"yeterli bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • فيه الكفاية
        
    • وجيهاً بما يكفي
        
    Ve ben bunun içmek için yeterli bir neden olduğunu düşünürdüm. Open Subtitles وأنا دائماً إعتقدتُ ذلك و كَانَ سبباً بما فيه الكفاية للشُرْب
    Ve ben bunun içmek için yeterli bir neden olduğunu düşünürdüm. Open Subtitles وأنا دائماً إعتقدتُ ذلك و كَانَ سبباً بما فيه الكفاية للشُرْب
    Ki bu küçük bir fayda, ama yeterli bir fayda değil. TED والذي هو امر جيد ولكنه ليس جيدا بما فيه الكفاية
    Bu yeterli bir sebep degil! Open Subtitles هذا ليس سبباً وجيهاً بما يكفي!
    Bu yeterli bir sebep değil! Open Subtitles هذا ليس سبباً وجيهاً بما يكفي!
    yeterli bir adam olamamak... Open Subtitles من أنك لا تعتقد بأنك رجل بما فيه الكفاية
    Konuşmama izin veriyorsun, çünkü kendi ağzımdan çıkanları duymamın yeterli bir ceza olduğunu biliyorsun. Open Subtitles تَركتَني أَتكلّمُ لأن تَعْرفَ يَسْمعُ كلماتُي عقابُ بما فيه الكفاية. أَعْرفُ ما أنت تَعْملُ.
    Hepimiz Darly'nin bacağını kaybetmesinin yeterli bir ceza olduğunu hissetmiştik. Open Subtitles كلنا شعرنا بأنّ خسران داريل ساقه كان عقابا بما فيه الكفاية.
    Şimdi telefonunun pilini değiştirmene yeterli bir süre... bağlantıyı keseceğiz. Open Subtitles لذا , سننقطع عن الإتصال ما فيه الكفاية عليكِ أن تبدلي بطارية الهاتف بالتي في الشاحن
    Senin için yeterli bir kız çocuk olmadım diye. Open Subtitles أم لأنّني لم أعد فتاة بما فيه الكفاية لك
    Amerikalıları tamamen geri çekilmeye zorlamak için yeterli bir sayıydı. Open Subtitles هو كَانَ بما فيه الكفاية أَنْ يُجبرَ يُكملُ يَنسحبَ.
    Ama zaman yoktu, kardeşiyle ödeşmek yeterli bir ödüldü. Open Subtitles لكنماكانهناكوقتَ ،ويُصبحُمستوياً مَع أَخِّيه كَانَ جائزةً بما فيه الكفاية.
    Kapıdan yeterli bir uzaklıkta onlara yem atarız böylece kapıdan çıkıp gidebiliriz. Open Subtitles نحن سوف نلهيهم سنقوم بها بعيدا ، موافق؟ سنقوم بها بعيدا من بوابات طويلة بما فيه الكفاية
    Acaba ortaçağ dövüş kulübü yeterli bir neden olur mu? Open Subtitles ورُبَّمَا نادي المعركةَ سيَكُونُ سبب جيد بما فيه الكفاية
    Felç etmek, kalp atışını ve nefes alışını durdurmak ve ölü sanılmış olması için yeterli bir miktar. Open Subtitles ملليغرامين 16 ساعة مضت. بما فيه الكفاية لشَلّ، يَقْمعُ نبض القلب والتنفّس،
    Acı çekmek için yeterli bir sebep, değil mi? Open Subtitles ..لذا حزنـّا بما فيه الكفاية ، أليس كذلك ؟
    Bu uçurumdan itmek için yeterli bir güç olabilir. Open Subtitles فيه الكفاية بالنسبة لنا لدفعها إلى الهاوية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more