"أبليت" - Traduction Arabe en Turc

• iyiydin
• yaptın
• iş çıkardın
• geçti
• Harika
• Aferin
• iyiydim
• yapmışsın
• Harikaydın
• iş çıkardığımı
• işti
• idare
• iş çıkardım
• iş becerdin
• iş çıkarmışsın

Orada çok iyiydin. Sen olmasan onu oradan kurtaramazdım.
أبليت البلاء الحسن هناك ولولاك لما استطعت تنفيذ المهمة

- Selam. - Bugün iyiydin, Yankee.
ــ مرحباً ــ لقد أبليت حسناً أيها الشمالي

Netflix'le inanılmaz işler yaptın, milyardersin ve eğitime çokça zaman ve para harcadın.
أعني، لقد أبليت بلاًء حسنًا في نيتفليكس، أنت بليونير، تنفق كثيرًا من الوقت وبالتاكيد ،المال، على التعليم.

İyi iş çıkardın ama böyle devam etmelisin.
، أبليت بلاءً حسناً لكن عليك أن تواظب على هذا المنوال

Daha buraya gelmedi. Nasıl geçti?
لا أعرف انها ليست هنا حتى الآن , كيف أبليت ؟

Harika iş çıkardın. Harika bir köpeksin ve eğer bomba koklama işinde filan çalışmak istersen ara beni.
أبليت بلاءً حسناً انت كلب مُذهل إذا اردت ان تنضم الى فريق شم القنابل ، خبرني

Şaşırdım..çok iyiydin evlat ve aramıza döneceğine eminim
لا يوجد هنالك مفاجئات لقد أبليت جيداً يا فتى

Çok iyiydin..gerçekten
لقد أبليت جيداً الفوز ليس كل شيء، أليس كذلك. ؟

- Sadece takımın bir parçası olmaya çalışıyordum. - Gayet iyiydin.
كنت أحاول أن أكون فرداً من الفريق لقد أبليت حسنا

İyi iş çıkardın. Çok teşeküürler. Çok iyiydin.
أبليت بلاء حسنا شكرا جزيلا، أبليت بلاء حسنا

Okulda iyiydin, bir çok arkadaşın vardı.
أبليت بلاءً حسن في المدرسة، وحظيت ببعض الأصدقاء.

Bence fark ettiğinden çok daha fazlasını yaptın.
أعتقد أنك قد أبليت حسناًَ أكثر مما تعتقد

Sen de konserde ne yaptın, bunu bilemezsin.
لايمكنك أنت تعرف كيف أبليت في حفلة موسيقية أيضاً

Komisyon üyeleri sana saygı duyuyor limanlarda da iyi iş çıkardın...
يحترمك رجال مجلس الإدارة أبليت بلاءً حسناً مع الموانيء

Şerif'in askerlerini buradan göndermesini sağlayarak iyi iş çıkardın!
أبليت حسناً إقناعك العمدة التخلي عن قواته

Bayan Heck, MCAT sınavlarım Harika geçti, tıp fakültelerinden haber bekliyorum ve dürüst olmak gerekirse artık ağlamayı kabul edemezdim.
لقد أبليت بلاءًا حسنًا في اختبارات دراسة الطب وأترقب إتصال كليات الطب بي وبصراحة، لم أعد أحتمل بكائها

İyi bir iş dediniz. Bunun anlamı iyi mi geçti?
"إذاً ، لقد قلت "أبليت حسناً أهذا يعني أن الأمور سارت على ما يرام؟

Ve Jude, yardımın için sağ ol, Harika bir iş çıkardın.
وجود، شكرا لمساعدتك في إعداد العشاء لقد أبليت حسنا

Padawan, Aferin.
أيتها المتدربة لقد أبليت بلاء حسناً

Evet canlıyken de iyiydim ama sonra başka işlerle yoluma devam ettim.
أجل، أبليت حسناً في اللعب المباشر لكنك مضيت قدماً إلى أشياء أخرى

Ve siz de, benim ofisime inanılmaz şeyler yapmışsın.
وأنت أبليت بلاء مذهلاً في مكتبي

Harikaydın, bizi sen kurtardın.
لقد أبليت حسناً بمساعدتنا في مراوغة هذه الصخور

Bak, Dana, çok iyi bir iş çıkardığımı düşünüyorum. En azından bunun için kendimi bitirdim.
أظنني أبليت بلاءً أحسن أقلّه تجرعت المرّ محاولاً

- Camila, benim. İyi işti. Her şey planladığım gibi gidiyor.
لقد أبليت بلاءً حسناً، كل شيء يسير حسب ماخططتُ له.

- İdare eder, Çiroz. İdare eder.
-لقد أبليت باعتدال أيها "الصغير"، باعتدال

Ve bence ahlaki karmaşaları macera ile harmanlayarak insanların ilgisini çekecek hâle getirme konusunda iyi bir iş çıkardım.
وأظن أنّني أبليت جهدًا طيّبًا بمُطابقة التعقيدات الأخلاقية المشوبة مع التجارب التي تجرّ الناس لها.

Belki de değildir, Ama bu çimlerin arasında çok iyi bir iş becerdin.
ربما لا، لكنك أبليت بلاءً رائعاً بجز العشب

Mahkemede bugün iyi iş çıkarmışsın.
سَمعت أنك أبليت بلاء حسناًً .في المحكمه اليوم