Çünkü yapmaya çalıştığın şey, mevcut durumu çekici hale getirmek ve onları gelecekte ne olacağı düşüncesinin içine çekmek olmalı. | TED | لأن ما تحاول فعله الحالي وحالته السيئة، وأنت تود أخذهم للمستقبل عندما يتبنون فكرتك. |
Belki de onun için yapmaya çalıştığın şeyleri görüyorum, ona yardım etme çabanı ve bana bunu kimsenin yaptığını hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لعلي رأيت ما كنت تحاول فعله من أجلها تحاول مساعدتها ولا أعرف أحداً قد يفعل ذلك معي |
Şu anda yapmaya çalıştığın şey o ilk geceyi rezil etmek. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تحاول فعله في هذه الليلة الأولى هو أن تسحقها |
Bak, Anne... benim için yapmaya çalıştığın herşey için sana minnettarım... ve basketbolu her gün özlüyorum... ama yarı yolda bırakmak... hiç yapamayacak olmaktan daha iyidir. | Open Subtitles | انظري يا امي انا اقدر كل ما تحاولين فعله من اجلي وانا افتقد كرة السلة كل يوم |
yapmaya çalıştığın hamleleri anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول فهم الخطوات التي تحاول القيام بها |
Hayır, yapmaya çalıştığın şey, değişmezi değiştirmek. | Open Subtitles | لا ، إن ما تحاولين القيام به هو تغيير ما هو واقع |
Şu anda yapmaya çalıştığın şey o ilk geceyi rezil etmek. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تحاول فعله في هذه الليلة الأولى هو أن تسحقها |
yapmaya çalıştığın şeye minnettarım ama artık ortaya çıktıysa, saklamanın anlamı yok. | Open Subtitles | انظر، أنا أقدر ما تحاول فعله لكن لو كان موجود لا يوجد جدوة فى محاولة اخفاء الامر |
Hatta sanırım bir yanım burada yapmaya çalıştığın şeye hayran oluyor. | Open Subtitles | أعتقد أن جزئاً مني حتى معجب بما تحاول فعله هنا |
yapmaya çalıştığın tek şey bana oy vermeleri pek muhtemel olan eski Eagletonlılara oy kullandırmamak. | Open Subtitles | كل ما تحاول فعله هو حرمان أهل إيقلتون السابقين أناسٌ على الأرجح بأن يصوتوا لي لأنني أنقذت الكثير من وظائفهم |
Charlotte, Bölge'de yapmaya çalıştığın şeyleri anlattı bana. | Open Subtitles | شارلوت اخبرتني بما تحاول فعله في المنطقة |
O adam her kimse, eminim onun için yapmaya çalıştığın şeye minnettardır. | Open Subtitles | أيًاً يكن ذلك الشخص أنا متأكد أنه سيقدر ما تحاول فعله من أجله |
yapmaya çalıştığın şeyi takdir ediyorum, ama şu anda cidden desteğine ihtiyacım var. | Open Subtitles | انا أقدر ما تحاول فعله لكني بحاجة إلى وقوفك بجانبي الآن |
yapmaya çalıştığın şey için memnunum, gerçekten. | Open Subtitles | أنا أقدر ما تحاول فعله يا جاك ، حقا |
Popomla yapmaya çalıştığın tüm o şeyler için müteşekkirim. | Open Subtitles | وأنا فعلا أقدر كل ما تحاولين فعله مع مؤخرتي |
Ama Cuma akşamı acemi avukatlarla dışarı çıktığında yapmaya çalıştığın bu değil miydi? | Open Subtitles | لكن، بطريقةٍ ما، أليس ذلك ما كنتِ تحاولين فعله عندما ذهبتِ مع المحامي الشاب ليلة الجمعة؟ |
yapmaya çalıştığın şeyi taktir ediyorum,ama benim ne yapmaya çalıştığımı bilmiyorsun. | Open Subtitles | سيدتي أنا أسف وأقدر الذي تحاولين فعله -لكنك لاتعرفين ماذا أريد أنا |
Bence yapmaya çalıştığın şey son derece önemli. | Open Subtitles | اعتقد بأن ما تحاول . القيام به هو مهمٌ للغاية |
Bak, burada tam olarak yapmaya çalıştığın şeyi biliyorum, ama para bundan değerli değildir. | Open Subtitles | انظروا، أنا أعرف بالضبط ما كنت تحاول القيام به هنا، ولكن المال لا يستحق ذلك. |
yapmaya çalıştığın şey için teşekkürler ama bitti artık. | Open Subtitles | شكرا على ما تحاولين القيام به لكن إنتهى الأمر |
yapmaya çalıştığın şey çok zor ama insanlar başarıyor ve ben, gerçekten senin de başarabileceğine inanıyorum. | Open Subtitles | ما تحاولين القيام به صعب ولكن يوجد البعض قادرًا على القيام به وأعتقد حقًا بأنه يمكنكِ أن تكوني واحدة منهم |
Senin ailene yapmaya çalıştığın şey bu mu? | Open Subtitles | هل ذلك ما تحاول أن تفعله الآن مع عائلتك؟ |
Dün gece yapmaya çalıştığın şeyden sonra, başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | لست مضطرة لفعل ذلك بعد ما حاولت فعله البارحة ليس عندي خيار |