Bak, bunun sadece senin dikkatini çekmek için uydurduğu bir şey olması mümkün değil mi? | Open Subtitles | انظري ، أليس من المحتمل ...انها اختلقت الأمر لـ لتحصل على اهتمام والدتها ؟ |
Özellikle de Hemşire Gabriela şu Cennet saçmalığını çizgi romanlardan uydurduğu için. | Open Subtitles | خاصة وأن الممرضة "غابريلا" اختلقت مسألة "عدن" استنادا إلى قصة مصورة |
Hele de Hemşire Gabriela, Cennet zırvalığını siktiğimin çizgi romanlarından uydurduğu için. | Open Subtitles | خاصة وأن الممرضة "غابريلا" اختلقت مسألة "عدن" استنادا إلى قصة مصورة |
Onlar Toclafane değiller. Usta'nın uydurduğu bir isim bu. | Open Subtitles | اسمه ليس التوكلافين هذا مجرد اسم اختلقه السيد |
Küresel ısınma, Al Gore'nin Kaliforniyalılar kitap alsın diye uydurduğu bir şey. | Open Subtitles | الاحتباس الحراري مجرد هراء اختلقه ال غور لبيع الكتاب لسكان كاليفورنيا. |
Sheldon'ın uydurduğu Kaydırak ve Avukat oyunundan. | Open Subtitles | إنه من لعبة اختلقها شيلدون تُدعى المنحدرات و المحاميين. |
Hanım, erkeklerin bizi köleleştirmek için uydurduğu bir zırvalıktan ibaret. | Open Subtitles | مهذبة ! هذه كلمةٌ اختلقها الرجال ليستعبدوننا بها |
Sendika'nın, IMF'in yerini sağlamlaştırması için uydurduğu bir şey olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن نقابة هو من نسج خياله. مكون لتبرير جود لصندوق النقد الدولي. |
"...abisinin olaya dâhil olabileceğini fark edince... "...teoriyi uydurduğu konusunda ısrar ediyor." | Open Subtitles | "وأن أصغر أفراد عائلة (غرايسن) اختلقت النظرية حين أدركت أن أخاها قد يكون متورطاً." |
Sendika'nın, IMF'in yerini sağlamlaştırması için uydurduğu bir şey olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | وأنا على يقين أن (النقابة) هذه، من نسج خياله المريض ليبرّر موقف قوة المهمة المستحيلة |