| Birleşik Krallık'ta 200.000 çocuk hapse giren ebeveyni yüzünden utanç ve soyutlanma yaşıyor. | TED | في المملكة المتحدة هناك 200000 طفل يعانون من العار وانعزال الأهل في السجن. |
| Biliyorum ama David, bu berbat utanç duygusu nasıl sona erecek onu bilmiyorum. | Open Subtitles | أجل ،أعلم لكن لا أعلم كيف أتخلص من هذه المشاعر الإحراج و العار |
| Diğerlerinin arasından o küçük, öldürücü iblisi tanıyabilmek için bir sanatçı, bir deli, utanç dolu, melankolik ve çaresiz biri olmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تكون فناناً أو مجنوناً، أو غارقاً فى العار والهوس واليأس كى يستطيع أن يميز أكثر الفتيات شيطنة من وسطهن |
| En ufak bir utanç duymadan onu sevdiğimizi, bütün dünyanın bilmesini istiyorum! | Open Subtitles | وأنا أريد العالم أن يعرف بشكل نهائي وبدون أيّ خزي بأنّنا نحبّه |
| Burda kaset anlaşması için uğraşıyoruz adamım, ve sen utanç kaynağısın. | Open Subtitles | نحن نحاول إصطياد صفقة قياسية هنا يا رجل وأنت وجه إحراج |
| utanç ve ızdırap haricinde bir şey için teşekkür etmemi istiyorsan... | Open Subtitles | إذا أعتقدت بأني سأشكرك يوماً على أي شيئً غير العار والحزن |
| Aileme daha fazla utanç yaşatmamak için Danielle'den buraları terk etmesini istedim. | Open Subtitles | طلبت من دانييل أن تغادر حتى أتجنب جلب المزيد من العار لعائلتي |
| Bu edepsiz kadın bu aileye için utanç kaynağı oldu. | Open Subtitles | تلكَ المرأة سيئت التربية لم تَجلب لهذه العائلة سوة العار. |
| Ailene getirdiğin utanç hakkında bir fikrin var mı! ? | Open Subtitles | هل لديك أي فكرة عن العار الذي تلحقه بعائلتك ؟ |
| Ailemize utanç getiren bu onursuzu silme zamanı geldi Nana. | Open Subtitles | حان وقت التخلص من العار الذى لحق بعائلتنا, يا نانا |
| Onlar onur için herşeyi yaparlar yoksa utanç sonsuza dek peşlerini bırakmaz. | Open Subtitles | أو أن العار سوف يتبعهم إلى الأبد مهلا، ربما الحارسة تعلم شيئا |
| Benim burada bahsettiğim sağlıksız utanç ise sizi içinizden hasta eder. | TED | العار الغير صحي الذي اتحدث عنه هو الذي يتعب جداً من الداخل. |
| Sonunda utanç ve ayıpla teslim bayrağını çekmemizi umuyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتوقعون في النهاية أن ينزلوا العَلَم في خزي و عار |
| Başpiskoposun utanç duymaması için senin buradan hür bir adam olarak çıkman gerek. | Open Subtitles | إذا كانت الأسقفية تريد تجنب الإحراج يجب عليها إخراجك من هنا رجلاً حراً |
| Hükümet, parayı kaçırmamdan sonra daha fazla utanç duymak istemedi. | Open Subtitles | لم ترد الحكومة أي إحراج آخر بعد أن هربت بالأموال |
| Endüstrideki herkes bu elemanı okuyor, ve bu utanç verici. | Open Subtitles | كل شخص فى مجال عملنا يتابع هذا الشاب وهذا مُحرج |
| utanç içinde evine, California'ya dönersin, Bir süre gözlerden uzak olursun. | Open Subtitles | سوف ترحل مجللاً بالعار وتعود إلى كاليفورنيا وتختفي عن الأضواء لفترة |
| Depolama odasındaki adamın beraber girdiğimizi görmesi... ama ayrıldığımızı görmemesi çok utanç verici. | Open Subtitles | من المحرج أن ناطور المخزن رآنا ندخل سوية لكنه لم يرنا نخرج سوية |
| Cinsel hayatımın bütün temeli bu utanç ve osurukla boşalmak oldu. | Open Subtitles | وكان ذلك اساس حياتي الجنسية بالكامل كان مخزي فحسب قذف وغازات |
| Aman Tanrım! Çok utanç vericiydi. Sence diğerlerine anlatır mı? | Open Subtitles | ياإلاهي, ياله من شيء مخجل هل تعتقد انه سيخبر الاخرين؟ |
| Lizzie McGuire'ın kim olduğunu, nereden geldiğini ve en utanç dolu anlarını merak ettiğinden eminim. | Open Subtitles | من اين أتت مثلا؟ وعن اللحظات المحرجة التى تمر بها |
| Keith, ailemizin para utanç döngüsünü açıkça konuşup kırmayı başaramadı. Bu görevi ve vasiyeti bana bıraktı. | TED | لم يكن كيث قادرًا على التحدث وكسر دورة خجل أموال عائلتنا، لذا فقد تركني أقوم بالعمل لوحدي وأشارك وصيته. |
| Hayır,ben değil. Eğer ben gidersem, Bu Robert için bir utanç kaynağı olur. | Open Subtitles | لا، ليس أنا إذا ذهبت سيكون الوضع محرجا لروبرت |
| Böyle güzel bir günde evde kalmak utanç verici. | Open Subtitles | يبدو شيء مؤسف للذهاب في الداخل على مثل هذا اليوم الجميل. |
| Yeter artık, lütfen... utanç duyacağım hiçbirşey yapmadım. | Open Subtitles | لا مزيد من ذلك، انا لم افعل اي شيء أخجل منه |
| - Rodney! Eğer Athar var olsaydı, kendisinden utanç duyması gerekiyordu. | Open Subtitles | رودنى لو كانت آثار حقيقية ، فلابد أن تخجل من نفسها |