına izin vermediği için arkadaşının boğazından boru temizleyici döken 12 yaşındaki bir çocuğu savundu. Open Subtitles زميلٌ لي بالعمل يدافع عن غلام عمره 12 سنة الذي تدفق دم بحلقه من زميله المُفضل .لأنه لم يدعه يلعب بلعبة بهاتفه
    Jimmy tüm hayatı boyunca bu vatanı savundu. Open Subtitles (جيمي) كان يدافع عن هذا البلد طول حياته.
    O da takımını savundu. Open Subtitles انها تدافع عن فريقها
    Reiden Global CEO'su Leanne Ducovny yaptıklarını savundu... bunu ülkenin tarihinde olan... zorunlu askerliğe benzetti. Open Subtitles ‫المديرة التنفيذية لشركة (ريدن غلوبال) ‫(ليان ديكوفني) تدافع عن هذه الخطوة ‫من خلال مقارنتها بتاريخ التجنيد ‫الإجباري في هذا البلد كواجب مدني
    O sürtük az önce seni savundu. Bir "teşekkür ederim" demek iyi olabilirdi. Open Subtitles الساقطة دافعت عنك شكرا سيكون مرغوبا فيها
    İlk başta kendisini "Bunlar bizim görüşlerimiz değil. Yaptığımız röportajların sonucu." diye savundu. TED في البداية ، دافعت الصحيفة عن نفسها وقالت ’’هذا ليس رأينا هذا ما وجدناه في تقاريرنا."
    Onbaşı Krüger ve grubu Wolf Köprüsü'nü savundu ve Demir Haç'a layık görüldü. Open Subtitles ستورمان كروجار ومجموعته دافعوا عن جسر ولف وقد تقلد الصليب الحديدي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more