Bütün Hawaii masalını Steve uydurdu çünkü, ailesinden bir keş çıktığı için çok mahcup. | Open Subtitles | يبدو انه اختلق تلك القصة, كون عانى كثيرا من عائلته |
-Her şeyi uydurdu. -Her şeyi uydurdu. | Open Subtitles | ـ لقد اختلق كل شيء ـ اجل,لقد اختلق كل شيء |
Saçma bir video kaset uydurdu hiç olmamış şeyleri itiraf ettiği bir saçmalık. | Open Subtitles | ,إختلق بعض الأكاذيب في شريط فيديو إعترف بهراءات لم تحدُث |
Öyle birisi yok, seni ucube. Corvis denen çocuk uydurdu onu. | Open Subtitles | لا يوجد ندبة أيها المسخ، كورفس هو الذى أختلق ذلك. |
Hayır. Jack'in imzasını atamayacağı için, eliyle ilgili bahane uydurdu. | Open Subtitles | لا ، هو لا يستطيع أن يوقع مثل جاك لذلك اخترع قصة يده المصابة |
Annen benim hakkımda hikâyeler uydurdu. Çünkü seni sevdi. | Open Subtitles | أمك اختلقت كل هذه الروايات عني لأنها أحبتني |
D.A. cezamı Yuma'da çektiğime dair bir hikaye uydurdu. | Open Subtitles | أن المدعي العام قام بتلفيق قصة بشأن. قضائي لمحكوميتي في يوما، ولكني لم أفعل قطّ. |
Belki de bir şeyler uydurdu. Bilemiyorum artık. | Open Subtitles | لربّما إخترع شيءا أنا لا أعرف حقا |
Belki bütün bu olayı gerçekten onla olmak isteyip istemediğini anlamak için uydurdu. | Open Subtitles | لربما اخترعت الأمر كلّه . كي تكتشف إن كنت تريد حقاً أن تكون معها |
Yaşlı bir adam benim için bir isim uydurdu, bir yazara lâyık bir isim. | Open Subtitles | ابتدع لي رجل عجوز اسم جديد يستحق أن يكون جديرا لاسم مؤلف |
Bunu seni kaçırtmak için uydurdu. | Open Subtitles | لقد إختلقت هذا الأمر كي تجعلكِ تفزعين |
Onu köşeye sıkıştırdık ve o da gerçeğin mahkemede işe yaramayacağını biliyordu ve bir hikaye uydurdu. | Open Subtitles | تمت محاصرتنا وعلم أن الحقيقة لن تفيد بشيء لذا اختلق قصة من عنده |
Sam, Walter ve Tim'in İç Güvenlik'ten olduğunu anlatınca tutuklanmamak için bir hikâye uydurdu. | Open Subtitles | عندما أدرك سام أن والتر وتيم كانت مع الوطن الذي اختلق قصة للحفاظ على من الحصول على القبض عليهم. |
Bir limuzindeki bir adam hakkında yalanlar uydurdu | Open Subtitles | اختلق بعض الاكاذيب عن رجل فى ليموزين |
Sempozyum hikayesini tamamen kendi uydurdu Dr.Farman...farmian'in verdigi. | Open Subtitles | إختلق الأمر برمته عن الندوة و الدكتور فارمن فارمين |
Baban bunların hepsini uydurdu. Çünkü sen daha bebekken ben... | Open Subtitles | إختلق كل هذا لأنه عندما كنتِ مجرد طفلةٌ صغيرة, كان... |
Bak, o iblis saçmalıklarının hiçbiri gerçek değil. Babam uydurdu. | Open Subtitles | أستمع لى , لا شىء من هذا الحديث عن الشياطين حقيقى , أبى أختلق هذا فحسب |
Öyle biri yok. Bunu Corvis uydurdu. | Open Subtitles | لا وجود لندبة، كورفس أختلق ذلك. |
Onu gerçekten aramamızı beklemiyordu, ...bu yüzden işleri örtbas etmek için bir denetçi uydurdu. | Open Subtitles | ، لم يتوقع أن نتصل بِه . لذا اخترع شخصية المسؤول كي يخفي آثاره |
O yüzden Goodman'ı ve araştırma numarasını uydurdu. | Open Subtitles | لهذا اخترع معهد غودمان و حيلة الابحاث |
Köklerimi inkar etti ve lowa ile ilgili bir hikaye uydurdu. | Open Subtitles | إنها تنكر أصل ولادتي ولقد اختلقت قصة ما حول أيوا |
Kim Charles bir sahtekar ve tüm hikayeyi uydurdu diyor. | Open Subtitles | قال بأن كيم تشارليز كانت تزيف الأمر وقد قامت بتلفيق القصة كلها |
Jamie, tüm bu Facebook şeysini uydurdu çünkü oyununu öyle daha iyi oynayacaktı. | Open Subtitles | (جيمي) إخترع أمر الـ"فيسبوك" لأنه يعلم أنه يبدو أفضل |
Catherine bunu öğrenince, Köyün Delisi oyununu uydurdu. | Open Subtitles | عندما اكتشفت "كاثرين" ذلك اخترعت لعبة "أحمق القرية" |
Molly'ye bir yalan uydurdu, bir süre ortadan kayboldu, sonra yeni bir isimle tekrar ortaya çıktı. | Open Subtitles | لقد ابتدع قصة مع مولى, بأن يختفى لفترة ثم يظهر تحت أسم جديد . |
Onları karım uydurdu. | Open Subtitles | زوجتي إختلقت ذلك. |
Bu çocuk, açıkça görülüyor ki, bu yalanları efendisini kurtarma umuduyla uydurdu. | Open Subtitles | الغلام لابد يختلق هذه الأكاذيب وهو يأمل أن ينقذ سيده |
Arı... Unut arıyı. uydurdu, gerçek değildi. | Open Subtitles | لا, النحل, إنسِ النحل, النحل مُختَلَق من خياله |
Koç onu takımdan çıkarınca annem de kendini kötü hissetmesin diye bu hikâyeyi uydurdu. | Open Subtitles | المدرب أخرجه من الفريق ، وأمي لفقت له هذه الكذبة لتشعره بحال أفضل |