| Buranın toplu katliam bölgesi olduğuna dair bütün deliller yok edilmeliydi. | Open Subtitles | كلّ الصلات إلى هذا المكان كموقع قتل جماعي يجب أن تـُزال |
| Kaybettiğin zaman, bir toplu katliamı itiraf etmene engel olduğumu düşünüp kendini avutabileceksin. | Open Subtitles | حينما تخسر، ستكون قادر على مواساة نفسك لأنّني منعتك من إعتراف قتل جماعي |
| toplu mezarlar benim için içkili bir kumsal senin için. | Open Subtitles | مقابر جماعية من أجلي وشاطىء حيث يُقدم الخمر من أجلك |
| Burada toplu bir cinayeti örtbas ediyor olsa iyi olur. | Open Subtitles | يُستحسن أن يكون قد خرج للتغطية على جريمة قتل جماعية. |
| Central Park Beşlisi davasına bakabilirsiniz: ebeveynlerinin desteğiyle, 1989'da sahte bir şekilde vahşi bir toplu tecavüzü itiraf eden beş genç. | TED | يمكنكم فقط النظر في قضية سنترال بارك فايف: حيث اعترف خمسة مراهقين كذبًا بالاغتصاب الجماعي في عام 1989، في حضور آبائهم. |
| toplu cinayeti seçiyorsun ve söyleyeceğin hiçbir şey mazur gösteremez! | Open Subtitles | أنت تختار القتل الجماعي ولاشيء مما تقوله يجعل هذا حسن |
| Nereden biliyorsun yaşadığını veya Saddam'ın toplu mezarlarındakilerden biri olmadığını? | Open Subtitles | شلون تعرفين هوة بعده عايش وما مدفون بمقابر صدام الجماعية |
| Glee Kulübü şu an Westside Hastanesi'nde, toplu sinir krizini atlatmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | أعضاء نادي الموسيقى في المستشفى القريب حيث يتعافون من إنهيار عصبي جماعي |
| İnsanları toplu bir şekilde bunu yapabilmeleri için bir fikir oluştu. | TED | فالفكرة أن نقوم بمشاركة الناس بصورة حقيقية بعمل شيء كهذا سوية ، بشكل جماعي. |
| Ama sadece İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da kaydedilmiş en büyük toplu katliam olan Srebrenitsa katliamında öldürülenleri temsil ediyorum. | TED | لكني أستعرض فقط أولئك الذين قتلوا في مجزرة صربيا، التي سُجلت كأكبر جريمة قتل جماعي في أوروبا منذُ الحرب العالمية الثانية. |
| Babamla birlikte gidip herkesin içinde toplu yıkanmak normal olmuştu. | TED | أصبح من العادي أن أذهب مع أبي لنقوم بالاستحمام في حمام جماعي. |
| toplu göç raporları ve sahil şeridi binlerce deniz hayvanı arasından Avrupa sahil şeridi boyunca öncüler gibi görünüyor tutulmaya. | Open Subtitles | تقارير عن هجرات جماعية وتمضي بأتجاه والألاف من الحيوانات البحرية على طول الساحل الأوروبي يبُد ان تكون نذور لأجل الكسوف |
| Dünyanın her yerinde pek çoğumuzun tecrübe ettiği bu biriken hisler toplu bir travma gibi. | TED | تراكم المشاعر هذا الذي يختبره العديد منا حول العالم، يعدّ صدمة نفسية جماعية. |
| Gezegeni yönetmek için yeni bir yol inşa etmek zorundayız, birlikte, toplu akılla. | TED | ينبغي علينا تطوير طريقة جديدة لإدارة الكوكب ، جماعيا ، عبرحكمة جماعية . |
| - toplu katliamdan bahsediyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تتحدث عن جرائم قتل جماعية أيها الجنرال , وليس عن الحرب |
| Ingot şirketini kurtarmak için herşeyi yapar. toplu katliam bile. | Open Subtitles | انها مستعدة لفعل أي شيء لانقاذ شركتها حتى القتل الجماعي. |
