"silahını" - Translation from Turkish to Arabic

    • سلاحك
        
    • السلاح
        
    • المسدس
        
    • سلاح
        
    • مسدسك
        
    • سلاحه
        
    • مسدسه
        
    • البندقية
        
    • مسدس
        
    • بندقيتك
        
    • سلاحكِ
        
    • بسلاحك
        
    • بندقية
        
    • المسدّس
        
    • أسلحتكم
        
    Eğer şimdi bana Silahını TV'deki gibi, yalnız iki parmağınla verebilsen, Open Subtitles الان، هل لك ان تسلمني سلاحك باصبعين فقط كما في التلفزيون
    Bak Silahını ver ve evine git, savaşmaktan sıkıldım artık. Open Subtitles حسناً، أعطني سلاحك و عد الى بيتك، لقد سئمت القتال
    Şimdi sen de bana bir iyilik yapacaksın ve Silahını yere bırakacaksın. Open Subtitles والآن، ما رأيك أن تسديني معروفاً أيضاً وتضع ذلك السلاح على الأرض
    Sinirler zarar görür. Silahını düşürür ve ona haklarını okursun. Open Subtitles صوب نحو العصب العضدى فسيسقط المسدس , هل فهمت المغزى
    Şahsen ben bir erkek Silahını tercih ederdim. Süvari kılıcıyla nasılsınız? Open Subtitles أننى أفضل سلاح الرجال بصفة شخصية كيف حالك بحد السيف ؟
    Silahını çıkart ve gizle. Sol tarafı al. Tek kelime etme. Open Subtitles أخرج مسدسك و أخفية خذ الجانب الأيسر ولا تقل أى كلمة
    Patlamayı duydu ve ne olduğunu görmek için içeri koştuysa, niçin Silahını çekmedi? Open Subtitles لو سمع انفجار وذهب ليرى ما حدث لماذا لم يأخذ سلاحه معه ؟
    Çavuş, iki asker olarak konuşuyoruz. Lütfen Silahını bana ver. Open Subtitles أيها الرقيب، أنا أسألك من جندي إلى جندي ناولني سلاحك
    Pekala, bana şu an Silahını tuttuğun elinle kartı vermeni istiyorum. Open Subtitles حسنٌ ، أريدكَ أنّ تسلّمني واحدة، باليد التي على سلاحك الآن.
    Gördüğünüz gibi ben silahsız değilim. Silahını bırak, yoksa vururum. Open Subtitles وكما ترى أنا العكس ألق سلاحك قبل أن أطلق النار
    Silahını yere bırak, ellerini kaldır. Her şey bitti, dostum. Open Subtitles أخفض سلاحك و أرفع يديك للأعلى انتهى الأمر يا رجل
    Eğer bıçağı varsa sen daha Silahını çekip ateş edemeden seni haklar. Open Subtitles إذا كان لديه سكين، فيمكنه طعنك قبل أن تسحب سلاحك وتطلق النار.
    Silahını yere bırak yoksa lanet beynini dağıtırım, Masaya dağıtırım. Open Subtitles فلتضعى ذلك السلاح على الأرض و تديكِ على الطاوله، هيا
    Şimdi biri Silahını çekerse ya geyik ya da bıldırcın vurmak içindir. Open Subtitles إذ كان أي شخص يحمل السلاح الان فهو من أجل صيد الغزال
    Bir yerlerini yaralamadan önce neden Silahını bir yerlere koymuyorsun? Open Subtitles لذا لماذا لا تضع المسدس جانباً قبل أن تصاب بأذى
    Silahını indir oğlum yoksa bu beyni duvardan kazımak zorunda kalacaksın. Open Subtitles , ضع المسدس جانباً يا بني و إلا ستبعثر الحائط بدمك
    Şüpheli, cinayet Silahını, herkesin görebileceği bir yerde saklıyor araç tamir sınıfında! Open Subtitles يَخفي المشتبه بهُ القتلَ سلاح في البصرِ البسيطِ، في صنفِ محلِ سياراتها.
    Silahını kime doğrulttuğun hakkında hiç bir fikrin var mı? Open Subtitles هل لديك أدنى فكرة عن من توجه مسدسك نحوه ؟
    Eğer Silahını çıkarabilmiş olsaydı, emniyetinin de açık olması gerekirdi. Open Subtitles اذا كان قد اخرج سلاحه, وجب ان يزيل صمام الامان
    Bana tekrar polis olup olamayacağımı mı soruyorsun? Ricky, Silahını getir. Open Subtitles تطلب مني ان اكون شرطيا مجددا يا والتر ريكي اعطه مسدسه
    Ve bundan sonra bizim insanlarımızın hiçbirine Silahını doğrultmayacaksın. Open Subtitles وأنت،لاترفعأبداً، البندقية ضدّ أيّ مِنْ شعبنا ثانية.
    Bu sabah Scully'nin Silahını, buzdolabında donmuş yoğurdun içinde buldum. Open Subtitles هذا الصباح وجدتُ مسدس سكالي في الثلاجة، في الزبادي المجمد
    İşine nefretini karıştırıyorsun. Bu yüzden ilkinde Silahını almışlardı. Open Subtitles انت اعماك الحقد ، ولهذا السبب انتزعوا منك بندقيتك من اول مرة
    Silahını ve giysilerini gönderdi. Çantanın içinde. Open Subtitles أرسل سلاحكِ وبعضاً من ملابسك وهم على السرج
    Silahını bırak Tom. Open Subtitles توم، لا تفعل هذا الشيء الغبي، الق بسلاحك الأن
    Ahti'nin Silahını al. Ona artık ihtiyacı olmayacak. Open Subtitles يأخذ بندقية لاهتي، أنه لن يكون يحتاجون ذلك.
    Gerçek suikastçım olduğunu restoranda bana Silahını doğrulttuğun zaman anladım. Open Subtitles لقد عرفتُ أنّك ستكون قاتلي الحقيقي .لمّا وجّهت ذلك المسدّس نحوي في المطعم الصيني
    Aletlerini al ve ofise git. Virgil Silahını verecektir. Open Subtitles مرّ على المكتب وسيسلم لكم فيرجيل أسلحتكم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more