"yaver" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحظ
        
    • حالفنا
        
    • حظ
        
    • حالفني
        
    • يحالفنا
        
    • يحالفني
        
    • حالفك
        
    • الحظّ
        
    • محظوظين
        
    • يحالفك
        
    • حالف
        
    • سيُحالفنا
        
    • حالفها
        
    • يحالفهم
        
    • عاثر
        
    Ama aynı yaz şansı yaver gitmeyen iki kişi olmuştu. Open Subtitles لكن ثمة شخصين آخرين في ذلك الصيف لم يحالفهما الحظ
    Hatta kafalarına silahı dayayınca daha orada şansın yaver gidebilir. Open Subtitles إن وضعت مسدس على رأس أحدهم ، قد تواجه الحظ
    Evet Çavuş, şansızımız yaver gitti. Open Subtitles حسنا يا سيرجنت .. لقد حالفنا الحظ بعد كل هذا
    Altyordamı ayrıştırmaya çalışıyoruz ama şimdiye kadar şansımız yaver gitmedi. Open Subtitles الذي ينظم التواصل مع سفينة القيادة حتى الأن بلا حظ
    Ancak şu aralar şansım yaver gitti, ve tekrar lacilerimi giyebiliyorum. Open Subtitles لكن قد حالفني الحظ مؤخراً وعدت إلى العمل
    Şansımızın henüz yaver gitmediğini söyledin o da hemen atladı. Open Subtitles لقد قلت لبراد أن الحظ لم يحالفنا حتى الآن
    Morg elemanlarından oluşan bir ağ oluştursam anca şansım yaver gidebilir. Open Subtitles إذا استطعت جعل العاملين في المشرحة يراقبون الوضع ربما يحالفني الحظ
    Peki, hidrofonik labaratuvarın nasıl gidiyor? Şansın yaver gidiyor mu? Open Subtitles حسناً, ماذا عن معملك للزراعة المائية هل حالفك الحظ فيه؟
    İletişim cihazıyla şansım yaver gitmedi, ...ama başka bir fikrim var. Open Subtitles حسناً لم يصادفنى الحظ مع جهاز الإتصال ولكن لدى فكره أخرى
    Şans her zaman yaver gitmez ama benimki artık dönmeye başladı. Open Subtitles الحظ موجود في خطوط رفيعة, واعتقد أن حظي على وشك التغيير
    Unutma, buna "şansı yaver gidiyor" derler ama şans tasarımın tortusudur. Open Subtitles تذكر أنك قد تكون محظوظاً ولكن الحظ يأتي لمن خطط له
    Samanlıkta iğne aramaya benziyor. Ama belki şansımız yaver gider. Open Subtitles الأمر أشبه بإبرة في كومة قشّ، لكن لربّما سيُحالفنا الحظ.
    Leela, bu sefer şansımız yaver gitti, ama daha dikkatli olman gerekirdi. Open Subtitles لقد حالفنا الحظ هذه المره يا ليلا لكن يجب أن تكوني أكثر حذراً
    Birkaç problemimiz var şansımız bu etkileyici balon koleksiyonunda daha yaver gidiyor. Open Subtitles لقد حالفنا الحظ أكثر بتطوير هذه المجموعة من البالونات
    Şansımız yaver giderse beyne oksijen taşıyan yeni damarların oluşmasını sağlayacak. Open Subtitles بأي حظ سوف تنمو أوعيتك الدموية الجديدة وتساعد على أكسدة الدماغ
    Ancak şu aralar şansım yaver gitti, ve tekrar lacilerimi giyebiliyorum. Open Subtitles لكن قد حالفني الحظ مؤخراً وعدت إلى العمل
    Belki şansımız yaver gider ve biz de onun düştüğü yere düşer ve onu buluruz. Open Subtitles ربما يحالفنا الحظ ونحطم انغسنا في نفس المكان ونجدها
    - Belki şansım yaver gider, şu barmenle bir kavgaya tutuşuruz. Open Subtitles ربما قد يحالفني الحظ حيث سأتشاجر مع ذلك الساقي كلا، ليس هذه المرة
    Gitmeden önce rulet oyna. Şansın yaver gidiyor. Open Subtitles إن عربتك جاهزة كي تغادري لقد حالفك الحظ اليوم
    Şu eski hastane arazisi üzerinde çalışmaya devam edelim, millet. - Belki şansımız yine yaver gider. Open Subtitles ولنواصل العمل بموقع المشفى القديم يا جماعة فلا أحد يعلم، لربما حلفنا الحظّ مجدّداً
    Benim dünyamda, zamanlama her şeydir. ve bazen şansımız yaver gider. Open Subtitles في عالمي , التوقيت هو كل شيء وأحياناً , نكون محظوظين.
    Kusura bakma ama kasıtlı olarak bunu yapamam[br]Ama belki şansın yaver gider. Open Subtitles آسف، لا أستطيع ذلك عن عمد، ولكن ربما يحالفك الحظ
    Dikkatli olun beyler eğer birinizin şansı yaver giderse, sadağımda bir sürü prezervatif var. Open Subtitles تقدموا فحسب يا زملاء إذا حالف أحدكم الحظ فلدي درزن من الواقيات الذكرية في كنانتي
    Onlar şansları yaver giden kürklü parazitlerdi. Open Subtitles كانوا الطفيليات ذات الفرو التي حالفها الحظ
    Ve birçok çiftin duşta şansı yaver gitmiş. Open Subtitles والكثير من الأزواج يحالفهم حظ كبير في الاستحمام
    Miniksiniz, şansınız yaver gitmiyor sonra dediniz ki, "Hey, o bir dev. Open Subtitles أنتم صغار الحجم وحظكم عاثر دائما ، تفكرون وتقولون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more