Macerana yardım etmek için her zamanki gibi elimizden geleni yapacağımızı biliyordun. | Open Subtitles | علمت أننا سنفعل كل ما بوسعنا لمساعدتك في مغامرتك، دائمًا نفعل ذلك |
Birçok akıllı insan sana yardım etmek için çok çalışıyor. | Open Subtitles | يوجد الكثير من الناس الآخرين الأذكياء يعملون بجهد حقيقي لمساعدتك |
Şehir kayıp çocuğu kurtarmaya yardım etmek için ne yapıyor? | Open Subtitles | ماذا يمكن للمدينة أن تفعل للمساعدة في إنقاذ الطفل المفقود |
Bak, yardım etmek için buradayım. Ama bu benim koşullarımla olmalı. | Open Subtitles | أنصت، أنا هنا للمساعدة لكن يجب أن يكون ذلك وفقًا لشروطي. |
Babamın garajına gitmem lazım. Bilgisayarları satmasında yardım etmek için. | Open Subtitles | عليّ الذهاب إلى مرآب أبي لمساعدته في بيع أجهزة الحاسوب. |
Şu anki arkadaşlarım bana yardım etmek için hayatlarından birkaç saatlerini bana ayıramıyorsa nasıl arkadaş edinme şansım olur? | Open Subtitles | أي أمل لي في إنشاء علاقات جديدة إذا كان أصدقائي الحاليّون يرفضون قضاء بضع ساعات من حيواتهم لمساعدتي ؟ |
Lütfen benim yerimde olan çocuklara yardım etmek için 5k yarışına katıl. | Open Subtitles | أرجوك سجّل لمضمار الـ5 كيلو لتساعد في وضع الأطفال أمثالي في مكاني |
Karınıza yardım etmek için her şeyi yapıyoruz. İçişleri Bakanını sıkıştırıyoruz. | Open Subtitles | إننا نعمل ما بوسعنا لمساعدة زوجتك وضغطنا على وزير الداخلية الفرنسى |
Sağlık sigortası şirketlerinin bize yardım etmek için var olduklarına inanıyordum. | Open Subtitles | أنا دائماً كنت أعتقد أن شركات التامين كانت دائماً هناك لمساعدتنا |
Tekrar yapmana yardım etmek için gücümün yettiği her şeyi yapmaya hazırım. | Open Subtitles | سوف أعطي أي شيء في وسعي لمساعدتك على القيام بذلك مرة أخرى. |
Çünkü sana yardım etmek için yapabileceğim bir şey varsa bana söylemen yeter. | Open Subtitles | لأنه إذا وجدت شيئاً .... يمكنى فعله لمساعدتك أخبرنى فحسب , وسأقوم به |
Ama yemin ederim sana yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | لكنّي أقسم بأن افعل كل مافى وسعى لمساعدتك |
Charlotte Cross bu kasabayı sorunlardan kurtarmaya yardım etmek için geldi. | Open Subtitles | لقد جاءت شارلوت كروس هنا للمساعدة لإنقاذ هذه المدينة من الإضطرابات |
Oraya bir salgına yardım etmek için CDC ile gitmiştim. | Open Subtitles | ذهبت إلى هناك مع مركز مكافحة الأمراض للمساعدة فى المكافحة |
Ama diğerleri burada kalıp karadaki işlere yardım etmek için müsaadenizi istiyorlar. | Open Subtitles | لكن الآخرين يودّون إذنك للسماح لهم بالبقاء هنا للمساعدة هناك على الأرض |
Yeğenim hakkında konuşuyorsun ve ben ona yardım etmek için elimden geleni yaparım. | Open Subtitles | أنت تتحدث عن ابن أخي هنا، و أنا سأفعل كل ما بوسعي لمساعدته. |
İnsanlar birçok kez bana yardım etmek için zahmete girdi. | TED | في كل مرة، يخصص بعض الناس وقت لمساعدتي. |
Toz ve dumanın ötesini görmeye çalışırken, yaralılara yardım etmek için elinizden geleni yapıp yakındaki bir sığınağa doğru emekliyorsunuz. | TED | وبينما تجاهد لترى عبر الغبار والدخان، تفعل مافي وسعك لتساعد الجرحى لتزحف بعد ذلك إلى مخبأ قريب. |
İnsanları öldürmek için para bulunabiliyorsa insanlara yardım etmek için de para bulunabilirdi. | Open Subtitles | إذا يمكنك أن تجد مال لقتل الناس يمكنك أن تجد مال لمساعدة الناس |
Tekno yıldızların bize yardım etmek için sıralandıkları nokta burası. | TED | وهنا حيث اقترنت نجوم التقنية بالفعل لمساعدتنا. |
Bu arada ona yardım etmek için elimizden geleni yapmalıyız. | Open Subtitles | في الوقت الحالي علينا أن نقوم بما في وسعنا لمساعدتها |
Dostum Caleb'e bu derdinde yardım etmek için, unuttun mu? | Open Subtitles | لأساعد صديقي مع كل هذه المصاعب هنا ، أتتذكرين ؟ |
Dostum, sana yardım etmek için buradayım ama beni işlerin dışında bırakıyorsun. | Open Subtitles | يا رجل أتيت لأعمل لديك لأساعدك ولكنك تبقيني بعيداً عنك يا رجل |
Daha iyi olabilir diye düşünüp yardım etmek için gönüllü oldu. Çok kısa bir zamanda da bir gösterinin müzik yönetmeni bir diğerinin ise yönetmeni oldu. | Open Subtitles | لذا تطوع لتقديم المساعدة وسرعان ما أصبح المخرج الموسيقي للعرض |
Biliyorum, elimizden geldiğince yardım etmek için buradayız. Sorumlu benim. Sorumlunun o olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لا أفهمك ونحن هنا لمساعدتكم بكل ما يمكننا من الآن أنا المسؤولة |
Böylesi daha iyi olur. Partnerim birisine yardım etmek için yanıp tutuşuyor. | Open Subtitles | هذا من الافضل ان يكون جيدا شريكى سيموت ليساعد احدا |
Sana yardım etmek için hiç bir şey yapmadım. Sadece kendimi düşündüm | Open Subtitles | .لم أفعل أيّ شيئ لمساعدتكِ لقد كنتُ أفكّر في نفسي فقط |
Ekili alanları geliştirmekten tutun da her şeye yardım etmek için. | Open Subtitles | لتطوير الدول , للمساعده بكل شي بدءاً بالزراعه الى ادارة البيئه |