| Onun bir bebek olduğunu sandığım için tanıştığımız söylemiş miydim? | Open Subtitles | هل ذكرت لك أيضا أننا تقابلنا .. لأنني أعتقدته طفل؟ |
| tanıştığımız andan itibaren, çok özel bir ilişki olduğunu hissediyorduk. | Open Subtitles | اعني انه الشي المميز منذ هالوهله الاولى التي تقابلنا فيها |
| tanıştığımız zaman yüzüne dokunmamı istemiştin böylece nasıl biri olduğunu anlayacaktım. | Open Subtitles | عندما التقينا أول مرة عرضت علي أن ألمس وجهك حتى أنمكن |
| İlk tanıştığımız yere gidip, o süründüren şaraplardan bir kaç şişe götürelim mi? | Open Subtitles | و نأخذ زجاجتي نبيذ و نعود إلى المكان الذي التقينا فيه أول مرة |
| tanıştığımız günün. tanıştığımız günün. | Open Subtitles | كان اليوم الذي إلتقينا فيه كان اليوم الذي إلتقينا فيه. |
| tanıştığımız günden beri gece gündüz birlikteyiz. | Open Subtitles | نحن كنّا معـاً يومياً منذ بدايـة لقائنا هل ذلك سيئ؟ |
| Çocuğun annesi seninle ilk tanıştığımız zamanki hâlin gibi yas tutuyor. | Open Subtitles | والدة الفتى حزينة عليه الآن كما كنت عندما تقابلنا أول مرة. |
| İlk tanıştığımız zaman, en sevdiğim rengin yeşil olduğunu söylemiştim,... | Open Subtitles | عندما تقابلنا لأولِ مرة, أخبرتكَ أنَّ لوني المفضل هو الأخضر |
| Ya küçük bir kız gibi davranmaya devam et... ilk tanıştığımız daki gibi. | Open Subtitles | و الآن، بإمكانك مواصلة التصرّف كفتاة صغيرة كما كنتِ حين تقابلنا للمرّة الأولى |
| tanıştığımız, sizi görmüş olabileceğim bir yer olabilir mi? | Open Subtitles | هل هناك مكان ما تقابلنا به مكان ربما قد رأيتك به ؟ |
| Hatta ilk tanıştığımız da bile. Ona yalvardığımda bile. | Open Subtitles | ليس حتى عندما تقابلنا أول مرة، ليس حتى عندما كنت أطلب منه |
| İlk tanıştığımız yere gidip, o süründüren şaraplardan bir kaç şişe götürelim mi? | Open Subtitles | و نأخذ زجاجتي نبيذ و نعود إلى المكان الذي التقينا فيه أول مرة |
| Sadece sen değil nasıl tanıştığımız ve şimdiye kadar olanlar. | Open Subtitles | قصة كيف التقينا وكل ما مررنا به حتى هذه اللحظة |
| Bu şarkı bana hep ömrümün en önemli gecesini hatırlatıyor. tanıştığımız geceyi. | Open Subtitles | هذه الأغنية تذكرني دائماً بأهم ليلة في حياتي الليلة التي التقينا بها |
| Jessa tanıştığımız ilk gece arkadaşın Marnie'yle birlikte üçlü yapacağımızı düşünmüştüm. | Open Subtitles | جيسا أول ليلة التقينا بها بأمانة ظننتُ أننا سنحظى بعلاقة ثلاثية |
| Bu akşam, o gece tanıştığımız için ne kadar şanslı olduğumu fark ettim. | Open Subtitles | الليلة أدركت كم كنا محظوظون لأننا إلتقينا تلك الليلة |
| tanıştığımız beri, birbiri ardına çile bu be. | Open Subtitles | منذ أن إلتقينا ، لقد كانت تواجهنا محنة بعد المحنة |
| Daha ilk tanıştığımız anda tuhaf bir biçimde size vuruldum. | Open Subtitles | منذ لحظة لقائنا وقد انجذبت إليك على نحو غريب. |
| tanıştığımız an kanımız kaynadı. | Open Subtitles | في اللحظة التي قابلتك فيها عرفت أنه بيننا تواصل |
| Paige'in okuldan tanıştığımız tüm arkadaşları kızlar oldu. Teşekkürler. | Open Subtitles | انك صديق بييج الوحيد الذى قابلناه كلهم كانوا فتايات |
| tanıştığımız zaman bu konuda çok endişeli gibiydin. | Open Subtitles | عندما ألتقينا. كما لو انني قلق بشئ كهذا. |
| tanıştığımız geceden beri benim için deli oluyor. | Open Subtitles | كَانتْ مهووسة بي منذ الليلة الاولى التي إجتمعنَا فيها |
| tanıştığımız kadın onun dağlarda olduğunu söyledi. Nerede biliyor musunuz? | Open Subtitles | المرأةالتي قابلناها قالت، انه بالجبال هل تعرف أين ؟ |
| tanıştığımız gün, bir yakınımı kaybettiğim için cerrah olmayı bırakıp, bağımlılık uzmanı olduğumu çıkarsamıştın ama gerçek şu ki... | Open Subtitles | في يوم لقاءنا انت استنتجت ذلك اني استسلمت من مهنة الجراحة لاكون مرافقة بسبب خسارتي لشخص قريب جداً مني |
| Söylemem gerek, bugün tanıştığımız için memnunum. | Open Subtitles | تعرفين , سأقول لكِ أنا سعيدة بأنني قابلتكِ اليوم |
| Deliriyor muyum ? O günü grubumuzun 5. üyesiyle-- marihuanayla tanıştığımız gün olarak hatırlıyoruz! | Open Subtitles | ننظر إلى ذلك اليوم بأنه اليوم الذي قابلنا فيه فرد طاقمنا الخامس الماريجوانا |
| Gerçek şu ki, seni tanıştığımız ilk saniyeden beri seviyorum. | Open Subtitles | الحقيقة هي أني أحببتك منذ أول مرة إلتقيت بك |
| Dublin'de, ilk tanıştığımız zamanki gizli kimliğini anımsattı bana. | Open Subtitles | يذكرني بك وأنت متخفٍ في دبلن أول مرة التقيتك فيها |
| Düşünüyordum. Onunla tanıştığımız günü. | Open Subtitles | كنت أفكر في الأمر الطريقة التي تعرفنا بها |