"sonuçlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • نتائج
        
    • النتائج
        
    • العواقب
        
    • عواقب
        
    • النتيجة
        
    • نتيجة
        
    • بالنتائج
        
    • بنتائج
        
    • والنتائج
        
    • استنتاجات
        
    • الإستنتاجات
        
    • الاستنتاجات
        
    • والنتيجة
        
    • نتائجك
        
    • للنتائج
        
    Açıkça görülüyor ki göğüs kanserine yatırımımız sonuçlar ortaya çıkardı. TED من الواضح أن استثمارنا في سرطان الثدي قد أثمرعن نتائج.
    Değiştirilebilir olmaları ise çok olumlu sonuçlar verme şeklinde olabilir. TED وكلاهما تقبل التحوير بطرق يمكنها أن تقدم نتائج إيجابية للغاية.
    Bu sonuçlar birkaç senelik çok sıkı çalışmanın ardından elde edildi. TED لقد حصلنا على هذه النتائج بعد عدة اسابيع من العمل المضني
    Şimdi İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki döneme geldiğimizde, tesadüfi sonuçlar daha da ilginçleşiyor. TED وعندما ننتقل الى الفترة التي تلت الحرب العالمية الثانية فإن العواقب الغير مقصودة تصبح أكثر إثارة
    Böyle durumlarda, aklımızı veremediğimiz zamanların farkında değilken yaptılarımız bazı sonuçlar doğuruyor. TED وعندما يحدث هذا، عندما يتشتت انتباهنا دون أن نلاحظ، ستكون هناك عواقب.
    Şu haliyle, sizin de gördüğünüz gibi, sonuçlar biraz komik. TED حسنا حاليا، كما يمكن أن تروا، النتيجة قد تكون نوعا ما مضحكا.
    Aynaya bakarak bunun üzerinde çalışabilirsiniz. Çok iyi sonuçlar alırsınız. Open Subtitles يمكنكَ العمل على تحسين ذلك بالمرآة وستحصل على نتائج مبهرة
    O yüzden sürekli aynı senaryoyu çalıştırıp farklı sonuçlar bekliyoruz. Open Subtitles لهذا نقوم بالتفكير بنفس الإحتمالات آملين بالحصول على نتائج مختلفة
    Ayrıntıları paylaşamam ama süren bir operasyonumuz var bu bize sağlam sonuçlar verecek. Open Subtitles لا يمكنني الخوض في التفاصيل ولكن لدينا مهمة حالية سيكون عائدها نتائج ملموسة
    - Her zaman iyi sonuçlar alamayabilirsin eğer insanların değişeceğine... Open Subtitles انه فقط دوماً لا يعطينا نتائج جيدة, رغم ذلك, صحيح؟
    Sinir doku nakli ve yanal tatbikatlar müthiş sonuçlar doğuruyor. Open Subtitles التطعيم العصبي و الشواهد الجانبية تسفر عن نتائج غير عادية
    Meme vakasında, cerrahiden daha iyi sonuçlar aldık. TED وقد تحصّلنا على نتائج أفضل من جراحة الثدي.
    Bazı ilginç sonuçlar elde ettik, arka taraftaki Tepper öğrencilerinin oldukça ilgisini çekecek. TED حصلنا على بعض النتائج الشيقة وطلاب كلية تيبر في الخلف سيهتمون جدًا بهذا
    Bu yerleri inşa ettiğimizden beri olağanüstü ve beklenmeyen sonuçlar gördük. TED منذ بناء هذه المواقع، رأينا بعضًا من النتائج المدهشة وغير المتوقعة.
    Gerçekte önem arz eden şey: Gayret ederseniz düzenli olarak yapabileceğinizin en iyisini yapmak için, sonuçlar olması gerektiği şekilde olacaktır. TED هذا هو ما يهم حقاً: إذا بذلت جهدا لفعل أفضل ما تستطيع بصورة دائمة، فان النتائج ستكون كما ينبغي أن تكون.
    Bu durumda, sonuçlar oldukça kesindir. TED وفي هذه الحالة، العواقب على الأرجح وخيمة.
    Bu da beni üçüncü noktaya getiriyor: gerçek sonuçlar. TED هذا يقودني إلى نقطتي الثالثة: العواقب الحقيقة.
    Yani buluttaki küçük değişiklikler bile çok ciddi sonuçlar doğurabilir. TED لذا أي تأثير صغير للغطاء السحابي سيؤدي إلى عواقب وخيمة.
    Bunu başaramazlarsa, trajik sonuçlar ortaya çıkabilir. TED وحينما لا يتعاونون تكون النتيجة مأساوية.
    Asıl sorun anılarını unutman değil, anılarını unutmamaya çalışmanın yarattığı sonuçlar. Open Subtitles هذا لا يحصل ..بسبب فقدانك ذاكرتك بل نتيجة محاولتك الاحتفاظ بها
    Dediğim gibi, önemli olan sonuçlar. Sen sonuç alamazsan ben alırım. Open Subtitles كما قلت، يتعلق الأمر بالنتائج إن لم تستطع حلها، سأفعل ذلك
    Tekrar edersek, iyi kararların iyi sonuçlar getireceğini görebilirsiniz ve bu iki dönüşüm, ekonomi ve yapı, iklim ve düşük karbon iç içedirler. TED مرة أخرى ترون قرارات جيدة تأتي بنتائج سريعة، وهذان التحولان، الاقتصاد والهيكلة من جهة، والمناخ وتخفيض الكربون من جهة أخرى، مرتبطان بصفة وثيقة.
    Aslında, biz 120'nin üzerinde insana bunu uyguladık ve sonuçlar oldukça karışıktı. TED حسنًا، قمنا بالفعل باِستطلاع أكثر من 120 شخص، والنتائج كانت متفاوتة.
    İki eğitimli adamın aynı alete bakıp da nasıl birbiriyle alakasız ve fark yaratabileceğine inandıkları sonuçlar elde ettiğine anlam veremiyorum. Open Subtitles ارى بصعوبة إحتمالية رجلين يتفقدان بالأدوات نفسها يمكن ان يحصلون على استنتاجات مختلفة
    İpuçları araştırılmıyor, varılan sonuçlar keyfi, raporda bir dizin bile yok. Open Subtitles لأنها غير متتابعة أو الإستنتاجات انتقائية , أو بدون فهرس
    İnanıyorum ki, bize demokrasiyi öğreten de ortak verilerden sonuçlar çıkaran böyle bir topluma dahil olma süreci. TED و كوننا في عملية كوننا في مجتمع يُفكر من البراهين المشتركة للوصول إلى الاستنتاجات أعتقد أن هذا يعلمنا الديمقراطية.
    Ve bunun yaratacağı sonuçlardan dolayı daha az tatmindir, bu sonuçlar iyi olsa dahi. (Hepsi harika görünüyor. Hayal kırıklığına uğramak için sabırsızlanıyorum.) TED والنتيجة هي قناعة أقل بالنتائج، حتى وإن كانت نتائج جيدة.
    sonuçlar omurgana baskı yapan apsenin yok olduğunu gösteriyor. Open Subtitles نتائجك المخبرية بيّنت أن الخرّاج الضاغط . على نخاعك الشوكي قد خفّ
    Dolaıysıyla bir açıdan ortaya çıkacak sonuçlar için yapılan tasarımın aslında üretim ve dağıtım için yapılan bir tasarım demek olduğu anlaşıldı. TED لذا تبيّن أن التصميم للنتائج في جانب واحد حقيقة تعني التفكير في التصميم للتصنيع والتوزيع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more