"zamanını" - Translation from Turkish to Arabic

    • وقت
        
    • وقته
        
    • وقتها
        
    • وقتكِ
        
    • زمن
        
    • أوقات
        
    • وقتكَ
        
    • وقتًا
        
    • لوقتك
        
    • توقيت
        
    • وقتك في
        
    • وقتكم
        
    • وقتَ
        
    • الوقت في
        
    • وقتهم
        
    Ama ben L'e Kira'nın ölüm zamanını seçebildiğini çoktan gösterdim. Open Subtitles لكن إل يعلم أن كيرا يستطيع التحكم في وقت الموت
    Gördüğün gibi tüm zamanını bir şeyler yapıyor gibi gözükerek.. Open Subtitles يسخر من الفترة التي قضاها بمنصبه بوصفها وقت من التعالي
    Şirketin zamanını hiç çalmadığını söylemiştin, ben de emin olmak istiyorum. Open Subtitles أنت قلت أنك لا تضيع وقت الشركة بتاتا ,أنا أتأكدّ فقط
    Çoğumuz zamanını evlerde geçirdi ve çözemediğimiz sorunların cevaplarını arayıp durduk. Open Subtitles أغلبنا أمضى وقته يفكر في ماذا لو وينظر إلى الأسباب الآخرى
    Neden senin gibi kızlar onun gibi tiplerle zamanını harcıyor? Open Subtitles كيف لفتاة مثلك تهدر وقتها مع رجل مثل هذا ؟
    Yalnızca zamanını boşa harcaman yetmez 30 yılın üzerindeki ününü de riske ediyorsun. Open Subtitles أنتِ لا تضيعين وقتكِ فحسب بل تخاطرين بأكثر من 30 عاماً من سمعتكِ
    Adli tıp Bayan Oaks'ın ölüm zamanını 20:00-22:00 arası olarak belirledi. Open Subtitles القاضي شَهدَ تلك الآنسةِ. وقت أوكس مِنْ الموتِ كَانَ بين 8:
    Boş zamanını bana haber ver de zamanı ayarlayalım o zaman. Open Subtitles اخبريني عندما يكون لديك وقت, وسوف نضع ذلك وقت في التقويم
    Ayrıca sizden sonra gelecek doktor ya da acil müdahalecinin kıymetli zamanını kurtarılamaz biri için harcamasını önlemenizi de istiyoruz. Open Subtitles و تمنعون الطبيب التالي او تقني الاستعجالات الطبيه الذي يأتي بعدكم من قضاء وقت ثمين على مريض لا يمكن إنقاذه
    Kahvaltı zamanını kendi bilgi birikimimizi geliştirmede kullanmaya karar verdik. Open Subtitles قررنا استغلال وقت فطورنا في تنمية قواعد معرفة بعضنا البعض
    Boş zamanını çalışanlarına tanışma randevuları ayarlayarak geçirir ve eğer bir sorunum olursa biliyorum ki yardım edebileceği her şeyi yapar. TED يقضي وقت فراغه يحاول تجهيز مقابلات عمياء لموظفيه، وأنا أعلم أني لو وقعت في أي مشكلة سيفعل ما يستطيع ليساعدني
    Bu oldu çünkü birçok insan bunun için zamanını ve... ...gücünü harcadı, öncü ruhlarını ortaya koydu. TED و لكنه حدث بسبب جهود و وقت الكثير من الناس و آرواحهم الرائدة التي جعلتهم يقومون بهذا العمل.
    Beş kez damıtılmış Noel coşkusunun maneviyatı sevginin, iyi olan her şeyin yılın bu zamanını diğer zamanlardan farklı kılan her şeyin. Open Subtitles خمس مرات قد قطرت روح بهجةعيد الميلاد من الحب، لكل ماهو طيب كل ذلك يجعل هذا الوقت من السنة مختلف عن أي وقت آخر
    Lütfen mahkemenin zamanını teknik detaylarla harcamayın. Open Subtitles أرجوك لا تضيع وقت المحكمة في هذه الامور التقنية
    Tüm zamanını arkadaşları ile Pilar' da Alman denizaltısı avlayarak geçirdi. Open Subtitles لقد توقفه عن الكتابة وامضى كل وقته مع اصدقاء في الصيد
    Albay tüm zamanını bize iyi bir hayat vermek için harcıyor. Open Subtitles العقيد يقضي وقته كله من أجل أن يقدم حياة جيدة لنا
    Benim babam sihri öğrendi, zamanını ışığı takip ederek geçirdi. TED تعلّم والدي سحر التصوير، وأمضي وقته في تتبّع الضوء.
    Tüm arkadaşlarım gitti. Ernessa tüm zamanını Lucy'nin odasında geçiriyor. Open Subtitles جميع أصدقائي رحلوا أرنيسا قضت كل وقتها في غرفة لوسي
    İşimiz bittiğinde tüm zamanını gevezelik ederek geçirebilirsin. Open Subtitles حين ننتهي، يمكنكِ أن تقضي كل وقتكِ بالأحاديث التافهة.
    Adli Tabibin raporu ölüm zamanını 19:30 olarak saptıyor, Kolumbo. Open Subtitles " الفاحص الطبي حدد زمن الوفاة 7: 30 " كولومبو
    Siddet içermeyen suçlardan uzun süre hapsedilme üzerinden, siyahilerin zamanını çalmayı durdurabiliriz. TED بإمكاننا التوقف عن سرقة الوقت من السود من خلال وقف أوقات الحجز الطويلة بسبب جرائم غير عنفية.
    zamanını yüzey ve deniz arasında ikiye ayırabilirsin fakat zihnini ayıramazsın. Open Subtitles بوسعكَ أن تُقسم وقتكَ بين الأرض و البحر ولكن ليس عقلكَ
    Bilekliği hack'lemek için bayağı bir zamanını ayırmıştır bence. Open Subtitles أنا أظن بأنه ركز وقتًا طويلًا على كيفية حل شفرة السوار.
    zamanını iyi ayarlayamadın, bazı önemli noktaları atladın, ve ağızsal sunumun ise yarım yamalak ve etkisizdi. Open Subtitles لم تخطط لوقتك جيداً لقد فعلت بعض الأشياء المهمة بسرعة و الإتصال الفمى كان قذر و غير مقنع
    zamanını ve yerini bilmek insanlarımız arasında son derece nadirdir. Open Subtitles حيث من النادر أن يدرك المرء بين قومى توقيت و كيفية موته
    zamanını şiir okuyarak harcamanın uygun bir davranış olduğunu mu düşünüyorsun? Open Subtitles هل تجدها انه من المناسب ان تضيع وقتك في قراءة الشعر؟
    Onu ait olduğu yere bıraktım zamanını harcadığım için üzgünüm. Open Subtitles لقد تركناها في مكانها الصحيح نحن آسفون لأننا أضعنا وقتكم
    Orada birini bırakıyorlar ve polisin gelme zamanını ölçüyorlar. Open Subtitles مِنْ هناك يُركّزونَ شخص ما إلى تُراقبُ الساعةُ والمقياسُ وقتَ رَدِّ.
    zamanını daha iyi bir bakış açısı kazanmaya çalışmakta kullan. Open Subtitles استعمل ذلك الوقت في المحاولة وكون وجهة نظر حول الأمر
    Herhangi birinin bu konuda yardım etmeyi isteyip istemeyeceğinden, ve böyle bir şeye zamanını ayıracağından kuşkuluydum. TED انتابتني الشكوك عن إذا ما كان أي شخص يودّ مساعدتي في ذلك، والتخلي عن وقتهم الثمين من أجل شيءٍ من هذا القبيل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more