| Ama isyanda ölmedi. Görünüşe göre onun ölümü isyana sebep oldu. | Open Subtitles | لكنه لم يُقتل أثناء الشغب، يبدو أنّ موته من تسبب به. |
| Doral kendini patlatıp, küçük bir koridorda küçük bir hasara sebep oldu. | Open Subtitles | دورال فجر نفسه ، مما تسبب في اضرار طفيفة في مدخل القصر. |
| Adımlarında oldukça dikkatli, çünkü geçtiğimiz yıllarda birkaç düşüşü arkadaşlarından artık utanmasına sebep oldu. | TED | إنه حذر جداً في خطواته، إذ أن حوادث سقوط متعددة عبر السنين سببت له إحراجاً بين أصدقائه. |
| Bazı görünmez, kamufle olmuş rakunlar, ağaca vurmama sebep oldu. | Open Subtitles | راكوناً ما كان خفي و يلبس قناع جعلني اصطدم بشجرة |
| Bu yıkıma bir buzul sebep oldu. | TED | كل هذا الدمار تسببت به بحيرة نتجت عن نهر جليدي ذائب. |
| Bu olay Amerika'da ilk kez hastaneye yatırılmama sebep oldu. | TED | أدى هذا الحادث إلى استشفائي الأول في أمريكا. |
| Tüm vücudu kuşatan bir kaşıntı. Peki kim sebep oldu? | Open Subtitles | جسده كله امتلئ بالطفح المؤلم ومن تسبب في ذلك ؟ |
| 2015'te bu 25 milyondan fazla insanın evlerine enerji sağlamak için öğünlerini atlamasına sebep oldu. | TED | في عام 2015 تسبب ذلك في عدم تناول 25 مليون شخص لوجباتهم ليتمكنوا من توفير الطاقة لمنازلهم. |
| Bu, savaş yıllarının en büyük hengâmesine sebep oldu. | Open Subtitles | هذا الحدث تسبب فى أسوء إضطرابات شهدتهـا البلاد خـلال سنـوات الحـرب |
| Bu Aslan Kral Müsabakaları biraz sıkıntıya sebep oldu. | Open Subtitles | منـافسة الملك الأسد هـذه تسبب العديد من المتاعب. |
| Flash'a karşı olan son zaman sıçramanız gücünüzden büyük bir kayba sebep oldu. | Open Subtitles | قفزتك الزمنية الأخيرة ضد البرق، سببت استنزاف هائل في قواك. |
| Bu Aslan Kral müsabakaları birçok ölüme sebep oldu. | Open Subtitles | منافسة الملك الأسد سببت العديد من حالات الوفاة |
| Ama ikisinden biri evinin penceresinden içeri bir çello atmama sebep oldu. | Open Subtitles | لكنه شي من الاثنين الذي جعلني ارمي بالاشياء من خلال نافذة ما |
| Sadece keşfedilmeyen yollar ile ilgili biraz düşünmeme sebep oldu o kadar. | Open Subtitles | كل ما حدث فقط جعلني افكر عن الطريق الذي لم اسافر فيه |
| Onu eşsiz kılan döngüsü, defalarca kez kafa ve omurga incinmesi, boyun yaralanması hatta fırlamalara sebep oldu. | TED | الجولة فيها تسببت بالعديد من حالات الإصابة الشديدة، إصابة في الرقبة وحتى قذف من المقعد، كل ذلك بسبب حلقتها المميزة. |
| Şüphesiz bu patent savaşlarının tüm dünyada baş göstermesine sebep oldu. | TED | من الواضح أدى ذلك الى نشوب معارك براءات الإختراع في كل أنحاء المعمورة. |
| Aynı zamanda teknolojide beklenmeyen ikinci büyük devrime sebep oldu. | TED | ولكن تسبّب أيضا بثاني ثورة غير متوقعة في مجال التكنولوجيا. |
| Sanırım bu durum hayatında çok fazla sıkıntıya sebep oldu. | Open Subtitles | أظن أن ذلك سبّب له الكثير من العذاب في حياتي، تعلم. |
| Bunun sonucu olarak, saygın ülkelerin hükûmetlerinden gelen baskılar Orta Doğu'daki işimi kaybetmeme sebep oldu. | TED | كنتيجة، أدت ضغوط من قبل حكومات الدول المعنية إلى إجباري على ترك وظيفتي كصحفي في الشرق الأوسط. |
| Ayrılmanıza, çocuğunuzun ölümümü sebep oldu? | Open Subtitles | هل موت طفلكم هو سبب إنفصالكم ؟ |
| Sence bilinç kayıplarına Tanrı mı sebep oldu? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن الله هو من سبّبَ اللمحة المستقبلية؟ |
| Ama suçlu olan ofis eşyanız ve müvekkilimin fiziksel ve psikolojik stres yaşamasına sebep oldu. | Open Subtitles | ولكن اثاث مكتبك سيء وهذا ادى الى الم لا يوصف ومعاناة الى موكلتي |
| Donanmaya katılmana ne sebep oldu? | Open Subtitles | ما الذي جعلك تنضم إليه جندي البحرية التجارية؟ |
| Beyindeki nöronlar sayesinde ortaya çıkan iyonik akım voltajın yükselmesine sebep oldu. | Open Subtitles | التيارات ألايونية انها تتدفق الى الخلايا العصبية في دماغه مسبباً تقلبات الفولطية |
| Bacaklarındaki acıya, düşük sodyumdan kaynaklı kas sıkışması sebep oldu. Buna da böbrek yetmezliği sebep oluyor. | Open Subtitles | نتج ألم الساق عن تشنج عضليّ بسبب قلّة الصوديوم الذي نتج عن الفشل الكلويّ |
| Himaye bazı talihsiz durumlara sebep oldu. | Open Subtitles | الحظوة تأتي مع ارتباطات مؤسفة |