"yemem" - Translation from Turkish to Arabic

    • آكل
        
    • أكل
        
    • أتناول
        
    • اكل
        
    • أأكل
        
    • آكله
        
    • آكلُ
        
    • لأكل
        
    • أكله
        
    • اتناول
        
    • لآكل
        
    • لتناول الطعام
        
    • آكلَ
        
    • لآكله
        
    • لا آكلهم
        
    Yolda ezdiklerimi yemem, kendi akrabalarımı becermem ve özel otobüsten de inip gelmedim. Open Subtitles لست آكل الجيف ولا أعبث مع الأقارب ولم أتعطل يوماَ من ناقلة قصيرة
    Ama bu onun iğrenç yumurtalarını yemem gerektiği anlamına gelmiyordu. Open Subtitles لكن هذا لم يعني أنه يجب أن آكل بيضها الردئ.
    Hayır Chris, parasını ödemek bir yana ben domuz eti yemem bile. Open Subtitles لا، كريس، أنا لا آكل لحم الخنزير، السماح يدفع وحده ثمن ذلك.
    Kusura bakmayın. Yemek yemem gerek. Öğlen bir duruşmam var. Open Subtitles معذرة ، يجب أن أكل لدي جلسة بعد وقت الغذاء
    Uzman, kök sebze yemem gerektiğini söyledi Günde on üç adet şalgam yersem topraklanırmışım köklenirmişim. TED قال أخصائي التغذية أنني يجب أن أأكل الخضروات الجذرية وأنه لو تمكنت من أكل 13 حبة من اللفت يومياً سأصبح متزنة، قوية.
    Ben de hep anneme yemekten önce tatlı yemek istediğimi söylerdim ama sonradan önce sebzelerimi yemem gerektiği ortaya çıkardı. Open Subtitles أعتدت دائماً أن أتناول حلوتي قبل عشائي و إن الأمر دائماً معكوس ، لذا يجب علي أن أتناول الخضروات أولاً
    Bu üzerine şu peynirden koyulan et. Ben hiç peynir yemem. Open Subtitles هذا هو لحم بالجبن عليه انظر , انا لا اكل الجبن
    Yemek yaparım, becerikliyimdir, kendi çorap söküklerimi dikerim, asla sarımsak ya da soğan yemem. Open Subtitles .. أنا أطبخ ، أبتلع السيوف ، أصلح جواربي ولا آكل أبداً الثوم أو البصل
    Teşekkür ederim, ama ben itlerle yemek yemem. Eğer o it sürü başıysa, yiyebilirsin. Open Subtitles شكرا لك , لكنى لا آكل مع الكلاب ربما ستفعلي ، إذا ما الكلب أخذ بزمام الأمور؟
    Asla tavşan istemiyorum. Tavşan yemem ben. Anlıyor musun? Open Subtitles لا أريد أرنب مطلقاً، لا آكل القوارض هل فهمتي؟
    Seni uyarıyorum, çiğ balık yemem. Ben böyleyim işte. Open Subtitles أنا سأحذرك أنا لا آكل سمكاً نيئاً لكن ذلك فقط انا
    Çok yemem ve yanlışla doğru arasındaki farkı bilmem. Open Subtitles لن آكل طعام كثير ، ولا أعرف الفرق بين الصواب والخطأ
    Tavuk yemem, bu yüzden sadece şehriye çorbası. Open Subtitles أنا لا آكل دجاج لذا هو فقط شوربة معكرونة
    Bu tekneden inmeme izin vermezsen, bir şey yemem. Open Subtitles لن أكل اى شىء حتى تطلق سراحى من على هذا المركب
    Yumurta kesesi yaparken asla yemek yemem. Open Subtitles لا يُمكنني أكل شئ عندما أصنع حويصلات البيض
    Ben çikolata yemem. Alerjim var, hatırladın mı? Open Subtitles لا أكل الشوكلاته هل تتذكرين لدي حساسية منها؟
    Bir süre yemeklerimi yatakta yemem gerekti çocuklar olduktan sonra, ama hiç hoşlanmadım. Open Subtitles أضططرت ان أتناول وجباتى فى السرير لفترة عندما انجبت الاطفال و لكننى لم استرح لهذا
    Yemek de yemem, çöp gibi kalırım. Open Subtitles و إننى لن أتناول الطعام و سأصبح نحيفة مثل العدم
    Kendi dışkısında yaşayan hiçbir şeyi yemem. Open Subtitles انا لا اكل حيوان ليس عنده بعض الاحساس بحيث يأكل فضلاته
    Yemeğime uyuşturucu katacağını duydum o zaman yemem. Open Subtitles اعتقد انك سوف تضع المخدر في طعامي وانا لن آكله
    Çok sık pizza yemem Roger. Open Subtitles أتَعْرفُ، أنا لا آكلُ البيتزا كثيراً، روجر.
    Gidersen ikisini birden yemem gerekecek, ve bu hiç hoş değil. Open Subtitles انظري، إذا ذهبتِ، سأضطر لأكل كلا الطلبين وهذا ليس شيئاً رائعاً.
    ...normalde konuşmam gerektiği gibi konuşamıyorum normalde yemem gerektiği gibi bile yiyemiyorum tabii insanların çevremde olmaktan rahatsız olmamalarını istersem. Open Subtitles لا أستطيع أن أتحدث كيفما أتحدث عادة، لا أستطيع حتى أن أكل ما أكله عادة إن أردت للناس أن يشعروا بخير من حولي.
    - O yapışkan boku yemem! - Hey, yola dikkat et. Open Subtitles انا لا اتناول ذلك الحلوه اللزجه - هيه، انتبه لطريق -
    - Sadece mısır gevreği yersin sanıyordum. - Bunları yemem yasak. Open Subtitles لقد نزلت الآن لآكل هذا خلسة هذا ممنوع هنا تماماً
    Yemek yemem gerektiğinin farkındayım, yemek yemem gerektiğinin farkındayım. Open Subtitles أنا أعرف أن لدي لتناول الطعام، أنا أعرف كيف لتناول الطعام.
    Dondurma yemem gerek, değil mi? Open Subtitles أنا من المحتمل يَجِبُ أَنْ آكلَ بَعْض الآيس كريمِ، حقّ؟
    Ben acıktım. Daha fazla yemek yemem lazım. Open Subtitles أنا جائع يا رجل، يجب أن أجد المزيد لآكله
    Bak ne diyeceğim, ...onları yememem için iyi bir nedenleri varsa yemem. Open Subtitles حسناً إنظرى لو أنهم أعطونى سبب واحد جيد أن لا آكلهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more