| Ve bunun nedeni, II. Dünya Savaşından sonra, Tarım uyglamalarımızı değiştirmemiz. | TED | والسبب هو أننا غيرنا أساليبنا في الزراعة بعد الحرب العالمية الثانية. |
| Açıkçası modern Tarım, bu talebi devamlı karşılayacak şekilde ayarlanamaz. | TED | الزراعة الحديثة غير قادرة على التوسع بشكل مستدام لمواجهة الطلب. |
| Biyolojik Tarım kullanarak, ... ... dünya gıda sorununda çözüm bulamayız. | TED | نحن لا نستطيع حل مشكلة الغذاء في العالم باستخدام الزراعة البيولوجية. |
| Kimyasal enerji ise gübreleme sağlar; enerji Tarım makinelerini çalıştırır taşımayı sağlar. | TED | والطاقة الكيميائية هي مصدر السماد وهي التي تقود الآلات الزراعية وطاقة النقل. |
| Şimdi, bugünün Fransa'sı Galya'nın batı kıyısının yakınındaki Tarım yapan küçük bir köyde Veneti kabilesinde oturan bir druid. | TED | هي الآن كاهنة مقيمة لقبيلة فينتي في قرية زراعية صغيرة بالقرب من الساحل الغربي لغال فيما يعرف الآن بفرنسا. |
| Küçük bir kasabada kasapken, Doğu Yakası'nın Tarım efsanesi oldu. | Open Subtitles | كان يعمل في بلدة صغيرة كـ جزار بجوار الساحل الزراعي |
| Daha çok kalıcı Tarım üzerinde düşünmeye ihtiyacımız var. O yüzden bu resim yapılması gerekenlerin güzel bir özetini sunuyor. | TED | علينا أن نفكر في الزراعة و الثقافة الثابتتين لذلك فهذه الصورة تشكل لدي نوع التفكير الذي يجب أن نقوم به |
| İleri seviyede incelemeler sonucunda, Chaco tesisi, Tarım Bakanlığı'nca mühürlendi. | Open Subtitles | تم إغلاق معمل معالجة شاكو من قبل وزارة الزراعة الأمريكية |
| Yeşil Büyüme programında önerilen sanayi ve Tarım ödeneklerini erteleyerek. | Open Subtitles | بتأخير تطبيق حزمة الدعم الصناعي والزراعي في برنامج تطوير الزراعة |
| Ondan sonra da bu binayı Tarım ve balıkçılığa veriyorum. | Open Subtitles | بعد ذلك، وأنا إعطاء هذا المبنى الى الزراعة والثروة السمكية. |
| Sovyetler Birliği'nde Tarım öğrenen uzmanlar için Rusça dil eğitmeni. | Open Subtitles | مدربة لغة روسية للمتخصصين الذين يدرسون الزراعة في الاتحاد السوفييتي |
| Cava Adası'ndan bir adam geldi, yeni bir organik Tarım çeşitiyle. | TED | جاء رجل من جافا بنوع جديد من الزراعة العضوية |
| Derken 10 bin yıl önce, küresel iklimdeki ani bir değişimle buzul çağı sona erdi ve insanoğlu Tarım yapmayı öğrendi. | TED | ثمّ منذ 10,000 سنة، مستغلّين تحوّلاً طارئاً في الطّقس الأرضي، مع نهاية العصر الجليدي الأخير، تعلّم البشر الزراعة. |
| Tuz madeni var, bol miktarda Tarım arazisi ve temiz su kaynakları. | Open Subtitles | لديها منجم ملح, وعدد من الاراضي الزراعية . ومصدر ماء غير ملوث |
| Amerika Çin'in parasını Etiyopya'nın sürdürülebilir tarlalarını destekleyecek Tarım programları için kullanmayı öneriyor. | Open Subtitles | الولايات المتحدة تقترح استخدام المال الصيني لتمويل البرامج الزراعية لدعم المزارع الإثيوبية الدائمة |
| Tarım topraklarımızı geri almak için, yıkılan duvarı tamir etmeliyiz. | Open Subtitles | وحتى نستعيد أراضينا الزراعية علينا أن نستعيد الجدار الخارجي المحطم |
| Ayrıca daha az Tarım alanıyla da daha çok gıda üretmeliyiz. | TED | سنحتاج أيضًا إلى زراعة الغذاء باستخدام أراضي زراعية أقل. |
| Et ürünleri işin aslında Tarım sektörümüzde çok maliyetli bir ürün. | TED | واللحوم في الحقيقة، شيئاً مكلفٌ جداً من انتاجنا الزراعي. |
| Amerika'da son Tarım sayımına göre bir çiftçinin yaş ortalaması, 58,3. | TED | فمتوسط عمر المزارع في أمريكا، وفقاً لأخر تعداد للمزارعين هو 58.3. |
| Kamu sağlığı ve Tarım teşviki arasındaki çatışma kurulda bitiyor. | Open Subtitles | هذا الصراع بين الصحة العامة والترويج للزراعة صراع خارج الحدود |
| Tarım ekonomisinden büyük şirketlere evrimleştik. | TED | فما حدث هو أننا تطورنا من اقتصاد زراعي إلى عالم شركات تجارية كبرى. |
| Bir keresinde kısa kuyruğa girmiştim. Tarım araçları kuyruğuydu. | Open Subtitles | لقد وقفت ذات مرة في الطابور القصير كان لمركبات المزرعة |
| Hane kurup Tarım yapabilmen için sana Songak'tan arazi vermeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | لقد فكّرتُ في إعطائك أرض السونغاك لبناء .بيت وبعض الأراضي الزراعيّة |
| Tarım Müsteşarının söylediği gibi, 3 uygulama gereklidir. | Open Subtitles | هذا ما صرح به نائب وزير الزراعه ثلاث طرق ضروريه يجب إتباعها |
| Yeryüzündeki temiz suyun %50'sini zaten biz kullanıyoruz bu doğrulanabilir ve Tarım tek başına % 70'idir bu oranın. | TED | فقد استخدمنا بالفعل حوالي 50 بالمئة من المياه العذبة المستدامة بالأرض ، والزراعة وحدها تستخدم 70 بالمئة منها. |
| İşten ayrılıp bir arkadaşımın organik Tarım çiftliğinde çalışmaya başladım. | Open Subtitles | لقد تركت العمل لعمل مع اصدقائي بالزراعة العضوية |
| Sebebi fark etmeksizin her şeyi her türlü Tarım ilacı, bitki ilacı, lavra ilacı, mantar ilacı ile spreylemeye ve hakkında hiç bir şey bilmediğimiz şeylerin genleriyle oynamaya karara verdik. | Open Subtitles | في الوقت الذي تتناوله على طَبَقك. و نحن، ﻷي سببٍ يكن، قرّرنا أن نرُش كلّ شيء بكلّ أصناف المبيدات |
| Tek tip Tarım kültürü arılar için iyi olan ekinlere kadar yayıldı, örneğin badem. | TED | بل إن تلك الزراعات الأحادية تقضي حتى على المحاصيل الجيدة بالنسبة للنحل، كاللوز. |