"yüzey" - Translation from Turkish to Arabic

    • السطح
        
    • السطحية
        
    • السطحي
        
    • سطح
        
    • السطحى
        
    • للسطح
        
    • سطحية
        
    • أسطح
        
    • سطحًا
        
    • سطحا
        
    • سطحاً
        
    • سطحه
        
    • سطحها
        
    • سطحي
        
    • السّطح
        
    Neredeyse tüm detaylar, neredeyse tüm yüzey girinti çıkıntılar korunmuştu. TED وتقريبا كل التفاصيل، تقريبا كل تعقيدات السطح تم الحفاظ عليها.
    Eğer yüzey ağımız kapasitesini doldurmuşsa, o zaman trafiği bir üst seviyeye taşıyalım. TED في حال كانت الشبكة السطحية مشبعة، فلنقم إذا برفع حركة المرور عن السطح.
    Bu iyi görünmüyor. yüzey tamamen lav akıntıları ile kaplı. Open Subtitles هذا لا يبشر بخير، السطح الخارجي مغطىً بالكامل بحمم البراكين
    Bu elastiklik kalitesine de yüzey gerginliği diyoruz. TED وخاصية المرونة هذه هي ما نسمّيه التوتر السطحي.
    Kendi kendime milyonlarca kere yalnızca bir deri tabakası, bir yüzey dedim. Open Subtitles أخبرت نفسي ملايين المرات بأنه ليس إلا طبقة من الجلد.. مجرد سطح
    Chan, yüzey tarayıcısı, profesör farklı bir sinyal alıyor gibi görünüyor, tho. Open Subtitles تشان، إنه ماسح السطح يا أستاذ يبدو أنه يلتقط إشارة مختلفة، ذُو
    yüzey altındaki kayaların su içinde kalmış olduğu yerler gördük. Open Subtitles لقد رأينا أماكن غمرت فيها ..المياه الصخور الموجودة تحت السطح
    Etrafınıza bakarsanız, bütün bu siyah kayaların yüzey boyunca uzandığını görürsünüz. Open Subtitles إذا نظرتِ حولك، ستجدين كل هذه الأحجار السوداء المرميين على السطح
    Ancak isteğiniz doğrultusunda yüzey çatışmasında sağ kalan tek kişiyi buraya getirdik. Open Subtitles ولكن بناء على طلبك جلبنا معنا الناجيه الوحيده من الاشتباك على السطح
    Fakat petrol emicileri rüzgarın, yüzey akıntısının ve rüzgarın tersine hareket ettirmek son derece zordur. TED لكن من الصعب جدا تحريك ممتص النفط عكس الرياح وتيارات السطح والأمواج.
    Ve geleneksel mimarinin tersine, tüm formu oluşturan ve mikroskopik yüzey detaylarını üreten tek bir işlemdir. TED وخلافا للعمارة التقليدية، فهي عملية واحدة تنشئ كلا النموذجين الشاملين وتفاصيل السطح المجهرية.
    Yılın üç ayında, yüzey sıcaklıkları 150'den 180'e çıkacak. TED ولثلاثة أشهر من السنة ، سترتفع درجة الحرارة على السطح بين 150 إلى 180 درجة فهرنهايت ؛
    yüzey sıcaklığı 900 Fahrenhayt dereceye yakın, yani 500 Celsius. TED حرارة السطح تقارب 900 درجة فهرنهايت، أو ما يقرب من 500 درجة مئوية.
    Bu ayaklar aslında oldukça duyarlı birer reseptör, bakteriyal hücre üzerinde uygun bir yüzey için tetikte bekliyorlar. TED أقدامها في الحقيقة تُعتبر مستشعرات شديدة الحساسية، وهي تترصد السطح المناسب في الخلية البكتيرية.
    Çok fazla yüzey alanları var, derimizin yaklaşık 40 katı kadar. TED هناك العديد من المناطق السطحية حوالي 40 مرة من منطقة بشرتنا.
    Sabun eklendiğinde gerçekleşen sabun molekülünün suyun yüzey gerginliğini azaltması, böylece daha elastik bir hâl alıyor ve baloncuk oluşması kolaylaşıyor. TED الآن مع إضافة الصابون، ما يحدث هو أن جُزيء الصابون يخفف التوتر السطحي للماء، فيجعله أكثر مرونة وأكثر قابلية لتكوين الفقاقيع.
    Çünkü hiçbir parmak izi için uygun yüzey alanı yoktu. Open Subtitles لأنه ليس لدينا منطقة سطح على أي بصمة لتأكيد تطابق
    Bir numaralı tübe basınç verildi. yüzey atışına hazırız. Open Subtitles تم تعويم الأنبوب رقم واحد إستعد للإطلاق السطحى
    Sonunda bazıları yüzey mikropları tarafından kirletilmemiş, el değmemiş derin yüzeyaltı numuneleri toplayabildiler. TED وهكذا حصلوا في النهاية على عينات نقية للسطح الخارجي من القاع حيث لم يتلوث بعضها بالميكروبات السطحية.
    Sekoyaların, yukarı doğru genişleyen kocaman yüzey alanları vardır. Çünkü her seferinde kendilerini yinelerler. TED لدى السكويات منطقة سطحية هائلة تمتد لأعلى نحو الفضاء لأن لديها ميلا إلى القيام بما يسمى بالتكرار.
    Evet. Bir sürü tuvalet var. Yanıcı bir yüzey yok. Open Subtitles لديهم وفرة من المراحيض، ولا توجد أسطح قابلة للاشتعال
    Bu nedenle hava kontaktörleri bu benzersiz karakteristik tasarıma sahip, devasa yüzey alanına sahip ancak nispeten ince bir kalınlıkta. TED لذا فإن لدى قواطع الهواء لجمعه مباشرة تصميمًا مميزًا فريدًا، حيث لديها سطحًا كبيرًا، ولكن بسمك رقيق نسبيًا.
    Bu yassı buzlar birbirine yapışarak düz bir yüzey oluşturuyor. Open Subtitles تلتحم هذه الأقراص سوية لتكوّن سطحا متّصلاً
    Steril bir ortam oluşturmamız gerekiyor. Sert bir yüzey bulun ve bol suyla yıkayın. Open Subtitles علينا إنشاء بيئة معقّمة جدوا سطحاً صلباً واغسلوه
    Çok yakın olursa yüzey sıcaklığı su kaynama sıcaklığını aşacak ve okyanuslar buharlaşacaktır. TED إن كان قريبًا جدًّا، فسوف تتجاوز درجة حرارة سطحه درجة غليان الماء، وتتحوّل المحيطات إلى بخار.
    Unutmayın, sabun baloncuğu her zaman kusursuz bir geometrik düzenle yüzey alanını küçültmeye çalışır. TED تذكروا، فقاقيع الصابون ستحاول دائمًا تقليص مساحة سطحها بتكوين تنظيمات هندسية مثالية.
    Bu bir yüzey alanı, bu yüzden herhangi bir şeyi... spesifik olarak tarihlemek imkansız ancak bu teknolojiden, sana gösterdiğim merkezden; 70.000 ila 12.000 yıI aralığındaki her zamandan, belki de daha öncesinden olduğunu söyleyebiliriz. Open Subtitles فإنه موقع سطحي إذا من الصعب تأريخ أي شيء بدقة لكن باستخدام تلك التقنية، تلك التي عرضتها عليك
    yüzey kapısını bağlayın. Open Subtitles -أوصلني ببوّابة السّطح .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more