| toplu öfkemizi güzelliğe dönüştürmek için bir şeyler yapmak istedim. | TED | أردت فعل شيء لتحويل غضبنا الجماعي إلى شيء جميل. |
| 2004 yılında nadir bulunan toplu karar eksikliğinde sivil itaatsizliğin sınırlarında vatandaşlar beni vali seçti. | TED | وثم، في عام 2004، في غياب الحكم الجماعي نادر الحدوث هذا القريب من العصيان المدني، اختارني السكان عمدة. |
| Ayrıca mantık, gezegenimizi yağmalamaya ve kendi türümüzü toplu katliamla tehdit etmemize sebep olan şey değil miydi? | TED | أو لم يكن المنطق هو الذي اعطانا الوسيلة لسلب الكوكب وتهديد فصيلتنا بأسلحة الدمار الجماعي |
| Birlikte gülmeyi, ağlamayı, nefesinizi tutup ne olacağını birlikte görmeyi toplu olarak deneyimlemek için tiyatroya gelmiştiniz. | TED | أتيتم لتحظوا بالتجربة الجماعية للضحك معًا، والبكاء معًا، وحبس الأنفاس معًا لرؤية ماذا سيحدث تاليًا. |
| toplu mesaj göndererek tedavi için geleceğimizi onlara haber verebiliyoruz. | TED | يمكننا استخدام خدمات الرسائل النصية الجماعية لنشرح بأننا قادمون لتدبير العلاج. |
| Çünkü bazı şeyler böyle başlar. Küçük hatalar toplu katliama neden olabilir. | Open Subtitles | ،لأن هنا حيث تبدأ تلك الأشياء قرارات غير مسؤولة تؤول لمذبحة جماعيّة |
| Eritre sınırını geçince, içinde kadın, erkek ve çocukların olduğu 400 kişilik toplu bir mezar var. | Open Subtitles | عند الحدود الارترييه هناك مقبره جماعيه تضم 400 جثمن تضم رجال و نساء و اطفال |
| Eğer toplu halde yaklaşırsanız geldiğinizi görür ve sizi toplu olarak yok eder. | Open Subtitles | إن ضاهيتم إليه بشكل جماعيّ، فسيرصدكم ويدمركم بشكل جماعيّ. |
| Aslında bu harcamaları, toplu enflasyona yol açarak bölge ekonomisini karıştırmış olabilir. | TED | في الواقع، زعزع هذا الإنفاق الاقتصاد المحلي، الأمر الذي تسبب في تضخم شامل. |
| Buraya gelmek için toplu taşımaya bindiniz ya da özel arabanızla geldiniz. | TED | كما استقليت وسائل النقل العام للمجيء هنا أو ربما استقليت سيارتك الشخصية. |
| toplu katliamlar aynı anda olur, tıpkı postanedeki gibi. | Open Subtitles | القتل بالجملة يحصل في وقت واحد. مثل ما حصل في مكتب البريد. |
| Bir kez daha partimin toplu Arınma Gecesini sunacağım çünkü onlara hala inanıyorum. | Open Subtitles | سوف أشترك مجددًا في قداسة "تطهير" منتصف الليل لحزبي، |
| Sonrasında evin anahtarlarını alıp gerçek dünyaya açılan kapıdan yürür, belki de şehir merkezine toplu taşıma ile gidersiniz. | TED | ثم ستأخذ مفاتيح بيتك، تخرج من الباب إلى العالم الواقعي ومن الممكن أن تستقل المواصلات العامة إلى مركز المدينة |
| - Otobüs kullandığımdan beri daha çok insanın toplu taşıma kullanmasının mantıklı bir seçenek olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | بما أنّي أركب الحافلة، فأظنّ أنّ الخيار المنطقي سيكون بإستخدام المزيد من الناس للمواصلات العامّة. |
| Bu gemileri ve orduları toplu katliama götürmek yok. | Open Subtitles | لن يكون هناك قيادة لهذه السفن والجيوش في هذه الحملة الدينية من والمجزرة الجماعيه |
| Görüyorsun, toplu pazarlık size güç verir. | Open Subtitles | أترون، لهذا السبب تمنحك المُفاوضات الجماعيّة القوّة. |