"yüze" - Translation from Turkish to Arabic

• الوجه
• وجهاً
• شخصياً
• وجها
• شخصي
• وجهًا
• شخصيًا
• مباشر
• للوجه
• لوَجه
• شخصيّاً
• الوجة
• لوجه مع
• شخصيًّا
• المواجهة

Tam ihtiyacım olan yüze sahipsiniz ve bir başka vasfınız var: Hüzünlüsünüz.
لديك تماما نوع الوجه الذي احتاج كما انك تمتلك صفة اخرى :

O an için, böyle bir yüze sahip biri var mı, bilmiyordum bile.
وحينها لم اكن اعرف اذا كان احداً له هذا الوجه ام لا ؟

Ancak tartışmanın püf noktası; bunu doğrudan, yüz yüze, masada taraf tarafa yapmanız.
لكن براعة المناظرة هي أنك تقوم بها بشكل مباشرة، وجهاً لوجه، على الطاولة.

Yüz yüze temas sağlamak için çok fazla sebebimiz var.
هناك أسباب كثيرة تجعلنا نسعى إلى عن التواصل وجهاً لوجه

Ama senin seviyene ineceğime, seninle yüz yüze görüşmeye karar verdim.
لكنني عوضاً عن النزول إلى ستواك فقد قررت أن أقابلك شخصياً

Eğer ofisinde olsaydın, bu konuşmayı yüz yüze yapıyor olurduk.
لو كنت فى مكتبك الآن لكانت هذه المحادثة وجها لوجه

Bazı deneylerde onlara yüze dikkat etmelerini istiyoruz.
في بعض التجارب، سنطلب منهم، أن يركزوا انتباههم على الوجه.

Bir noktayla başlayarak onu bir çizgiye, sonra bir yüze çevirip, ondan da karakterler veya ağaçlar ve kayalar yaratıyoruz, sonunda bir orman hâline geliyor.
نبدأ بنقطة تصنع الخط الذي بدوره يصنع الوجه. والتي تخلق الشخصيات، أو الأشجار والصخور التي بالنهاية تصبح غابة.

Ama daha tutarlı bir yüze erişmeye başlıyorsunuz yorumlamada model olarak benim yüzüm kullanıldığında.
لكن بدأنا بالحصول على شيء يشبه الوجه المتماسك، وذلك باستخدام وجهي كدليل.

Ve yüze Ait Hareket Kodlama Sistemi fikrini ortaya çıkardı.
وقد جاء بهذه الفكرة وهي نظام رموز حركات الوجه F.A.C.S

Şu yüze bakar mısınız?
انظري الي هذا الوجه. هلا تنظرين إلى هذا الوجه؟

Kim inanmaz ki? Böyle tatlı ve dürüst bir yüze...
من هو الذي لن يصدق وجهاً جميلاً و صادقاً ؟

Şimdi ellerini kirletmeleri ve bizimle yüz yüze görüşmeleri gerekecek.
والان عليهم ان يزيلوا القذارة عن ايديهم ويواجهونا وجهاً لوجه

Uyandığında, gerçek kimliğinle... yüz yüze geldin, genlerinde olan bir şeyle ölümle.
عندما استيقظت اصبحت وجهاً لوجه مع نفسك الحقيقة مع قدرك مع الموت

İnternette de yüz yüze de onunla konuşma, yanına da yaklaşma, tamam mı?
مطلوب منك ألا تتحدثي معي لا تقتربي منها تماماً شخصياً أو عبر الإنترنت

Ama çaresizliğimi yüz yüze görürsen yardım etmeye daha hevesli olabileceğini düşündüm.
ولكني ظننت انك قد تكونين اكثر استعداداً للمساعده إن رأيتي يأسي شخصياً

Ziyeretçilerle yüz yüze karşılaştığımızda, bize çok fazla şey açıklayacaklar.
عندما نلتقي بالزوار وجها لوجه فسيفسرون الكثير من الأشياء لنا

# Ama tek bir aşk var, yüz yüze yaşayamayacağımız. #
لكن هناك نوع واحد من الحب لا يمكننا ممارسته وجها لوجه

Pekala, şimdi oraya gidip yüz yüze özür dilemek zorundasın.
حسناً , الآن يجب أن تذهب إليه لتعتذر بشكل شخصي

Yüz yüze inşa ettiğimiz güven sanal ortama aynen aktarılabilir mi?
هل تُترجم الطريقة التي بنينا بها الثقة وجهًا لوجه على الإنترنت؟

Yüz yüze daha iyi.
لا عليكِ سأفعل ذلك أنتِ محقة ، شخصيًا سوف يكون أفضل

Buna bir giriş kapısı olarak münazara; aykırı fikirlerle doğrudan, saygılı biçimde, yüz yüze bir bağlantı kurmamızı gerektirir.
وهكذا، كنقطة افتتاحية لذلك: تتطلب المناظرة أن نتشارك في أفكار متعارضة، بشكل مباشر ومهذب ووجهاً لوجه.

Deneysel Psikoloji dergisindeki yeni bir çalışma gösterdi ki birçok insan sadece yüze bakarak, gay olanları belirleyebiliyor.
في دراسة حديثة لجريدة "علم النّفس التجريبيّ" أكّدت أنّ هناك أناساً يميّزون الشّواذ من مجرّد نظرة للوجه

Göreceksin, yüz yüze geldiğinizde.
حسناً، سوفَ ترى ذلك عِندما تراهُ وَجهاً لوَجه

Aramak yerine niye buraya gelip yüz yüze konuşmak istedin?
مثير للإهتمام. لمَ أتيتَ لتخبرني بذلك شخصيّاً بدلاً من الإتّصال؟

Şu y akışıklı yüze bak o çıkacak birini bulmakta sorun yaşamaz
أنا متأكدة بأن صاحب هذا الوجة الوسيم لا يعاني من هذه المشكلة

İkimizin yedi yıllık bir geçmişi var, bu yüzden bunu yüz yüze gerçekleştirerek sana saygı göstermek istedim.
أنا وأنت لدينا تاريخ مشترك لسبع سنوات لذلك أردت أن أقدم لك الاحترام لفعلك هذا شخصيًّا

Dışadönükler iletişim kurarken, daha yakın ve yüz yüze gelmeyi isterler.
فعندما يتفاعل المنفتحون يرغبون بقدركبيرمن المواجهة الاجتماعية يتخللها التقارب.