"tadını" - Translation from Turkish to Arabic

    • استمتع
        
    • الاستمتاع
        
    • تستمتع
        
    • نستمتع
        
    • التمتع
        
    • أستمتع
        
    • تذوق
        
    • مذاق
        
    • استمتعي
        
    • الإستمتاع
        
    • يستمتع
        
    • أتذوق
        
    • استمتعوا
        
    • طعمها
        
    • الطعم
        
    Şey, Lois'i geri almadan önce biraz bekar hayatının tadını çıkarıyım istedim. Open Subtitles قلت لنفسي لم لا استمتع بحفلة عزوبية لبضعة ايام قبل استعادة لويس
    Senin için zor bir dönem olduğunu biliyorum ama bugünün tadını çıkartmanı istiyorum. Open Subtitles أعرف أنها كانت أوقاتاً صعبة عليك لكنني أريدك أن تحاول الاستمتاع بهذا اليوم
    Lüks Patna gemisindeki seyahatinin tadını çıkarıyor musun Lord Jim? Open Subtitles هل تستمتع برحلتك الترفيهية قرب الباتنا .. ايها اللورد جيم?
    Bu konuyu başka zaman konuşsak da yıl dönümümüzün tadını çıkarsak olmaz mı? Open Subtitles أيمكننا أن نتكلم عن هذا في وقت آخر و نستمتع بعشاء ذكرى علاقتنا؟
    Canım isterse, sosyal güvenliğin ve oy vermenin tadını çıkartabilirim. Open Subtitles بإمكاني التمتع بعوائد الضمان الإجتماعي وبإمكاني التصويت، لو أردت ذلك
    Şimdi olsa her dakikasının tadını çıkarırdım. Bir nefes alabilir miyim? Open Subtitles أود لو أستمتع بكل لحظة الآن هل لي بقليل من هذه؟
    Umarım bunca şey arasında düşünüp taşınabiliyorsundur. İyi şeylerin tadını çıkar. Open Subtitles آمل أن تأخذ وقتك في التفكير بهذا ملياً، تذوق نكهة الأمر
    Bu bir avantaj olabilir. Soğuk kahvenin tadını alamazsın. Open Subtitles يقولون ان هذه ميزة فانت تعرف مذاق القهوه ان كانت بارده
    Yeniden evinde olmanın tadını çıkar. Open Subtitles ببساطة، استمتعي بعودتكِ إلى الوطن ثانيةً.
    Şu an çok özlediğim bu basit anların tadını çıkarsaydım keşke. Open Subtitles كان يجب عليّ الإستمتاع بكل لحظة أفتقدها للغاية في الوقت الحالي
    Yolun tadını çıkar ahbap. Güven bana orası bayağı sıcak. Open Subtitles استمتع بالهبوط يا صاح ثق بيّ، حمام البخار يزداد سخونة
    tadını çıkar, çünkü son yemeğiniz olacağına dair hislerim var. Open Subtitles حسناً ، استمتع بها لانني اعتقد انها ستكون الاخيره لك
    Sırada kılıç adam var. O zamana kadar iguana adamın tadını çıkaralım. Open Subtitles صاحب السيف هو التالي، و حتّى ذلك الوقت نستطيع الاستمتاع برجل الإغوانا
    Bu şekilde eve dönerken ki uzun uçuşunuzda en sevdiğiniz TED videosunun tadını çıkarabilirsiniz. TED اذا يمكنك الاستمتاع بفيديو تيد المفضل لديك في رحلتك الطويلة الى المنزل
    Bu onun için yeni bir deneyim. Bıraksan da tadını çıkarsa? Open Subtitles هذه خبرة جديدة عليها ألا يمكنك أن تدعيها تستمتع بها ؟
    O yüzden hapishaneye gidene kadar gün ışığının tadını çıkar. Open Subtitles فمن الأفضل أن تستمتع بضوء الشمس في طريقك إلى السجن
    Bizleri şu an yaptığım gibi manzaranın tadını çıkaramayacağımız zamanlara döndürmek istiyor. Open Subtitles سوف يعيدنا لزمن حيث أنتِ وأنا لايمكنا أن نستمتع بمنظر خلاب كهذا
    Belki de o şerefsiz babasını görmeye ve baharın tadını çıkarmaya gitmiştir. Open Subtitles ربما عادت هناك لكي ترى والدها الخنيث أو التمتع بسقوط أوراق الشجر
    Fantezinin tadını çıkar kardeşim çünkü bu hiçbir zaman olmayacak. Open Subtitles . أستمتع بخيالك يا أخوي, لأن هذا ما ستحصل عليه
    Ama biliyor musun, kafamı vurduğumdan beri hiçbir şeyin tadını alamıyorum. Open Subtitles لكن تعلمين أنني لا أستطيع تذوق شيء بعد أن ضربت رأسي
    Ah, Cassiel, pizzamın tadını asla bilemeyeceksin. Open Subtitles آه يا كاسييل، سوف لن تعرف مذاق البيتزا التي أعملها
    Bu senin işin değil, Forge. Arkana yaslan ve tadını çıkar. Open Subtitles اتركي الموضوع لي يا فوريج استمتعي بالرحلة
    Eğer burası hoşunuza gittiyse tadını çıkarmaya bakın. Open Subtitles إن أعجبكما المكان، حاولا الإستمتاع قدر الأمكان
    Ve umarım o kalemi çalan da cehennemde tadını çıkarır! Open Subtitles و أتمنى أن يستمتع من سرق القلم بهذا في الجحيم
    Hala yüzüme döktüğün şarabın tadını alabiliyorum. Open Subtitles أنا لا أزال أتذوق النبيذ الذى ألقيتيه في وجهي.
    Birlikte geçireceğiniz zamanın tadını çıkarın. Bundan sonra zamandan bol bir şeyiniz yok. Open Subtitles استمتعوا بوقتكم مع بعضكم البعض فمن الآن وصاعدا فكل ما لديكم هو الوقت
    Bu harika. Bu şeyin tadını peynir gibi yapamayacağı şey yok. Open Subtitles إنه لأمر مدهش, كم عدد الأشياء التي يمكنهم جعل طعمها كالجبنة
    Hava bulanıp sular ekşidikçe arıların balı bile, radyoaktivitenin metalik tadını aldıkça bunlar böyle hız kazanarak artar. Open Subtitles بينما الهواء يثخن الماء يحمض حتى عسل النحل النقي يواجه الطعم المعدني للنشاط الإشعاعى ويستمر ويستمر أسرع وأسرع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more